marksizm

entry165 galeri15
    89.
  1. Burjuvaziyi yıkıp sınıfsız topluma geçişte doğal olarak işçi sınıfına rol veren marksizm, tarihsel materyalizme dayanması sebebiyle daha çok bir hayat görüşü haline gelmiştir. Kapitalizmin çelişkilerinin kendi yıkımını getireceğini savunmuştur fakat günümüzde kapitalizm finansal kontrol vs.. etkenlerden dolayı kendi yıkımını geciktirmektedir. Bu yüzden bir çok felsefi okul ve ya düşünür marksizmi tenkit etmiş ya da geliştirmeye çalışmıştır. Örn: Frankurt okulu, Adorno, Sartre, Fouccoult, Althusserll)
    0 ...
  2. 88.
  3. kadınların ortak kullanım araçları olduğunu söyleyen bir ideolojidir.
    0 ...
  4. 87.
  5. üretim araçları herkese helaldir diyen bir ideoloji.
    0 ...
  6. 86.
  7. marksizmi bilmeyen, tek kitabın kapağını aralamamış insanların hakkında bolca yorum yaptığı, işkembeden atıp atıp tuttuğu yegane ideoloji olsagerek. neden bu kadar kinliler bilemiyoruz.marksizmde devlet olmadığını söyleyip sosyalist devlet anlayışını çelişkili bulanlar var. yahu kim söyledi size marksizmde devlet olmadığını allah için? marksizmde devlet yoksa proletarya diktatörlüğü aşaması nedir?? ya da marksizmde devlet yoksa anarşizmden farkı nedir diye sorasım var. çok var hem de.
    yok komünizmde kadınlar ortakmış da bilmemne. komünizmin tanımını da mı bilmiyorsunuz: üretim araçlarının ortak kullanımı. yoksa kadınları üretim araçlarıyla aynı kategoriye sokabilecek kadar mı döndü gözünüz?
    ha bir de tarihte uygulandığı görülmemiş, asla başarılı olamamış diyenler var. ilkel komünali bilir misiniz? ilk çağ insanlarının yaşam düzeni ilkel komünal düzendir. hala hiçbir zaman uygulanamamış olduğu nasıl düşünülabilir anlayamıyorum.
    0 ...
  8. 85.
  9. bu yazı hayatımın en bilgi içerikli entrysi olacak. umarım komünal yaşam destekçisi arkadaşlarımız bunu okur da neyin parçası olduklarını anlarlar. bunu okurken benim milliyetçi olduğumu düşünme sakın.

    öncelikle olaya sanayi devrimiyle başlayalım.
    sanayi devriminden bu yana büyük ekonomik gelişmeler milleti meydana getiren sosyal tabakalarda değişikliğe yol açtı. bunun etkisiyle küçük ekonomik birimler yavaş yavaş ortadan kalktığı için işçi bağımsız bir hayata kavuşma fırsatını da elinden kaçırmış oldu. bu da işçiyi proleter yaptı. böylece fabrika işçisi ortaya çıkmış oldu. işçi sınıfı ilk ortaya çıktığında yahudi siyonistler buraya el atmamışlardı. ama bir zaman sonra ülke ekonomisi için büyük potansiyele sahip olan böyle mühim bir meseleye burjuvazi yabancı kalırken, yahudiler ise gelecekte ortaya çıkacak olan durumları görebiliyorlardı.

    yahudiler kapitalist istismarlarla usullerini teşkilatlandırırken, diğer yandan işçilere de yanaşarak onların kendi kendilerine yönelttikleri kavgada onlara önder oluyordu. zaten işçi sınıfının en büyük vasfı hayatı boyunca kendine bağımsız bir vaziyet yaratabilme imkanından yoksun olmasıdır. bu da onların yahudi oyunlarına alet olmalarını daha çok kolaylaştırıyor.

    zamanında yahudiler derebeylerin dünyasına karşı kalkan olarak burjuvaziyi nasıl kullanmışlarsa, şimdi de burjuvaziye karşı işçi sınıfını kullanıyorlar. yahudiler bir vakitler burjuvazinin gölgesine sığınarak sivil hukuku nasıl elde etmişlerse, bugün de işçileri sözde savunmak için giriştikleri kavganın kendilerini dünyanın hakimi yapacağını bilmektedirler.

