marksizm'in en temel ve çözemedigi sorunlarından bir tanesi, üretim araçlarını ve bu araçları kullanmama durumunda üretimin, dolayısıyla yaşamın durmasını saglayacak gücü elinde tutan işçi sınıfının iktidarı nasıl ele geçiremedigidir.
evet türk milleti dışarıdan gelen her ideolojiye şüpheyle bakmalıdır... ama bu milletin içerden ideoloji üretmediğini gördükten sonra (göçebe toplumlar ideoloji üretmez dışardan alırlar bkz. islam ideolojisi)önce şüpheyle karşılanan akımlar elenerek kabul edilebilir. türkiye ve benzeri 3. dünya ülkeleri marksizmden uzaklastıdıgını sanıp ve hatta ilkel bıyıklarının altından buna gülselerde, felsefe ve sosyoloji bilen herkesin az cok tahmin ettiği gibi, aslında marksizme yaklaşılmaktadır.cunku, marksizm her şey degildir ama her seye yakındır.
toplumdaki temel bölünmenin sınıf bölünmesini ulus çizgilerine dayanmadan yapılan yatay bir bölünme olduğunu kabul eden, karl marx'ın kurdugu bir disiplin.
"bireylere dıştan, metafizik bir mertebe dayatmayı reddederken, bireyciliğin yaptığı gibi kendisini bireyin bilinci içine de hapsetmek istemez. bireysel bilinçten kaçan gerçekliklere de eğilir: doğal, pratik, sosyal ve tarihsel gerçekliklerdir bunlar; dış dünyadır, emektir, toplumun iktisadi yapısıdır, sosyal sınıflardır, vb.
insanla toplumun birbirine -hareketsiz ve değişmez- bağımlılığını reddederken, kendiliğinden uyum tezini de kabul etmez.
yirminci yüzyılda komünist rejimlerin elinde bir resmi felsefe haline getirilip dondurulmuş olması, onların dışındaki fikri canlılığı ortadan kaldıramamıştır."
hertha berlin'li defans oyuncusu marx'in ortaya attıgı gorustur. acikca dunya futbolunun artık defansa yonelik oldugunu ve artik butun takimlarin kolay kolay gol yememelerini belirtir.slogani ;
(bkz: butun takımlar defansif futbolda birlesin)
algidanın bir ürünü olan max dondurmanın korsanının marx olarak çıkması ve bu dondurmayı sevenlerin oluşturduğu "yaşasın korsan dondurma" ülküsünü savunan fikir akımı.