NASA 2024’te gerçeleştirmeyi planladığı büyük proje için şimdiden hazırlıklara başladı. Seçilen altı kişillik bir ekip uzun süre Dünya’dan izole bir halde yaşamanın etkilerini araştırmak için enerji ihtiyacını güneş panellerinden karşılayan bir kubbede bir sene geçirmek üzere Hawaii’e gönderildi. Mauna Loa Dağının tepesinde kurak bir arazide bulunan kubbe, deniz seviyesinden 8000 metre yükseklikte ve Dünya’da kalarak Mars şartlarına en çok yaklaşılabilecek yerde konuşlanmış. Kubbede bir sene geçirecek olan ekip, kameralar ile sürekli olarak izlenecek ve elektronik anketlere tabi tutulacak.
Mars One adı verilen bu görev Dünya’da doğup Mars’ta ölecek olan ilk insanları Kızıl Gezegen’e taşıyacak. Yıllardır bilimkurgu filmlerinde işlenen uzayda koloni kurma konusu bu görevle birlikte gerçek olacak. Dolayısıyla insanoğlunun evrenle bütünleşmesi ve kozmosun daha iyi kavranması yolunda çok önemli aşamalar kaydedilecek.
insanların Mars’a gönderilmesi 2024 yılında gerçekleşecek, fakat araştırma amaçlı pek çok ön çalışma önümüzdeki yıllarda gerçekleştiriliyor olacak. Bu çalışmalar görevin uygulanabilirliğinin ölçülmesi ve risklerinin en aza indirgenebilmesi için oldukça önemli. 2018’de gezegene öncü olarak bir uzay aracı gönderilecek ve gerçek görevde kullanılması planlanan teknolojiler denenecek. Aynı zamanda uydu aracılığıyla iletişim denemeleri yapılacak. 2020’de gönderilecek başka bir uzay aracı ise yerleşim alanı için en uygun bölgeyi belirleyecek. Bundan iki sene sonra da yaşam ve yaşam destek üniteleri, güneş panelleri, solunablir hava kaynağı ve 3000 litrelik su kaynağı yollanmış olacak.
Mars’ta yaşamaya başlayan ilk insanlar öncelikle yerçekimindeki farklılığa ayak uydurmak zorundalar ki bu epey bir zamanlarını alacak. Alışma evresini atlattıktan sonra öncelikli olarak enerji ihtiyacını karşılamak için daha fazla güneş panelini çalışır hale getirmeleri gerekecek. Bir yandan da uzayda besin üretmek için çalışmalara başlayacakları düşünülüyor. 2026’da ise ikinci Mars One ekibi yola çıkacak ve ilk gidenlere katılacak.
Altı adet NASA destekli araştırmacı Hawaii adasında bir yanardağın bulunduğu ücra bir bölgede Ocak ayından beri yaşamaya çalışıyordu. NASA’nın HI-SEAS adını verdiği Mars araştırması dahilinde simülasyona giren beşinci ekip olan bu 6 kişi, uzun süre bir uzay görevinde bulunmanın psikolojik etkilerinin araştırılması için aylardır dünyanın geri kalanından izole bir şekilde yaşıyordu.
Ekip üyeleri, izole bir şekilde geçirdikleri aylarda uzay kıyafetleri giydi ve küçük yaşam alanlarını terk ettikleri her anda grup halinde dolaştı. Dış dünyayla gerçekleştirecekleri tüm iletişimler 20 dakikalık gecikme ile gerçekleşti. Çünkü Mars’tan Dünya’ya sinyal gelmesi yaklaşık bu kadar sürüyor. Ekibe jeolojik araştırmalar yapmaları, çevrenin haritasını çıkarmaları ve kendi kendine yetebilen yaşam alanının bakımını yapmaları gibi görevler verildi. Yani Mars’ta yaşayan bir astronotun yapacağı her şeyi yaptılar. NASA bu araştırmanın yapılabilmesi için 2,5 milyon Dolar harcadı.
Projenin Baş inceleme Görevlisi Hawaii Üniversitesi’nden Prof. Kim Binsted “En iyi takımlarda bile bazen çatışmaların çıkabildiğini gördük. Önemli olan, böyle durumlarda sakinliğini koruyup çatışmayı inceleyebilen ve bu durumu geride bırakmayı sağlayabilen bir ekip kurmak.” şeklinde konuştu.
Çalışma aynı zamanda ekibin stresle başa çıkmasına yardımcı olabilecek yöntemleri de test etti. Örneğin ekip üyeleri öfkeli hissettiklerinde sanal gerçeklik cihazlarını kullanarak tropik bir sahilde ya da tanıdık bir bölgede sanal bir gezintiye çıkabiliyordu.
Aslında başka Mars simülasyonu projeleri de dünyanın başka noktalarında gerçekleştiriliyor. Hawaii’deki projenin avantajı ise çevrenin gerçekten Mars yüzeyi gibi kayalık ve kızıl bir yapıya sahip olmasıydı. Böylece ekibin daha iyi adapte olması sağlandı. Ekibin yaşadığı alan ise iki oda bir salon bir ev kadardı. Ekip üyelerinin uyuması için ayrılan uyku odasının yanı sıra bir mutfak, bir laboratuvar, bir duş ve iki tuvalet bulunuyordu.