    bu gelişmelerden sonra işçi sınıfının görevi yahudiler için çarpışmak oldu. işçiler farkında olmadan yıkmakta olduklarını sandıkları gücün hizmetinde bulunuyorlar. işçiler, yahudiler tarafından sermayeye saldırtılır. böylece işçi gerçek sermaye lehinde boğuşturulurken, aynı zamanda uluslararası sermaye aleyhinde de bağırtılır. fakat gerçekte hedef alınan şey, milli ekonomidir. milli ekonominin yıkılması ve onun cesedi üzerinde uluslararası borsanın zafer sağlamasına çalışılır. yahudiler bunu gerçekleştirmek için önce işçiye sokulur ve onun bu haline acımış görünür. hatta sefaletten isyan duyan bir kimse gibi ortaya çıkarlar. böylece işçinin güvenini kazanırlar. yahudiler, işçide hayat şartlarını değiştirmek için şiddetli bir istek uyandırmaya çalışırlar. böylece işçilerin kalbinde daima uyuklayan sosyal adalet ihtiyacını ustalıkla tahrik ederek uyandırırlar. yahudiler sosyal adalet ihtiyacını tahrik ederek harekete geçirdiği işçiyi daha şanslı bir kadere sahip olanlara karşı kin beslemeye davet eder. yahudiler bu işi yaparken, sosyal düzensizliklerin aleyhine açılmış olan kavgaya güzel bir hava verirler. işte buna marksizm denir. marksizm, yahudilerin mason locaları ve en büyük silahlarından biri olan basın gibi diğer kolonlardan sadece biridir. bir ülkeye işgal etmenin en güzel yollarından biri de budur.

    marksizmi, halkı toplumsal isteklere gayet sıkı bir şekilde bağlı gibi göstermekle, yahudiler bu akımın yayılmasını kolaylaştırır ve hızlandırırlar. bu arada yahudiler, bu akımın sonuçlarına bakarak kendileri için haksızlık ve tatbikinin imkansız olduğunu gören kimselerin de muhalefetini sağlar ve bunları tahrik eder. sosyal fikirler maskesi altında gerçekten şeytanca niyetler saklıdır. marksizm, akıl ile deliliğin içinden çıkılması imkansız bir sentezidir. fakat bu akımda akıl ile aptallık öyle bir şekilde ayarlanmıştır ki, içinde yalnız aptallıkla vasıflandırabilinecek şeyler gerçekleşir. akla uygun gelen şeyler ise hiçbir vakit tatbik edilemez. marksizm, şahıslara ve bunun sonucu olarak millete her türlü hayat ve insanlık haklarını reddetmekle, devleti meydana getiren temeli yıkmaktadır. işte marksizmin özü budur. şahsiyetin ve milliyetin harap edilmesi ile yahudiler en büyük engeli ortadan kaldırmak istiyorlar.

    bu akıma mana verip yol gösteren şey, iktisadi ve siyasi hayattaki garip nazariyesidir. marksizme can veren ruh, zeki insanların bu akıma inanmalarına engel olur. diğer taraftan fikri melekelerini kullanmasını bilmeyenler ve iktisadi ilimlerden habersiz olanlar hemen marksist olurlar. hareketin sevk ve idaresi için gerekli olan zekayı, yahudi kendi kendini feda ederek kendi soydaşlarından birinin beyninden sağlar.

    barışçı doktrinler vasıtasıyla milli beka içgüdüsünü felç etmek için aydın denilen çevrelerde masonluğun giriştiği mücadeleye, yahudilerin ellerinde bulunan büyük basın, halk toplulukları ve özellikle burjuvazi nezdinde devam edilir. yahudiler, dünyayı ekonomik yönden ele geçirmek istedikleri gibi siyasi bakımdan da hakimiyet kurmak isterler. bu da siyasi ve sendika faaliyetleriyle olur.

    sendika faaliyeti taraftar toplamaya yarayan bir çalışmadır. işçilere, patronların hırs ve dar görüşlerine karşı açtıkları mücadelede yardım ve himaye vaat eder. eğer işçi devlet tarafından bir yardım ve himaye görmezse, kendi menfaatinin savunmasını sorumsuz kimselerin eline bırakmak istemez ve bu hak arayışını bizzat kendisi yapmak ister. yahudi sermayedarlardan oluşan burjuva, işçilerin bu hak arayışlarına dengeli şekilde engel çıkarır. örneğin patronlar uzun çalışma sürelerini azaltmazsa, çocukların çalışmalarına insaf dairesinde bir şekil vermezse, kadın işçileri korumazsa, yahudiler işgalin bir diğer kolonu olan marksizmle işçiye sokularak, ezilen işçinin sorunlarına sahip çıkar. yahudi böylece işçi hareketinin önderi durumuna geçer.
    inanılmaz bir mekanizma öyle değil mi? kesinlikle çok dahice.

