çizgifilmlerde, karakterlerin, kamp ateşlerine sopaya takıp tuttukları şey.
küçükken o şeyi sosis zannederdik. yıllar sonra bir şirket pikniği tarzı bir etkinlik olduğunda ingiliz bir çalışan mangal sonrası "marshmallow olsaydı da mangalda pişireydik" deyince aydınlanma yaşamıştım aq.
tabi denedim de, bir gün mangalda şişe takıp ateşe tuttum. çok tutmayacaksın. az pişireceksin, karamelize edeceksin tamam.
tadı b.k gibi, bunu severek yiyenin damak tadına sokayım o da ayrı mesele.
yabancıların lokum yapmak üzere yola çıkıp, ellerine yüzlerine bulaştırdıkları, ortaya saçma sapan lastiğimsi bir şeyin ortaya çıkmasının sonucunda ortaya çıkan şeye verdikleri isim.
Yamulmuyorsam türk lokumundan esinlenerek üretilen yumuşak şekerlemedir.
kendisi, kahvenin yahut sıcak çikolatanın üzerine atılarak kendi kendine erimesiyle tüketilebilir.
mangalda, ocakta eritilerek petibör bisküvi arasına kıstırılabilir.
son olarak benmari usülü erittiğiniz çikolata ile kaplayarak, altına bir çubuk takabilir ve çubuklu şekerler elde edebilirsiniz.
bizim kültürümüzde olmayan, ama gençlerimiz tarafından tüketilen gıda mamulü.
bakınız marshmallow denilen siktiriboktan yiyecek ile ilgili şöyle bir anım var daha taze taze.
geçtiğimiz günler arkadaşlarla birlikte "babalar ve oğullar kaçışı" yaptık dağa doğru.
3 arkadaş, 3'ümüzün de oğulları yanımızda, ayıptır söylemesi dağda ateş yaktık, doğal bir şekilde sucuk ekmek yapıcaz, ateşimiz yandı, daha sonra ufak dal parçalarını bıçağımızla yontmak suretiyle şiş yaptık ve sucukları şişlere geçirdik. daha sonra sucukları şişlerle birlikte ateşe tuttuk ve pişirmeye başladık.
işte o an arkadaşlardan birinin 16 yaşındaki oğlu şöyle dedi;
"aaa, aynı marshmallow gibi..."
arkadaşlarım ve ben şoktaydık.
çocuk marshmallow'u biliyor ve beş bin yıllık sucuk ekmek olayını bu sikimsonik ecnebi gavatlığına benzetiyor.
"bu gençlik bitmiş" dedim içimden.
sonra dayadık bunlara sucuk ekmeği.
dayadık gına gelene kadar. dayadık ki tadını unutamasınlar, marshmallow denilen saçmalığa özenmesinler.
bu hafta gittik çocuklara birer tane geleneksel ok ve yay takımı aldık. nişan talimi yapacağız allah'ın izniyle.
evet, biz çocuklarımıza kültürümüzü özümsetmez, iyi öğretmezsek, onlar gider marshmallow örneği verirler.
sonra da "biz nerede hata yaptık" diye arar dururuz.
marshmallow bizden değil, bizim kültürümüzden değil. sikeyim marshmallow'u...
illa ateşte birşeyler pişireceksek bu sucuk ekmek olmalı, çöp şiş olmalı, patates kumpir olmalı.
bu da böyle bir anımdı. nereden geldiyse bu sikik başlık önüme?
türkiye'dekilerin bir çoğu haribodur. avmlerdeki şekercilerde bolca bulunur. güzeldir ama en güzeli yurtdışında yenir. 2 çeşidi vardır: renkli ve beyaz. ben çok farkedemedim ama sanırım farkı aromalarında.
amerikan filmlerinde hep görürüz; nerede kamp ateşi, orada marsmallow vardır. sonunda cesaret ettim, denedim. Tanrı'm, bu kadar mı güzel olur!? ölmeden önce yapılması gereken beş şey listesine ilk sıralardan girer. deneyin, denetin. ama dikkatli kızartın, benim gibi yakmayın. o zaman tadı da, yemesi de çok kötü oluyor.
her yıl 4 temmuzda milli park gezisine gidip, yaktığımız piknik ateşinde, küçük çöplere geçirip kızartarak yediğimiz yiyecek.
yok lan daha neler. bimden 1.45 tl ye alıp yiyoruz öylece.
genelde şeker de katılan yumuşatılmış jelatin. rengarenk, yumuş yumuş, çeşit çeşit formları bulunuyor.
ingilizce detaylı bilgileri için: http://en.wikipedia.org/wiki/Marshmallow
allahım sen nası sikko bi icatsın ki ne sıcak ne soğuk tüketilebiliyosun. allah seni bulanın belasını versin, yıllardır özendirdiniz, kamplarda ateş başında pişirilen marshmallowlarınızla meraklandırdınız ağzımızın suyunu akıttınız. sizin de damak zevkinizi sikiyim. ipneler ..!1:1!:!!:.!1bir!!!11!bir! *
yıllar evel bir filmde görmüştüm 3 hatun ateş yakmış bunu pişirip yiyolardı. dedim demek pişirmediğimiz için tadı böyle iğrenç. sonra 2 kuzenle beraber yaktık arka bahçede ateş pişirip tadına baktık... hay bunu üretenin de keşfedenin de ecdadını s.kyim.
