marksizm

entry165 galeri15
    64.
  1. 63.
  2. '' Marksizm, fikir olmadan önce Ahlaktır. Bencilliği yenmeden, yalan söylemeyi bırakmadan, ruh ve fikir disiplinine girmeden marksist mi olunurmuş!'' Kemal Tahir
    2 ...
  3. 62.
  4. kısaca,
    marxist sınıf mücadelesi kuramı, eski rejimler ile çağdaş batı sistemi arasındaki çatışmadan esinlenerek oluşturulmuştur...
    0 ...
  5. 61.
  6. karl marx' ın kapitalizmin bilimsel olarak analizi ve eleştirisiyle yola çıktığı düşüncesinin adıdır.

    kökeni; klasik alman felsefesi, fransız restorasyonu, ulusal ekonomiler ve fransa' daki erken sosyalizm denemelerine ve bunların eleştirilerine dayanan marksizm, söylem kurucudur. yani kendisinden önceki dönemlere dayandırılamaz.

    ayrıca;
    (bkz: friedrich engels)

    marksizm' e göre insanların düşünceleri dünya tini tarafından değil, ekonomik çıkarlar ve bu çıkarlar nedeniyle oluşan savaşlar tarafından şekillenir.

    marksizm' in felsefesi hegel' in tinsel diyalektik felsefesinden yola çıkarak oluşturulmuş diyalektik materyalizmdir. buna göre; bir tez (örneğin: işveren) ve buna karşı bir antitez (işçi sınıfı) olmalıdır. bu çelişki bunlardan oluşan senteze (işçi sınıfının ortaklığı), ve daha sonra da krize yol açar; çünkü her sentez tez haline dönüşür, kendi antitezini oluşturur ve gelişmenin sonu gelmez. gelişme bitmediği için çıkar çatışmasının sonu gelmez ve sonucunda devrim oluşur. örneğini verdiğimiz tez ve antitezin sonucunda gelecek olan devrim üretim araçlarının el değiştirmesi ve proleteryanın zaferidir.

    marksizm' e göre sınıf mücadelesi tarihi de şöyledir:

    1) ilk toplum ( taş devri sonrası )
    2) köle toplumu ( antik yunan )
    3) feodalizm ( toprak sahibi x çalışanlar )
    4) kapitalizm
    5) sosyalizm
    6) komünizm ( sınıfsız, devletsiz, ihtiyaç için ihtiyaç duyulduğu kadar üreten toplum )

    ayrıca;

    (bkz: yabancılaşma)
    2 ...
  7. 60.
  8. toplumda sınıf ayrımını ortadan kaldırmayı savunan , ekonominin işçinin gücüne dayanması gerektiğini ve ayrıca toplumu proleteryanın yönetmesi gerektiğini savunan görüştür.Lideri KARL MARX'dır.
    0 ...
  9. 59.
  10. Kendi mantıklarının mantıksızlığında boğulmuş bir ideolojidir.
    4 ...
  11. 58.
  12. tek bir tanıma sığdırılmak istenirse "diyalektik materyalizm" denilebilir.
    1 ...
  13. 57.
  14. ideoloji değil marx ve engels tarafından ortaya konulan ve lenin tarafından geliştirilen bilimsel kuramdır. anlaşılabilmesi için diyalektik düşünebilme yeteneği gerektiği gibi bu yeteneğe sahip olmayan kişiler tarafından ideoloji yaftası yakıştırılmıştır.
    1 ...
  15. 56.
  16. yaratıcı yarattığı eserden daima daha ileridedir. insan eliyle yaratılan hiçbir şey insanı aşamaz. aşarsa zaten insana hükmeder. eğer bugün para ya da piyasa insana hükmediyorsa bu işleyişte bir sorun var demektir. ya da bir grup azınlık açıkgözlük yapıyor demektir.