    yahudilerin işçileri düşündüğü falan yok. işçilerin önderi durumuna geçmelerine sebep, milli ekonominin geleceğini yok edecek bir topluluğu yavaş yavaş meydana getirmektir. yahudi dediğin milli ekonominin bağımsız kalmasını istemez. onların istediği şey milli ekonomiyi parçalayıp ortadan kaldırmaktır. bunlar önlerinde sağlam bir nesil görmek istemezler. onların arzusu soysuzlaşmış, boyunduruğa girmeye hazır bir sürü görmektir.

    işçiyi elinin altında bulundurmak demek, genel grevleri kontrol etmek, üretimi durdurmak demektir. mevcut düzene karşı insanlara isyan ruhu aşılamak demektir. ama benim insanlarım bu numaraları yemez. benim insanlarım propagandacı basına güvenmez.

    yahudiler siyasi yönden de devleti yaşama vasıtalarından yoksun bırakırlar. her türlü karşı koymanın ve milli savunmanın temellerini çürütürler. halkın hükümete beslediği güveni sarsarlar. geçmişi kötüleyerek gözden düşürürler. ne kadar güzel şey varsa hepsini çamura batırırlar. medeniyete de el atarak sanatı ve edebiyatı kötülerler. insanları, kendilerinin de içinde bulunduğu pislik alanlara çekerler. son olarak dini ve ahlakı gülünç ve basit bir hale sokarlar. örf ve adetleri ölü, modası geçmiş ve köhnemiş şeyler olarak gösterirler. böylece bir milletin hayatı uğruna mücadele edeceği son dayanaklarını da ortadan kaldırırlar.

    siyasi gücü de ellerine geçirdikten sonra, maskelerini fırlatıp atarlar. demokrasi ve halk dostu olan bizim sevgili yahudiler, o andan itibaren katil bir canavara dönüşürler. milletin manevi rehberi olan insanları yok ederek halkı esaret altına alırlar. bu esaretin en iyi örneğini rusya vermiştir. rusya'da yahudiler büyük bir millet üzerinde hakimiyet kurmak için, vahşi bir girişimle 30 milyona yakın insanı kendi yazar çeteleri ile borsa teröristlerine öldürtürken bir kısmını da açlıktan ölüme mahkum ettirmişlerdir.
    13 ...
  10. 84.
  11. bir düşünür.

    izm'e kurban edilmiştir.
    bir adım ileri, iki adım geri
    artık siz hesap edin, kaç yıl geçti aradan kaç adım uzağındayız.
    saçının teline dokundurtmam diyenlere ithaf olunur,
    karl marks muhafazakar değildi.
    0 ...
  12. 83.
  13. islamiyet ile arasında baş gösteren bütün ihtilafların kaynağı, üretimden sonraki dağıtım konusundadır.
    1 ...
  14. 82.
  15. dünya üzerinde aşılamayacak tek ideolojidir.
    0 ...
  16. 81.
  17. toplumun devrimci değişikliğini açıklayan bilimsel bir teori.
    0 ...
  18. 80.
  19. 79.
  20. "sosyalizm, komünizm, marksizm ve leninizm tabirleri, yirminci yüzyılın özellikle de ikinci yarısına damgasını vuran stalinizm garabeti ve sscb vb. ülkelerde görülen 'sosyalizm' deneyimlerinden ötürü büyük yara almış, sosyalizme ilişkin anlayış da baş aşağı çevrilmiştir. ama yıkılan ya da ölen sosyalizm değil, stalinizmdir.
    SSCB ile birlikte çöken, Marksizmin tahtına ve haklı itibarına göz diken, bunu temsilcisi olduğu bürokrasinin ve onun diktatörlüğünün bekası adına gasp eden Stalinizmdir ve Stalinizm genel kanının aksine Marksizmin bir kolu, çeşidi ya da karikatürü değil, alenen inkârıdır. Bu gerçekle yüzleşmek istemeyen, SSCB'nin çöküşünü geçiştiren ya da Marksizme aykırı öznel nedenlerle ('Kruşçev revizyonizm yaptı, Brejnev ihanet etti, Gorbaçov sattı' vs.) açıklamaya çalışan bir anlayışın ne geçmişi (yirminci yüzyılı) ne de ufuktaki büyük enternasyonal işçi mücadelelerini anlaması mümkündür.
    Marksizmde hak iddia etmenin en temel kıstasları: Toplumu dönüştürecek temel güç olarak işçi sınıfını tanımak; devrimci, komünist bir Enternasyonal partinin gerekliliğini savunmak ve bu uğurda hem teorik hem de pratik düzlemde gerçekten çaba harcamak; bu partinin lafta değil, gerçekten enternasyonalist olması için uğraşmak, yani enternasyonalizmi enternasyonal dayanışma ya da işbirliğine indirgememek; işçi devletini Lenin'in Devlet ve Devrim'de dile getirdiği görüşleri temel alarak kavramak; sosyalizmi Marx ve Lenin'in tarif ettiği şekliyle, sınıfsız, sömürüsüz, devletsiz bir toplum olarak kabul etmek; Bolşevik Devrimini hiç eğip bükmeden savunmak; toplumdaki (başta kadınlara, ezilen uluslara, göçmenlere, eşcinsellere olmak üzere) her türlü ayrımcılığa karşı durmaktır."
    http://militan.net/?page_id=11
    0 ...
  21. 78.
  22. param yok, marksızım, marksizim, marksizm olarak değişen kelime. *
    1 ...
  23. 77.
  24. Boş işler müdürlüğüne bağlı şaçma felsefik zırvalıklar dairesinin diğer adı.
    1 ...
  25. 76.
  26. apo nun zorla dikta ettiği ideoloji.
    0 ...
  27. 75.
  28. bir devlet ideolojisi olmamakla beraber sosyalizmin genişletilip mantık raylarına oturtulmuş halidir.
    0 ...
  29. 74.
  30. 73.
  31. 72.
  32. (bkz: vasfını sikeyim senin.) hatta (bkz: geçerliliğinin a.q)

