engels'in kautsky'e yazdığı mektubu yayınlamazlar... bu mektupta engels "insanların artık kendi hizmetkarları olan parti memurlarına lüzumundan fazlka nazik davranmaya ve onların karşısında tenkidçi bir tavır takınacak yerde hiç yanılmaz bir bürokratın önündeymiş gibi en itaatli bir şekilde -elpençe divan- durmaya bir son vermeleri gereklidir" demiştir...
Sonradan gelen sosyaistlerin hiçbirisinin kafası almayacak derinlikte yazan kişi.
Zira, Marx zamanının kapitalizmini ve zayıf yanlarını çok iyi tahlil etmiştir.
Vardığı sonuç yanlıştır ve olmamıştır.
Fakat, Marx'ın en büyük şanssızlığı Marxistlerin, Marxın yarısı kadar "parlak" olmamasıdır.
özet cümlesi değişmeyen tek şey değişimdir olan ideolojidir. pozitif bilimlerce benimsenmiştir. marksizmin sosyal, ekonomik olarak da benimsenme çabasının adı devrimciliktir.
Marksizm, ideolojik alanda, esas olarak sınıflar savaşı teorisini ortaya atan ve bu savaşın zorunlu sonucu olarak proletarya (işçi sınıfı) diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası komünizme varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır.
tarihin özgürlüğünün keşfinden sonra, bu özgürlüğün, liberalizmden daha tutarlı ve daha iddialı bir şekilde nesnelleştirilmesi çabası olarak ele alınabilir. liberalizm kendini tanımlarken bilim sıfatı kavramından uzak durur. iki düşünce yapısı arasındaki farklar, eşzamanlı toplumsal yorum biçimleri olarak temellerinde yatan özdeşlikleri örtemez. örneğin marksizm, liberalizmin tespit ettiği iktisadi kanunlar ve toplumsalın temelini oluşturan değer sistemini eleştirir. ama toplumsalın ardında değişmez bir kanun, değişmez bir değer yattığı fikrini eleştirmez.
pratikte uygulanamayışını, soğuk savaş döneminde sürekli tedbir üzere olmak ile açıklayabileceğimiz*; bizzat lenin'in, devrim sonrasında dinin vicdani olduğunu söylediği ve sonrasında dini mekanların serbestçe yapılmasına olanak tanınan ideoloji.
her sol framede gördüğümde "anaaa lan benim hakkımda bir şeyler yazmışlar" dedikten sonra göt olduğum başlıktır. hayır yani bir insan her seferinde aynı hatayı yapar mı? ya da bu kadar mal olabilir mi? işte sanırım ben her ikisini de yapabilen nadirane kişiliğim... işte marksizm budur; markasız'ın eski hali...
Dinin aksine mutluluğu gökyüzünde, mutlak bir güçte, başka dünyalarda aramak yerine, yeryüzünde, kendinde, emeğinde aramayı öğretir. cenneti uzaklarda aramak yerine, dünya üzerinde, toprak üzerinde bulmayı öğretir. senden geriye sadece toprakta çürümüş bedenin değil de, çocuğuna, torununa güzel bir gelecek kalmasını sağlar...
yahudi kökenli alman karl marx'ın önerdiği ekonomik ve felsefi modeldir.
sosyalizm düşüncesini demoritostan hegel'e kadar süzmüş ve kendine özü bir şekil vermiştir.hegel'in diyalektiğindeki millet kavramı yerine sınıf kavramını koymuştur.
Sınıfsız ve özel mülkiyetsiz toplum yakalama ütopyası vardır.
Üretim araçlarının mülkiyeti devlete geçecektir,nihai noktada herkesin olacaktır falan.
düşünsel olarak hak,hukuk,eşitlik,adalet kavramlarını dünyada popüler hale getirmiştir.
Bulunduğu çağa farklı bir yaklaşım getirmiştir.çünkü marx hem bir ekonomist hem felsefeci hem de sosyologtur.savunduğu kuram sanayi devriminin yaşanmadığı menşevik ağırlıklı bir toplumda yaşama geçmiştir.falan filan.
Düşünürleri taraftar mantığıyla yargılamamk gerekir.
gayet yüzeysel ve devlet bağlamında bir tanım: şiarıyla kurulan devletlerin en büyük başarısı, işbu görüşün karşıtı ideoloji/sistemlerle*** yönetilen devletlerin aksine, kişileri sokak köpekliğinden ev/kulübe köpekliğine terfi ettirmesi olan görüş.
acı gerçek bir açıklama: yani, şayet olası bir marksist/komünist devrimden sonra,* yarı aç yarı tok başı boş gezip ikide bir kıçınıza tekme yemek yerine, sorgulamadan itaat edip önüze atılan kuru ekmeği yemeniz gerekir. bu bağlamda, böyle bir olayın gerçekleşmesinin mevcut duruma göre tek artısı(en alt tabaka için konuşursak) karnınız tok olarak uyuyabilme ihtimalinizin az bir şey daha artmasıdır*. ha, olası bir yanlışınızda kafanıza sıkılması ihtimali de artmaktadır, lakin o konuya değinmeyim, komünist arkadaşlara ayıp olmasın.
--spoiler--
Marksizm, "bilimsel sosyalizm" olarak bilinen ideolojinin kurucu isimlerinden Karl Marx'ın görüşlerini temel alan öğretinin genel adı.
Marksizm bir öğreti olarak siyasal, ekonomik ve felsefi bir bütünlük içerir.
Marksizm, ideolojik alanda, esas olarak sınıflar savaşımı teorisini ortaya atan ve bu savaşımın zorunlu sonucu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası komünizme varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır. Marksizmin farklı türleri olmakla birlikte, bu türlerin ortak öğeleri bulunmaktadır. Ancak Marksizm türleri, bu öğelerin tanımlanmasinda da farklılıklar gösterir.
