oguz kaganin kirk gunlukken basardigi et yeme aliskanligini halen kazanamayan bebegimdir o benim. o henüz kirk günlük bile degil. (bkz: seni seviyorum)
tesadüflerle suruklenen bir dostlugun bana kazandirdigi en anlamli hediyedisidir. biricik dostum, arkadasim, nese kaynagimdir. suana kadar, yanimda oldugu zamanlarda hep yüzüm gülüyorsa ve de mutluysam bu onun sevimliligi ve keyf-i sedasindandir. *iyi ki varsin*
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama.
ikincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı, asla. Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim, daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler, daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu. Hayali olanların yerine.
Yaşamın her ânını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkındamısınız bilmem. Yaşam budur zaten: Anlar sadece anlar
Siz de ânı yaşayın.
Eğer yeniden başlayabilseydim.
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşveder, güneşin tadına varır.
Çocuklarla oynardım. Bir şansım daha olsaydı eğer.
Ama işte yirmialtı yaşındayım ve biliyorum...
Ölüyorum...
onun hayatta kendi doğruları vardır. diğerlerinin yanlışları onun doğruları olabilir ya da tam tersi...
onu çözmek on bilinmeyenli denklemi çözmekten daha zordur.
gizemli insandır nihayetinde...
içinde fırtınalar kopar belli etmez o. güler, güldürür...
bi de bana küs olan insandır. derin üzüntü duymaktayımdır. affedeceği günü beklemekteyimdir. böyle küseceğini bilseydim, söyler miydim hiç ne kadar onu sevdiğimi?
8 sene edremit' te oturmuşluğu olan şahsımın, belki çok kez yanından geçtiği, aynı mekanda bulunduğu ancak güzel bir radyo yayını esnasında, aynı şehirde bir dönem oturduğunu öğrendiği, dolu ve iyi niyetli yazar.
yazın akçay' da tokuşturacağımız biralar için şimdiden ' şerefe ! ' diyor ve tanışmamızdan duyduğum memnuniyeti tekrar belirtmek istiyorum.
sözlüğe geldiği günden beri neşe saçan kişilik. fakat tanıştığımız günden beri işler pek de hoş gitmemektedir. zira manyachla olan yakın ilşikisi beni endişelendirmektedir.çünkü ne zaman ikinizi konuşurken görsem manyachı kaybediyorum.***
şöyle ki, kendisi gerek halime gerekse "fenayım" dememe çok üzülürmüş... çok düşünceli bir dost bana hırka bile örüyor o derece siz anlayın*, ayrıca ekliyeyim bana yaptığı benzetmeyle beni benden almıştır* saolsun.
günaydınlarıma güzel gülümsemesi ile yanıt veren, şehrimin suyunu ekmeğini tatmış yazar.kendisi ile gazi köşkünde nargile içeceğimiz eşsiz zamanları beklediğimi unutmamasını dilediğim güzel insan.
radyonun en neşeli üyelerinden birisidir. güzel olduğunu bugün kafamıza vurmuştur cümleleriyle...aklıma divan şiirindeki "güzel" tasvirini getirdi...
"lale devri" döneminde şair nedim ve arkadaşları dolaşırlarken yanlarından yaşmaklı, genç ve güzel hanımlar geçer... nedim'in arkadaşları şairden, o güzellerden birine laf atmasını isterler... bu talep üzerine şair nedim güzellerden birine yanaşır ve ince bir tevriye sanatı ile şöyle seslenir:
"görmemiştir kimseler canın tenden gittiğini
ben gözümle gördüm, işte şu giden canım benim."