    beyin bulamacı yapmaktan başka hiç bir anlamı yoktur bu zırvalığın ve benzerlerinin. gerçeği kendi fikirleriyle algılayamayacak kadar küçük beyinli insancıkların katıldığı akımdır kendisi.
    1 ...
  33. 71.
  34. Nihat doğanın entel olduğunu göstermeye çalıştığı için kullandığı terimlerden bir tanesidir.
    0 ...
  35. 70.
  36. solda bölünme bölünme diye türkiye'de yıllarca birbirimizi yeidk. murat belge bunu geriye götürdü. ta engels'in sosyalizmi ve sosyalistleri bilimsel ve ütopik olarak ayırmasına kadar götürdü ve doğru olup olmadığını düşünmek gerektiğinden dem vurdu.
    0 ...
  37. 69.
  38. "alman felsefesi, ingiliz ekonomi politiği ve fransız siyaseti", işte marksizmin üzerine oturduğu üç kaynak.
    1 ...
  39. 68.
  40. günümüzde bir çok akademisyenin, entelektüelin takip ettiği akım. neredeyse yaşayan her akademisyen marksist. kim diyordu( sanırım sartre):''marksizm çağımızın aşılmaz ufkudur.'' diye. gerçekten sartre'den sonra şu anda bile ne denli fikirsel sığlık ve kısır döngü içinde kaldığımız açıktır. propaganda ve slogan her alanda düşüncenin önüne geçmiş durumda. başka tür felsefelerin, entelektüel yönelimlerin tanınması neredeyse imkansız. durmadan marx'ı yorumlayıp, dip notlar düşmek işleri..
    0 ...
  41. 67.
  42. 66.
  43. kurucuları karl marks ve friedrich engelstir.marksist teorisyenler, felsefenin en önemli sorununun, evrenin ve maddenin ezeli olup olmadığı meselesi olduğunu ve materyalistleri kendileri dışındaki felsefelerden en önemli özelliğinin evrenin ezeliyetini olduğunu savunmalarıdır.
    0 ...
  44. 65.
  45. lenin "din üstüne" kitabında der ki :
    marksçılık maddeselciliktir, böyle olmakla dine acımasızca düşmandır, bu kuşku götürmez... sadece durup kalmış bir maddeslecilik değildir, daha ileri gider. der ki : dinle nasıl savaşılır bilmeliyiz, bunun içinde yığınlar arasındaki iman ve din kaynağını maddeselci bir yolla açıklamalıyız. dinle savaş soyut ideolojik vaazla sınırlanamaz. toplumsal din köklerini ortadan kaldırmayı amaçlayan sınıf hareketinin somut pratiği ile birleştirilmelidir...
    bahsettiği din "hıristiyanlık"tır...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük