ne yazık ki yaşım itibariyle maçlarını izleme olanağı bulamadığım ancak özel spor belgeselleriyle ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu öğrendiğim efsane tenisçi. chris evert la arasında büyük bir rekabet vardı. ee tabi cinsel tercihleri dolayısıylada çok konuşuldu.
tıbbın tüm imkanları bu hanım için seferber edilmiş, her yeni performans artırıcı ilaç vb. laboratuvar ortamında adeta kobay gibi üzerinde denenmiştir. en iyi dönemlerinde karşısında durabilecek bırakın kadını, neredeyse erkek tenisçi bile yoktu. fakat heyhat, kurt kocamış ve steffi' nin maskarası olmuştur. graf' la yaptıkları bir final maçında yorgunluktan gebermiş ve dinlenebilmek için her türlü çamuru yapmış, kuntizliğe başvurmuştur. gözlüklerini silme bahanesiyle oyunun ortasında sandalyesine oturup dakikalarca dinlenmişti.
meme kanserine yakalandığı açıklanan efsane tenisçi. tedavisine mayıs ayında başlanacakmış ve 6 hafta radyoretapi alacakmış. ayrıca, yapılan açıklamaya göre hastalığı yenme olasılığı yüksekmiş.
eşcinsel kimliğini daha 80'li yıllarda cesur bir kararla deklare eden ve geçtiğimiz günlerde 5 yıldır beraber olduğu iş kadını sevgilisine us open erkekler finali sonrasında, kameralar önünde evlilik teklif eden tenisin rekortmen oyuncusu. partneri de kabul etmiş teklifini, sevindirici...
ilk döneminde ingilizlerin tek meşhur kadın tenisçisi olan Evart'la çekiştiler ama özellikle '78 Wimbledon'undan sonra üstünlüğü ele geçirmiş ve hemen her maçtı kazanmıştır. Solaktır ve file önününü çok iyi oynar. Dünya'nın en iyi çim kort oyuncusu olduğu söylenir. Sivri dillidir ama zeki bir sivri dile sahiptir. Bir yerlerde şöyle bir sözünü okduğumu anımsıyorum, "Tüm varlığınızla sözünüzün arkasında olmakla, yalnızca sözünüzün arkasında olmak arasındaki fark, dana ve tavuk arasındaki fark gibidir. Tavuk yumurtasını vererek sözünü tutar, danaysa tüm varlığıyla jambona dönüşür." Graf ile olan çekişmelerinde çok olgunlaşmıştı. Graf biraz daha erken ortaya çıksaydı bence çok efsanevi maçlar izleyebilirdik.