lady gaga'nın 2011 aralık ayında 13 dakikalık bir klip çektiği, born this way albümünün kliplendirilmiş 5. şarkısıdır.
marry the night" (zedd remix), marry the night" (totally enormous extinct dinosaurs remix) gibi versiyonları bulunmaktadır.
lady gaga klip içinde piyano çalmış, bale yapmıştır.
kendisinin en uzun soluklu klibidir.
melodi olarak kulağa hoş gelen bir lady gaga şarkısıdır.
bu şarkının klibini izlemek yerine sadece dinlemeyi tercih ediyorum.
zira lady gaga'nın verdiği eşcinsellik mesajları, mısır gevreğini göğsüne sürüşü, araba üstünde, küvette çırılçıplak tepinişleri hiç hoş değil.
kınadım, kınadık, kınadılar...
Klip, Gaganın sedyedeki görüntüsüyle başlıyor. Geçmişi hatırlamaya çalışıyor, neler olduğunu biliyor ve inkar etmiyor. Ama olanları daha artistik bir açıdan görmek istediğini söylüyor. Hemşireler mutlu görünüyor ve Gagaya garip bakışlar atıyorlar. Hemşireler Gaganın ne yaptığını anlamayan müzik endüstrisini temsil ediyor. Bu arada, jelibonlara gönderme yapıyor. DefJamle olan anlaşması bitmeden önce Gaga ile dalga geçmek için jelibon verilmişti. O sahnede söz ettiği bıçak, ilişkinin kesilmesi anlamına geliyor. Aynı anda piyanonun başında duygusuz bir şekilde oturan kızı görüyoruz. Bu da yapmacık sanatçıları temsil ediyor. Gaga uyanıyor ve doktor ona Morfinli Prenses; şeklinde hitap ediyor. Bu, Gaganın o yıllardaki uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili. Ve arkasında ki yaralar görünüyor. Daha öncede bahsettiği bıçak tarafından arkasından vurulmuş. Yani plak şirketinin ona olan ihanetinden bahsediyor. Ve sonra Başaracağım.diyor Gaga. Doktor onu ilk başta duymuyor ve Gaga yüksek sesle tekrar ediyor. Duymamasının sebebi aslında ona gerçekten inanmaması. Diğer hastalar etrafta anlamsız hareketler sergilerken Gaga yatıyor. Bu da aslında herkesten daha az deli olduğuna yapılan bir vurgu. Bale sahnesindeki yüksek topuklar Gaganın ne kadar zor bir rekabetin içine daldığının göstergesi. Gaga eve geliyor ve ardından anlaşmanın bittiğine dair bir telefon alıyor. Gaga çılgınca davranışlar sergilemeye başlıyor. Ve saçını maviye boyadığı sahne, bu sahnede saçını yenilemesi kariyerinde ki yenilikleri anlatıyor. Farklı şeyler yapması gerektiğini anlıyor. Hastaneye girdiği anda dansçılar onu izliyor. Sanki emir vermesini beklerlermiş gibi. Ve Gaga onlara imalı bir bakış atıyor. Arabanın içinde ki sahnede bir şeyler arıyor. Ama aslında ne aradığını bilmiyor veya nasıl bulacağını. Ve Gaga arabaya düşüyor. Bu onun için yeni bir araç yani yeni bir kariyer fırsatı demek. Diğer arabalar yani fırsatlar patlıyor. Bu da bu fırsatların hiçbirinin Gaga için işe yaramadığı anlamına geliyor. Gaga bu yeni fırsatın önemini anlıyor ve ona sıkıca sarılıyor. Aynada kendini kontrol ediyor ve bu uzun maratona hazır olup olmadığından emin oluyor. Dans stüdyosuna geldiğimizde ise Gagayı olağanüstü bir şekilde odaklanmış görüyoruz. işi bittiğinde ise Gaga artık ileride ne yapacağından gayet emin. Dansçısı Dina düşüyor ve Gaga onun kalkmasına yardım ediyor. Bu birkaç sene önce sahnede Gaganın kazayla Dinaya mikrofon ile vurmasına bir gönderme olabilir. Gaga kendini çok daha rahat hissediyor çünkü artık desteği var ve kendini tanıyor. Gaga daha sonra paketlenmiş bir şeyi yiyor. Bu an hayatında daha öncede olan bir olaya gönderme; Dedim ki, hemen orada olacağım! Hemen banyoya gittim, paketli bir şey gördüm ve yedim, bir kola açtım ve görüşmeye gittim.aganın taşıdığı büyük piyano ne kadar zorlu bir yol içerisinde olduğunu anlatıyor. Hatta bu piyanoyu birkaç kez düşürmesi her zaman ayakta kalamadığına bir gönderme. Ve sonra bir adam ona yardım ediyor. Bu babası olabilir. Gaga uyuşturucuları atıyor çünkü artık ne yapması gerektiğini biliyor. Tamamen bırakıyor. Arabada dua ettiği sahne ve elinde yazılı olan yazı görüşmeyle ilgili. Elinde görüşmenin adresi var ve dua etmesinin sebebi bu sefer olmasını çok istemesi. Son olarak Gaga, diğer arabaların yanışını, alevleri izliyor. Bu arabaların fırsat demek olduğunu söylemiştik. En doğru yolu seçtiğini o eski fırsatlara bakarak anlıyor. http://www.facebook.com/p...6.188841573964&type=1
"kısa film gibi olmuş süper bi şey" vb şekilde saçma yorumlanan bir klibe sahip şarkı. dağınık görüntüleri birleştirip ne anlattığını toparlayamamış haliyle "sanatsalmış" süsü verilmeye çalışılan bir klip işte. gaga'yı seviyoruz çok başarılı ama bu kadar yağcılığın da bi anlamı yok. neyse o söylenmeli.
