radyonun en neşeli üyelerinden birisidir. güzel olduğunu bugün kafamıza vurmuştur cümleleriyle...aklıma divan şiirindeki "güzel" tasvirini getirdi...
"lale devri" döneminde şair nedim ve arkadaşları dolaşırlarken yanlarından yaşmaklı, genç ve güzel hanımlar geçer... nedim'in arkadaşları şairden, o güzellerden birine laf atmasını isterler... bu talep üzerine şair nedim güzellerden birine yanaşır ve ince bir tevriye sanatı ile şöyle seslenir:
"görmemiştir kimseler canın tenden gittiğini
ben gözümle gördüm, işte şu giden canım benim."
8 sene edremit' te oturmuşluğu olan şahsımın, belki çok kez yanından geçtiği, aynı mekanda bulunduğu ancak güzel bir radyo yayını esnasında, aynı şehirde bir dönem oturduğunu öğrendiği, dolu ve iyi niyetli yazar.
yazın akçay' da tokuşturacağımız biralar için şimdiden ' şerefe ! ' diyor ve tanışmamızdan duyduğum memnuniyeti tekrar belirtmek istiyorum.
şöyle ki, kendisi gerek halime gerekse "fenayım" dememe çok üzülürmüş... çok düşünceli bir dost bana hırka bile örüyor o derece siz anlayın*, ayrıca ekliyeyim bana yaptığı benzetmeyle beni benden almıştır* saolsun.
sözlüğe geldiği günden beri neşe saçan kişilik. fakat tanıştığımız günden beri işler pek de hoş gitmemektedir. zira manyachla olan yakın ilşikisi beni endişelendirmektedir.çünkü ne zaman ikinizi konuşurken görsem manyachı kaybediyorum.***
haber vermeden uzaklara da gidermiş, aşkitosunu da çok üzermiş. şükür ki yalnızlığa dayanamayıp geri de dönermiş, geldiğini bile haber vermezmiş.. ama olsun iyi ki gelmiştir. o uğursuz bannlanmadan sonra kader aramıza tepeleri mor karlı dağlı koymuştur. ancak sevgi her zaman ki gibi galip gelmiştir. **