inanç sistemi, duyguları ve beklentileri üzerine felsefik bir bakış açısıyla çekilmiş ilk yarısında ki gerilim ve merak unsurlarıyla sizi farklı bir beklentiye sokan; temelinde sadizmi barındıran abuk bir fransız filmi. Filmin başından sonuna kadar geçen işkenceler ve çekilen acılar ibadeti, ritüelleri betimlerken sonuna gelindiğinde dalga amaçlı olarak konulmuş olan beyaz bir ışık ve tabancalı son sahne "inandığınız şeyler uğruna çektirdiğin(m)iz acılar boşuna" diyerek kendi açısından bir yorumda bulunuyor. Yorumları okurken çok iyi bir gerilim filmiymişmiş, kan gövdeyi götürüyormuşmuş diye izlemeye kalkmayın bu yüzden. Film genel olarak da gerilim yada korku değil şiddet pornosu niteliğinde; bir mesaj vermeye çalışan felsefik bir film.
Martyrs 2015 Goetz kardeşlerin yönetmenliğinde, Troian Bellisario ve bailey noble'ın başrolüyle yeni bir soluk kazanan remake filmdir. Final sahnesinde çok etkilendim biraz daha farklı kurgulanmıştı ve fazlasıyla ağladım. Çok ağladım çok...
bi sikim anlamadığım, korku-gerilim-dram-gizem türünde sikindiriktırt film. bi de imdbde 7.1 almış. hassiktir ordan.
öncelikle korku unsuru neredeyse tüm korku filmlerindeki olan sadece ekrana biranda böhh diye çıkarak anlık sıçramalara yol açan sikik sikik sahnelerle sağlanmış. bu yüzden korku(horror) türündeki filmlerin neredeyse hepsinden tiksiniyorum ve izlememeye özen gösteriyorum. tabi testere serisi gibi horror olup da aslında amacı korkutmak değil vahşet olan ve arkasında düzgün bir hikaye barındıran filmleri çok severim.
zaten horror kelimesi bence çok yetersiz.
neyse, korku filmi falan değil öncelikle. kan gövdeyi götürüyor ki en azından bu konuda biraz başarılı.
--spoiler--
lakin ana konusu öylesine gerzekçe ki. ölümden sonrasını anlamak için herkes işkence etsin amk. deriler yüzülsün, dövülsün, bok gibi bişeyler yedirilsin.
Game of thrones dekinden daha detaylı deri soyma işkencesi görebileceğiniz film.
+20 hızlı giriş yapıp aksiyonun yerini sadizme bıraktığı ürperten gerilim filmi. Hostel filminden daha iyi bir kurgudur.
sonu kötü biten filmdir. ancak konu, konum, dizayn, kan, gerilim açısından bakıldığında feriştahına taş çıkartacak bir karanlıktadır. en galiz örneği testere olan bu tarz filmlerin bence başyapıtıdır ki testere yanında aydemir akbaş filmi gibi kalır.
bilmiyorum abarttım mı ancak en kanı soğuk insanı bile ''yeter ulan'' modunna soktuğundandır sanırım böyle bir övgüye mazhar olmuştur nezlimde.
psychdelic bir çalışma olmuş desek yeridir . alışılagelmiş gerilim türlerinden biraz daha uzakta kalan bir film . fransız ve ispanyol sinemaları son zamanlarda kült denebilecek kalitede korku yapıtları ortaya çıkarıyorlar . takipçileriyiz
film çok güzeldi bir kere o işkence sahneleri herşey harika sadece sanırım senarist sonunu bağlamayı pek becerememiş muallakta kalmış ama izlediğim en iyi işkence psikopat filmiydi diyebilirim garanti veriyorum en az 2 gün etkisi devam eder bünyede
--spoiler--
kızın matmazelin kulağına ne dediği hakkında kafa yormama sebep olmuştur. yazarların mantıklı tahminlerini merakla bekliyorum.
benim tahminim ise " öteki hayat diye birşey yok. inanmazsan git ve gör." şeklinde.
--spoiler--
kanlı sahneleriyle nefesimi kesmiş ve 2 gün etkisinden çıkamayıp moral bozukluğuyla gezindiğim, beni bu denli etkilemesiyle 'adamlar başarılı' sonucunu çıkardığım film.
oncelikle (bkz: haute tension) (bkz: frontiere's) (bkz: a l interieur) (bkz: dans ma peau). siz var fransizlar nasil demek? Oh la la! biz var nasil demek biliyor musunuz? oha! simdi ben bu film hakkinda ne diyeyim? michael haneke veya takashi miike yaninda karikutur gibi kaliyor be sozluk. oyle boyle degil. ilk yirmi dakikasini izleyip 'ju-on bu be!' falan deme, yanilirsin. mum and dad uzerine izledim de mi boyle oldum yoksa sadece yaslaniyor muyum, bilemedim be sozluk. ha, yok eger dersen, hostel benim taytli, pelerinli, ucan kahramanim, otur izle o zaman. yok aksini dusunursen, hic ilisme. inan, hayat boyle daha guzel.