marquis de sadé, savunduğu ahlaki ve ahlaksız değerleri dibine kadar savunmasıyla, yılmaz karakteri ve doğrucu tabiatıyla nazarımda bir efsanedir. kurguladığı öykülerin çıkış noktası dönem elitlerinin yaşam tarzı olmasından dolayı, elitler tarafından hiçbir zaman barındırılmadı. gah bokuyla kitap yazdı, kah götüne toblerone çikolata sokan aristokratlardan bahsetti, kah kanıyla duvar karaladı. bu adam 29+13 yıl gözetim altında olmasına rağmen pervasızca fikrini savundu. 77 yıl yaşaması tamamen bir mucizedir.
"ahlaksızlığı bilmeden ahlakın tanımı yapılamaz" deyişiyle aslında ne yamaya çalıştığını söylüyordu. bir insanın tabiatında bulunabilecek tüm kusur ve davranışları kayıt altına aldığı için ahlaksızlığın atası mertebesine erişti.
nazarımda gerçek marjinaldir. servetiyle canının istediği insana canının istediği allahsızlığı yapabilecek olmasına rağmen, o bunları eğitici bir metotla dünyaya anlatmıştır. kalıcı bir ahlaksızlık dersi verip sahneden indi. yıllarca öldürülmeyip hapsedilmesinin sebebi ise toplumun ona aslında kızgın olmaması idi. toplum yalnızca ondan utanıyordu. onun anlattığı her sadist olay esasen toplumun gizli kapılar ardındaki gerçeğiydi.
eserleri sacher-masoch ile beraber sirayla okunmasi gerekenlerden.
asil adi donatien alphonse françois.
yarattigi hayaletler, butun dunyayi kasip kavurdu, cinselliğe yeni bir bakis acisi getirdi ki bunu yazdiklarinda da goruruz.
yatak odasında felsefe'de bakire ve guzel bir kizin kendini arzunun ve istegin kollarina birakip toplum normlarindan siyrilmasini, justine'de, erdemi yol gosterici olarak secmis ahlakli bir kadinin basina gelen sehvet oyunlarini, ''kotulukleri'' ve talihsizlikleri, juliette'de ise justine'in kiz kardesinin erdemden arinmis bir halde toplum basamaklarinda yukselmesi ve justine'in dususunu, sodom'un 120 gunu'nde ise guc erkinin insan bedenleri uzerindeki etkisini anlatmistir.
ki son noktayi da yine kendisi koymustur; "ben bir libertenim, adi suclu ya da katil degil."
cinsellige mudahalede bulunulan su gunlerde bu sozu uzerine cokta dusunulmeli ve pratik yapilmalidir ki zira bizler libertenleriz, adi suclular ya da katiller degiliz. sefihlesiyor, sefihlestiriyoruz ve yararimiz da zararimiz da kendimize. ilgilenmesi gerekilen bu kadar politik dalavere varken, mustehzi bir gulumseme ile seyrediyoruz bize yapilan bu sacmaligi.
okutulsun, okunsun efendim. ozgur bir cinsellik ozgur bir toplumun anahtaridir.
Tanrıya Karşı Söylev kitabının ilk sayfasında "Senden söz etmeyi aklından geçirmiş ilk sersem boğazlansaydı, yeryüzünde ne çok cinayet engellenirdi!" deyip, yüzlerce yılın özetini tek cümlede geçen insan. Gerçek düşünür. Ama kitabın sonunda olması gereken bu cümleyi ilk sayfaya koymuş olması sabırsız bir ağabeyimiz olduğunu gösteriyor. Nasıl diyorlar; "O kadar kusur kadı kızında da olur."
o kadar mazoşist kadını nereden bulmuştur diye düşündürten adamdır. napolyon hapise attırdıktan sonra yine iki sevgili yapmış bu abimiz. hapisten çıktıktan sonra fazla ömrü müsade etmemiş. adam ölümü bile iki kadınla aynı yatakta olmuş ki en sevdiği işi yaparken ölmüş. muhtemelen cehennemin en dip yerinden bizleri selamlayacaktır.
''nasıl oluyor da gördüğümüz herşeyi o yaratabilmişken keyfince bir insan yaratamamıştır? ama diyeceksiniz bana, böyle yaratılmış olsaydı insanın hiç değeri olur muydu?...sizin tanrı'ya ilişkin kuruntunuz herhangi birşeyi aydınlatabiliyor mu? Bunu bana kanıtlayamayacağınıza bahse girerim. maddenin iç yetileri hakkında yanıldığımı varsayalım, önümde en azından bir güçlük vardır. siz tanrı'nızı bana sunarak ne yapıyorsunuz? önüme bir güçlük daha çıkarmış oluyorsunuz. anlamadığım birşey yüzünden, daha az anlayacağım birşeyi kabul etmemi benden nasıl isteyebilirsiniz?'' diyebilmiştir
üstadım sayılır.ama marx gibi son sözünde kendini inkar etmemiştir. diyalektik adına olsa bile. markiden ve benim gibi hayranlarından ben sadist değilim lafını duyamazsınız. herkese ısrarla justine ile sodom u okumaları tavsiye olunur. en taşaklı yazar olup idealleri uğruna hapislerde çürümüş,toplum tarafından iğdiş edilmiş iyilik kötülük gibi kavramların gerçek yüzünü faş etmiştir.
--spoiler--
"Evet, ben bir libertenim, itiraf ediyorum, bu konuda akla gelebilecek her şeyi düşündüm; ama düşündüğüm, tasarladığım şeyleri elbette yapmadım ve kesinlikle de yapmayacağım. Ben bir libertenim, adi suçlu ya da katil değil."
--spoiler--
--spoiler--
Büyük fikirler yüzünden ahlâkı bozulacak kişiye yazıklar olsun! Felsefi düşünceler içinden yalnızca kötü olanları çekip almayı bilen, ahlâkı her şeyle bozulan bu kişilere yazıklar olsun! Bunların ahlâkının Seneca ya da Charron okuyarak da bozulmadığını kim ileri sürebilir? Ben asla onlara hitap etmiyorum!!
--spoiler--
--spoiler--
Bütün insanlar deli ve görmemek için hiçbirini,
kapanmak gerek içeri, aynayı da kırıp odadaki...
--spoiler--