    marksizm bir kıvılcımdır. tüm eksikliklerine rağmen insanlara başka bir dünyanın mümkün olabileceğine dair bir umut aşılamıştır. bu bile başlangıç için yeterince devrimci ve yeterlidir. marksizm uygulamaları, bazı değişkenlerin gözardı edilmesi ve süreç içerisinde öngörülemeyen birtakım başka değişkenlerin ortaya çıkması nedeniyle başarısız olmuştur.

    bana sorarsanız yerküre üzerinde insan eliyle yaratılıp da insanın özgür iradesi üzerinde tahakküm oluşturan ne varsa hepsi alaşağı edilmelidir. yöntemlerimiz farklı olsa da asıl yönelmemiz gereken hedef bu olmalıdır. yoksa var olan adaletsiz sistem içerisinde kendi götümüzün rahatından başka hiçbir düşünmeden," bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek" yaşamak toptan bir mutluluk getirmeyecektir.

    (bkz: anarko-komünizm)
    2 ...
  17. 55.
  18. "insan doğası", önkabulu piyasanın doğal düzen olduğu yönünde bir sonuca götürüyor bizi.

    doğal olma durumu... "insan doğasına en uygun düzen liberalimzdir." midir? insan doğası dediğimiz şey diğer hayvanlardan farklı olmayan hayatta kalma içgüdüsüdür. hayatta kalmak için sürekli büyümek, sürekli genişlemek, gerekirse kendi ırkını yok etmek pahasına bu süreci devam ettirmek... insan doğası budur, serbest piyasa budur.

    tabii ki tümdenci bir tavırla serbest piyasanın insanlığa hizmetlerini yok saymak ahmaklıktır. ancak kabul edelim ki liberal tutumların temelinde insan değil, sermaye, yani para vardır. insanı merkeze alan bir sistem değildir kısacası. aksine piyasa uğruna insanların feda edilebieceğini söyleyen, kriz vaat eden bir sistemdir. var olan durumda bugün için "şanslı" konumda olmanız hayatınızın geri kalanını da garanti altına almaz. nasıl parlak bir fikirle kısa bir zamanda "yırttıysanız", edindiğiniz parayı ve statüyü aynı zamandan daha kısa bir sürede kaybedebilirsiniz. hal böyleyken mevcut düzene alternatifler üretmek zorunda olduğumuz konusunda hemfikiriz sanırım.

