Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu
türk şiirinin en ritmik eseri.
başı bozuk, dağınık, hatta saçma gibi duruyor ama tam da hayatın özü.
hele;
"bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu" dizeleri muhteşem be usta.
(bkz: edip cansever)
şiirdeki matematik olgusunun en anlaşılır örneği sayılabilecek bir şiirdir. çok önemli ve ya da etkileyici sayılmayacak bir şeyi, şiirleşmesi dolayısıyla ne müstesna gördüğümüzden hareketle, şiir denen şeyin, kendine has bir ironisi, bir matematiği olduğuna kanıttır. anlatamadığım üzere, çok güzeldir yani.