Jack london'un en ünlüromanı ve aynı zamanda romanının kahramanı.Okuduktan sonra acayip iz bırakır günlerce etkisinden kurtulamazsınız...
"Bitirdim
bir kenara bıraktım lavtayı
mor yoncalar arasında
salınıp duran gölgeler de,
şarkılar da,
bitecek yakında.
bitirdim...
bir kenara bıraktım lavtayı
çiy düşmüş çalılar arasında
seher vakti öten
ardıç kuşları gibiydim.
şimdi sesi kısılmış,
yorgun bir bülbülüm.
tükettim şarkıları,
dikkatle söyleyerek.
bitirdim.
bir kenara bıraktım lavtayı" der martin eden bitirmesine çeyrek kala ...
okurken hönküre hönküre ağladığım kitap.pek çok film izleyenleri ağlatma kapasitesi taşır,pek çoktan biraz daha az olsa da şarkıların da ağlatma kapasitesi mevcuttur ancak pek az kitap gözlerinizden yaş akmasına neden olur.işte bu kitaplardan biridir.okumamış olmak yazıktır,günahtır.
bini aşkın kitapla ilişkim oldu ve bu kitapların çoğu felsefe alanında idi lakin hiçbir kitap beni bu kitap kadar etkileyemedi. Jack london'ın insan-olmanın üst sınırlarında gezdiğine inandırdı bu kitap beni.
Kitabı bitirdiğimde hala önümde açık bir vaziyette duruyor ve ben öylece karşımdaki duvara bakıyordum. Bu 25-30 dakika kadar sürdü. Sonra bu kitabın yalnızca okumanın bitmesiyle bitmediğini anladım. Ne zaman "kitap" denilse aklıma hep "martin eden" gelir.
Temsil ettiği şeyler, yaşadıkları, arzuları ve hırslarıyla martin eden gerçekte veya kitaplarda varolan en büyük karakterlerden birisi.
ikinci defa okumaya cesaret edemedim. Çünkü açtığımda kelimelerle çizilmiş bir portredeki iki göz gibi bana bakıyordu martin eden ve bu çok ağırdı.
Kesinlikle ve kesinlike "kitap okurum" diyen birisi bu kitabı okumadan önce böyle bu söylediğinden emin olmasın.
Ağzıma sıçmış jack london kitabıdır hayata bakışımı yıllar önce değiştiren kitaptır. O gün bugündür mutlu değilim farkındalığa farkındalık kattı iyi bok yedi. Şimdi bir köşede oturmuş prostatlı moruklar gibi ölümü özlüyorum.
cahil insanın her zaman daha mutlu olduğunu bana bir kez daha kanıtlayan harika romandır. romanın sonunda cahil ve mutlu martin eden, bilen, düşünen ve bu yüzden hayatın anlamsızlığının bilincine varmış martin eden tarafından serin sularda bir başına bırakılmıştır.
hayatımda okuduğum en iyi kitaptır desem burun farkıyla kaybeder. ama inanın bana ali ata bak^'tan başka birşey okumamış birine versen bile soluksuz bitirir. jack london romanında kendi hayatını anlatmıştır ve dostlar sonundaki süpriz beni benden almıştır. sonunda gözlerimi doldurmayı başarmış sayılı kitaplardandır. orijinalinden okumanın keyfi ise ayrıdır.
martin eden için neden biraz üzülmeyeyim? martin eden bendim. martin eden bir bireyciidi , bense bir sosyalist. işte bu nedenden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu nedenden martin eden öldü.
bu kitap bireyciliğe bir saldırıdır. martin eden, başkalarının ihtiyaçlarının farkına varmayan aşırı bi bireycidir. hayalleri kaybolduğunda, uğrunda yaşayacağı hiçbirşey kalmaz. jack london
zengin ve tahsilli kız, fakir ama gururlu ve azimli oğlan... yazar olma sevdası... aşka inanma çabası... tutunabilmek arzusu... romanın ana çatısının, bu tarz bir klişeden destek alması, muazzamlığından hiçbirşey götüremez. birçok açıdan, söylenebilecek pek çok şeyi söylemiş süper bir kitap. en iyilerden. en hüzünlülerden hatta..
alper canıgüz'ün oğullar ve rencide ruhlar adlı romanının 5 yaşındaki fırlama kahramanı alper kamu; karakolda bir polisin gururunu ayaklar altına alarak yaptığı boktan bir davranıştan sonra iç sesiyle bir soru sorar. ve cevaplar:
"insan bu hallere düştükten sonra aynaya nasıl bakardı ki? yüz milyonlarca insan nasıl bakıyorsa öyle herhalde!"
ve,
tam olarak nerede okumuştum, nereden duymuştum hatırlamıyorum (vahşetin çağrısı'nın önsözünde olabilir), jack london mealen şöyle diyordu:
"..martin eden tanrıya inanmadığı için değil, insana inanmadığı için öldü."
...
işte bu yüzden gitti martin. aşağılık hallere düştükten sonra utanmadan sıkılmadan aynaya bakabilen insanlardan, gerçek aşktan ümidini kestiği için. martin eden'e kızabilir miyim? keşke gitmeseydi diyebilirim sadece. bu, neyi değiştirecekse?
her çağ kendi martin eden'ini yaratacak. "eden bulur" hikayesi de yalan. yanlarına kalan hep, kar olacak. martin edenler ise hiç bulamayacak. manzara bu...