'keşke klip çekip de bu güzel şarkıyı mahvetmeseymiş' dedirten çok güzel şarkı. albümünü dinliyorsun taa yılın başlarında, şarkı sende duygusal olarak yer ediyor ve o çırılçıplak olarak klip çekip bütün bu duyguları alt üst edip hayranlarını hayal kırıklığına uğratıyor. işte lady gaga'nın da zaman zaman yaptığı bu. bazen bu yüzden sevmiyorum onu.
gaganın yine müzik ödüllerinde gösterdiği başarılardan birisi.artık bu kadın olmasa kim alacak diye düşünüyorum bu ödülleri.görsel açıdanda müzik olarakda çok seviyorum ben bu kadını.yine döktürmüş şarkı bi harika sözleride düşündürür ayrıca.
[verse 1]
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i won't give up on my life
hayatımdan vazgeçmeyeceğim
i'm a warrior queen
ben bir savaşçı kraliçeyim
live passionately tonight
bu gece tutkuyla yaşa
i'm gonna marry the dark
karanlıkla evleneceğim
gonna make love
aşk yapacağım
i'm a soldier to my own emptiness
kendi boşluğumun askeriyim
i am a winner
ben bir kazananım
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
[chorus]
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm not gonna cry anymore
artık ağlamayacağım
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
leave nothing on these streets to explore
bu sokaklarda keşfetmedik şey bırakmayacağım
m-m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
evlen-evlen-geceyle evlen
oh m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
oh-evlen-evlen-geceyle evlen
[verse 2]
i'm gonna lace up my boots
botumun bağcıklarını bağlayacağım
throw on some leather and cruise
biraz deri ve turistik giysi giyivereceğim
down the streets that i love
sevdiğim sokakları dolaşacağım
in my fishnet gloves
ağ eldivenlerimde
i'm a sinner
ben bir günahkarım
then i'll go down to the bar
sonra bara gittiğimde
but i won't cry anymore
ama artık ağlamayacağım
i'll hold my whiskey up high
viskimi havada tutacağım
kiss the bartender twice
barmeni iki kez öpeceğim
i'm a loser
ben bir kaybedenim
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
[chorus]
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm not gonna cry anymore
artık ağlamayacağım
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
leave nothing on these streets to explore
m-m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
evlen-evlen-geceyle evlen
oh m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
oh-evlen-evlen-geceyle evlen
[bridge]
nothing's too cool
hiçbir şey çok klas değil
to take me from you
beni senden alan
new york is not just a tan that you'll never lose
new york sıkıcı değildir eğer hiç kaybetmezsen
love is the new denim or black
yeni kotu veya siyahı sev
skeleton guns are wedding bells in the attic
çatı katında iskelet silahlar ve evlilik çanları
get ginger ready climb to el camino front
el camino'ya tırmanmak için bir ginger bul
won't poke holes in the seats with my heels cuz that's
topuklularımla koltuktaki delikleri karıştırma çünkü
where we make love
burası aşk yaptığımız yer
come on and run
gel ve koş
come on and run
gel ve koş
[chorus]
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
i'm not gonna cry anymore
artık ağlamayacağım
i'm gonna marry the night
geceyle evleneceğim
leave nothing on these streets to explore
m-m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
evlen-evlen-geceyle evlen
oh m-m-marry m-m-m-marry m-m-m-marry the night
oh-evlen-evlen-geceyle evlen
i'm gonna marry
evleneceğim
marry
evlenmek
i'm gonna marry
evleneceğim
marry
evlenmek
c'mon c'mon the night
hadi hadi gece
the night
gece