    öte yandan marksizm teknoloji düşmanı bir ekonomik sistem gibi lanse edilmiş bazı yazarlar tarafından. uzay'a çıkan ilk insanı sormak isterim bu arkadaşlara? türkmenistan'daki uzay üstlerini sormak isterim?
    2 ...
  19. 54.
  20. 53.
  21. her şeyi çok güzel anlayanların dikkatlerini bir kaç meseleye çekmek isteriz. herşeyden evvel şunu idrak etmeniz gerekmekte, marks bir peygamber değil, bir bilim adamıdır, ve bir bilim adamı olduğu ölçüde değerlidir.
    diyalektik muhakkak ki marks'ın insanlık tarihine en büyük hediyesi. tarihi açıklamada kullanılabilecek kullanışlı bir yöntem. nazarımda bu yöntemi kullanmak için marksist olmak gerekmemektedir. marks bu yöntemi kullanarak bazı öngürülerde bulunmuştur. siz, marks'ı peygamber olarak görenlerin anlamadıkları, kabul etmek istemedikleri marks'ın yanıldığıdır. şark toplumları ekseninde konuşmuyorum, şark toplumlarını çözümleyememesi, ki atüt de buna dahildir, gayet olağan, zira şark toplumları belli nitelikleri haizdir ve bu nitelikler batıdan anlaşılmaz.
    avrupa çözümlemelerinde ve öngürülerinde de yanılmıştır marks. kapitalizmin geçireceği evreler hakkında, sömürgeci toplum hakkında, sınıf bilinci hakkında ve nicelerinde yanılmıştır marks. lenin bizzatihi reforme etmiştir görüşlerini ki söylediği bazı noktalar marks'a taban tabana zıttır. neo-marksistlerde bamabaşka şeyler söyleyip marksist olabilmektedirler. hala marks'ı haklı çıkarmaya çalışmaktadırlar. kısacası günümüz marksistlerinin çoğunun amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir, yani çözümleme yapmaktansa, marksı haklı çıkarmaya çalışmaktır. bu kısır döngüden kurtulabilseler çok daha faydalı olacaklardır herhalde.
    yıllardır her krizi kapitalizmin sonu geldi sosyalizm geliyor nidalarıyla karşıladınız. 29 buhranı, opec krizi, ikinci cihan harbi... son olarak da bu krizi kapitalizmin sonu olarak bekliyosunuz heyecanla. anlamadığnız nokta şu; kapitalizm kriz olmaz demez, kriz olur ve bu krizden faydalanan şirketler daha da güçlenerek çıkar, beceremeyenler batar. yani bu krizler kapitalist sistemin niteliğidir zaten.
    kısacası gelen sesler sosyalizmin ayak sesleri değil, marksın peygamber olarak gören müridlerinin muştu bekleyen sanrılarıdır.
    2 ...
  22. 52.
  23. reel siyasette kendine yer bulamayan, buna karşın akademik dünyada ise mütemadiyen ön plana çıkarılan düşünce sistemi. bunun sebebini ise anlamış değilim.
    1 ...
  24. 51.
  25. uluslararası ilişkiler bölümünün vazgeçilmez final sorularından biri. *
    0 ...
  26. 50.
  27. Alman filozof ve siyaset adamı Karl Marx' ın ortaya koyduğu ve her gerçeği yalnız maddi sayan, Ruhun, zihnin, kutsal varlıkların ayrı gerçekler olduğunu kabul etmeyen öğretidir.
    0 ...
  28. 49.
  29. adolf hitler'in gıcık olduğu akım.
    1 ...
  30. 48.
  31. marksizm denen bilim, birer cümlelik tanımlamaları ezberlemekle sindirilecek şey değildir...
    3 ...
  32. 47.
  33. Marks ın ekonomi politik konusundaki iktisadi kuram ve verilere dayalı tezlerini uygulamaya çalışan izleyicilerine verilen isimdir. Bir kavimbilimci olan Friedrich Engels bu tezlere ilkel toplumlardaki verileri de ekleyerek tamamlayıcısı olmuştur.

    Ancak kriz durumlarında toplumun ezilen kesiminin üst yapı tarafından dönüştürülmüş olan davranış biçimlerinin, ortak kaygılar nedeniyle kitlenin politik açıdan sağa kaymasına neden olup, o toplumda sınıfsal devrim oluşturmaya engel teşkil ettiği gerçeğini önem sıralamasında en başa koymamasından ötürü uygulamaları başarısızlığa uğrayarak Leninist Sovyet de Devlet tiranlığına, Maoist Çin de yine milliyetçi devlet hegemonyasına ve çoğu diğer ülkede iç çatışmalara, çete savaşlarına ve milliyetçiliğin yükselmesine neden olmuştur.

    Marx üst yapıyı ekonomik temelden yoksun bir oluşum olduğu için sanal bir oluşum gibi değerlendirmiş, politika,din,ahlak gibi öğelerin nesilden nesile aktarılan ve bireylerin tüm davranış ve tepkilerindeki ağırlıklı etkisine neden olan belirleyiciliğini ihmal etmiştir. Aynı şekilde alt yapının üst yapı ile diyalektik ilişkisini değerlendirmiş olsa da, çoğunluğu oluşturan ezilen sınıfın yaşam anlayışının kendi üst yapı kurumlarına dönüşümünü de sosyolojik açıdan yeterli ölçüde değerlendirememiştir, denilir. Dolayısıyla da kapitalist sınıfın neden olduğu ekonomik yoksunlukların artışından işçi sınıfı ile neredeyse aynı derecede etkilenen küçük burjuva sınıfını, işsizler ordusunu karşı devrimci unsurlar arasında değerlendirirken; onların faşizme ve doğrudan eyleme yatkın olan davranışlarını da öngörememiş, kendi teorisinin öngördüğü ve mecburi dayanak olarak ele aldığı önkabulden ibaret olan bir devrimcilik misyonunu kol işçisi olan en etkisiz haklara sahip sınıfa yüklemiştir. Dolayısıyla da işçi sınıfı devrimcidir sloganı salt bir umuttan ibaret kalmış, aslında toplum içersinde sınıflar düşünceyi doğrudan ve kesin olarak istisnasız şekilde etkilemediği halde yapılan bu keskin ayrım sosyalist devletlerde hiyararşik yeni politik kamplaşmalara neden olarak, devrimin ilerleyişindeki öngörülen dinamizmi durdurmuş ve statükoya dönüşmüştür.