Örneğin, kullanılan yöntem, aynı zamanda Marksist felsefi düşüncenin tanımlamasını da veren ve bilimsel bir yöntem olarak sunulan diyalektik materyalizmdir. Marx diyalektiğiHegel'den almış, onu materyalizm temeline oturtmuş ve kendi ifadesiyle, Hegel'in başaşağı duran yöntemini ayakları üzerine doğrultmuştur.Diyalektik materyalizm bu bileşimin bir ürünüdür.Marx, Feuerbach'ın materyalizmini eleştirmiş ve Feuerbach, dinsel özü, insan özüne indirger.Ama insan özü,tek tek bireyin doğasında bulunan bir soyutlama değildir.Bu öz aslında toplumsal ilişkiler bütününüdür.demiştir. Diyalektik materyalizmin toplumsal-tarihsel alana uyarlanmasıyla da ortaya yeni bir paradigma "tarihsel materyalizm" çıkmıştır.Birçok sosyal bilimci çalışmalarını bu paradigma temelinde yapılandırmıştır.
Diyalektik ve tarihsel materyalizm sayesinde, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren açıklanması ve özellikle sınıflı toplumun kuruluşu, ilkel komünal toplumdan komünizme gelişmesi ve varacağı aşamaların maddi toplumsal yapıdan çıkarılması amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bu toplumsal-tarihsel gelişme temelde maddi bir süreçtir, yani her tür iradeden bağımsız olarak, kendi iç yasaları gereği bu süreç ilerlemektedir. Bununla birlikte Marksizm'de iradenin yadsındığı söylenemez, aksine belirgin bir sekilde iradeye yer verilir. Bu irade bireylerin ya da belirli bir gurubun iradesi değil, işçi sınıfının iradesidir. Burada Marx'ın teorisi, toplumsal maddi koşullar ile işçi sınıfının iradesinin çakışmakta olduğunu öne sürer. Bu şekilde Marx, kapitalist toplumsal yapının çözümlemesine, maddi çelişkilerinin ortaya konulmasına ve bunların değiştirilmesinin yöntemlerinin bulunmasına yönelir. Çünkü, Marksizmin düsturlarından ilki, aslolanın dünyayı anlamak değil onu değiştirmek olduğudur.
Marksizm siyasal, toplumsal ve kuramsal/felsefi alanda son iki yüzyılın ana akımlarından birisi olmuştur. Ekonomiden siyasete, ideoloji teorisinden edebiyat kuramlarına, bilim felsefesinden estetiğe kadar pek çok alanda Marksizm önemli bir çığır açmıştır. Bu eğilimlerin başat özellikleri ise, materyalizmde ısrar ve mevcut olanın eleştirisi olarak belirtilebilir. Gerçi Sovyetler Birliği gibi bazı örneklerde, Marksizm, mevcut olanın savunulması konumuna geçmiştir, ama bu tutuculuğun eleştirisini yapan Marksizm yorumları da olmuştur.
Bu bakımdan Marksizm yalnızca Marks ve Engels gibi teorisyenlere ya da Lenin ve Mao gibi Marksist siyasetçilere ait bir şey değildir; aksine, Marksizm, Marksist düşüncenin doğumundan bugüne kadar, teorik ve politik alanda Marksist olarak etkinlik gösterenlerin tümünü kapsamaktadır.
--spoiler--
malesef ki, benimsediklerini söyleyen devletlerin hiçbirisi tam sonuç vermeyen(sscb, çin, kuzey kore vs), ve devlet konseptine karşı geldiği için bu ideolojinin adını kullanan devletlerin resmen yalan söyledikleri aşikar olan ideoloji. hala kasılması kanımca anlamsızdır, zira denemeleri, dediğim gibi, hiç bir zaman istenilen sonucu vermemiştir. murat belge gibi batı yalakası gibi gözükmek istemem ama, toplumculuğu tam anlamıyla uygulayabilen devletler ironik olarak iskandinav devletleridir. kendileri marxist olmadıkları halde. buradan da, sosyalizmin asıl marxist olmayan versiyonlarının ütopik olmadığı, kuzey ışıklarının altında "bak buradayız biz" diye durdukları görülebilir.
bilimsel sosyalizme verilen isim. fransız sosyalizmi, ingiliz ekonomi politiği ve alman felsefesini sentezleyen marks ve engels bilimsel sosyalizm fikrini atmıştır. detaylı bilgi için (bkz: sosyalizm). marksın takipçileri tarafından bu fikre marksizm denmiştir. bu fikri diğer sosyalizm fikirlerinden ayıran en büyük fark;utopik olmayışıdır. yani tüm mücadele biçimlerini, neler yapılması gerektiğini ve günümüz koşullarını açıklayan dünyayı bir bütün alarak bir düşünce sistemidir.
marksist kuram, işçi sınıfının önayak olacağı devrimde, burjuva devletinin el değiştirmiş olmayacağını, başka bir deyişle işçilerin hazır bir mekanizmaya oturmayacaklarını, onu parçalayıp atacaklarını ileri sürmüştür. bu yüzden mesele, işçiler için, iktidara gelip gelmeme meselesi olmaktan, başa geçip geçmeme sorunu olmaktan çok daha ileri bir nitelik taşımaktadır. askeri, polisi, memuru ile burjuva devleti olduğu gibi bırakıldığı zaman, yeni bir devlet, artık pek de devlet olmayan yeni bir örgüt yaratılmış olmaz, bir devrim sayılmaz bu. temel kuram bunu söyler.