Biyografisini kaleme alan David Ritz'e göre,
Marvin Gaye'de bir insanın içine hapsolmuş bir meleğin sesi var.
Marvin Gaye'in tutku rezervi sınırsızdı ve sesi, çarpıcı değişkenlikteydi.
Kulağa kendinden geçmiş de, uysal da, dürüst de gelebiliyordu.
En ünlüsü ise 'Let's Get It On'un coşkusu ve seksiliği.
Gaye, hayatla sanatın arasına bir çizgi çekememekten mustaripti.
içki, daha fazla uyuşturucu ve babasıyla giriştiği ölümcül kavga,
onun son günlerine damgasını vurdu. Ondan geriye kalan imza,
Stevie Wonder'dan Lauryn Hill'e kendine yeten siyah şarkıcılar için
yolu açması oldu.**
adına hazırlanan bir belgeselde asıl soyadının gay olduğunu söyleniyordu. okuduğu okuldaki diğer çocuklara alay konusu olması üzerine soyadının sonuna e harfi ekleyerek gaye haline getirmiş efendim.
müziğe başlarken yaptığı işin seksenlerden günümüze kadar afrikadan amerikaya, asyadan avrupaya, sevişen çiftlerin fon müziği olacağını düşünüyor muydu acaba... ki bu gelenek daha yıllarca sürecek gibi. allah sizi inandırsın sadece marvin dinlemek için sevişen adam tanıyorum. tabii. herkes gider, marvin kalır.
Sexual healing adlı çok popüler bir parçası olan usta sanatçı/ yorumcu. Şarkının adında seks geçtiği için belki uludağ ergenlerinin dikkatini çekebilir; böylece ergenler muhteşem bir sesi tanımış olurlar.
(2 Nisan 1939 - 1 Nisan 1984) ünlü ABD'li bir R&B ve soul sanatçısıydı. Sanatçı 2 kez kazandığı Grammy ödülünün yanı sıra, 1960'lar ve 1970'ler boyunca solo olarak sergilediği önemli çalışmalarla gündeme gelmiştir.