    Tüm bu eksiklere rağmen,çalışma koşullarının iyleştirilmesinde, yasal hakların tamamen kapital sahiplerinin inisiyatifine bırakılmasına engel olacak sendikal oluşumların ve sivil toplum kuruluşlarının ortaya çıkabilmesine yeterince olmasa da olumlu etkileri görmezden gelinemez. Ayrıca gün geçtikçe giderek daha da fazla kanıt ile ortaya çıkan nicel birikim, nitel sıçrama ve kapital birikimin toplumların ekonomik geleceğinde belirleyici lokomotifi olan artı değer gibi kavramlar sayesinde uygarlığın daha iyi analiz edilebilmesine olanak sağlamıştır.
    0 ...
  34. 46.
  35. bütün öbür öğretileri hor görmüş, ütopyacılıkla suçlayıp reddetmiştir...
    0 ...
  36. 45.
  37. bertnard russell'ın marksizme dair değerlendirmelerini karl popper'ın marksizme dair değerlendirmeleriyle aynı düzlemde okumak mümkündür. ikiside marksizme eleştirilerde bulunurlar,russell batı felsefesi tarihinde marksizmi ele alış tarzıyla,karl popperın açık toplum ve düşmanların da marsizmi ele alış tarzı tam anlamıyla bir komedidir.
    1 ...
  38. 44.
  39. Lenin tarafından bir nevi kaçırılıp zorla tecavüz edilen fikir akımı. Kendisinin Osmanlı ve Rusya gibi"yolsuz" doğu ülkeleri hakkındıki fikirleri için:

    http://www.marxists.org/a...marx/works/1854/03/28.htm
    http://www.marxists.org/a...marx/works/1853/07/14.htm
    http://www.marxists.org/a...marx/works/1853/08/24.htm
    0 ...
  40. 43.
  41. yeryüzünde olup biteni en adam akıllı şekilde irdeleyip,bu irdelemeye dayalı çözüm önerilerini açıkça belirten,su,toprak,hava ve ateş hala kurtarılabilir diyenlerin savunduğu hayat felsefesi.hayatın manifestosu.
    1 ...
  42. 42.
  43. 41.
  44. MARKSiZM iN TEMEL SLOGANI TÜM DÜNYA EMEKÇiLERi BiRLEŞSiNDiR. EVET, DiL, DiN, CiNSiYET VE HiÇBiR AYRIM GÖZETMEKSiZiN. NE KADAR DOKUNAKLI VE iNSANLARI HAYALLERE SÜRÜKLEYEN BiR SÖZ. MÜLKiYET PAYLAŞIMI ADALETLi OLACAK, HAKÇA BiR DÜZEN OLACAKTIR.
    EĞER iNSANLAR KARINCA VEYA BAL ARISI TABiATLI OLSAYDI BUNLAR MÜMKÜN OLACAKTI VE iNSANLARIN MUTLULUĞU iÇiN EN iDEAL DÜZEN OLACAKTI. AMA iNSANLAR AÇGÖZLÜ, ACIMAZSIZ, KISKANÇ, ÇIKARCI...
    iNSANLARIN BU TABiATIYLA BU DÜZENi OTURTMAK ÇOK AMA ÇOK ZOR. AMA KEŞKE OLSAYDI...
    0 ...
  45. 40.
  46. bireyin özgürlüğünü ve mutluluğunu esas alan bir dünya düzenini var edebilmenin kuramıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük