olmayan demokrasidir. zira marks'ın önerdiği sınıflar gücelliğini yitirmiş sınıflardır. zamanın koşullarına göre uygun olan bu sınıflar; yerini bugün çok daha farklı nitelikte ve nicelikte sınıflara bırakmıştır. ayrıca demokrasinin en gerçekçi uygulanabileceği toplumlar işçinin baskın geldiği veya herhangi bir sınıfın baskın geldiği toplumlar değil şehirleşmenin ve sanayileşmenin yüksek düzeyde olduğu ve üniversite düzeyinde eğitimin yüksek oranda olduğu toplumlardır. yine de bu önerme ideal değildir. sadece ideale yakındır. zira demokrasi kavramı ucu olmayan bir kavramdır ve ideal bir demokrasi örneği olmayan bir demokrasidir. ideal demokrasi sadece bir ütopyadır.
anamalın yıkılıp işçi sınıfının baskın geldiği bu düşünce anlayışı sonucunda marks'ın önerdiği gibi demokrasi getirmemiş bilakis dikta vari bir baskıcı kollektivizm anlayışı getirmiştir. bunun anlamı da sen bizim dediğimiz gibi olmazsan biz seni sünger yapmasını biliriz. bu demokrasi değildir.
sınıfların kalktığı tezi bir yalandır! zira sınıflar giderek daha fazla kutuplaşıyor fakat aynı şekilde mücadele etme isteği de, düşmekte var olan sistemin ideolojisi beyinlerde sınıfsız gözetmeksizin kazınmaktadır. işçiler artık sadece fabrikalarda çalışanlar değildir. bir mühendis, öğretmen, muhasebeci de gittikçe işçi sınıfına yaklaşıyor. hayat standartı olarak olmasa bile işçilerden geriye kalmayan bir ezilme mevcut sistemde görülmektedir. bu nedenle sınıfların öldüğü tezi bir yalandır.