dünya'nın çok uzaklarda havada asılı duran o soluk mavi görüntüsünden etkilenmiş bir astronottur. aradaki bu mesafe, orada birilerinin yaşadığını ve bulunduğu yerde ise sadece kendisinin olduğunu bilmesi onu değişik hislere itmiş olabilir. bence felsefenin yapılacağı asıl nokta işte tam da bu astronotun bulunduğu noktadır. insan bir şeyleri düşünmeye başladığı an dünyadan uzaklaşır, ya da bir şeyleri düşünmeye dünyadan uzaklaştığında başlar. bu astronotumuzun dünyadakilerden tek farkı hem kafa hem de fiziksel olarak dünyadan uzaklaşmış olmasıdır. onun dışında dünyadaki herkes hayal kurarak oradan zaten ayrılabilmektedir. bu kardeşimiz mars'ta bulduğu suyla iki tek atmış çok mu. atsın, hepsini atsın. sonra dünyaya dönüp "mars'ta su yok" desin. varsın o su böyle harcansın.