marksizm

entry165 galeri15
    113.
  1. sadece eleştirel düşünce yöntemi olarak kalırsa iyi olacak.
    0 ...
  2. 112.
  3. soğuk savaş dönemi resmi ideolojisinin manipülatif artıklarını zırvalayan kalibresiz ergen zihniyetin hakkında bir şeyler saçmaladığı düşünce sistemi.
    1 ...
  4. 111.
  5. Halkımıza anlatılması gereken ve fikri bir mucadele verilmesi gereken saçma bir düşünce sistemidir.
    3 ...
  6. 110.
  7. dünya ya hiç bir faydası olmayan bir görüş sistemidir insanların topluluklardan halinde isyan etmesini ve kan dökmesini sağlar ayrıca bunlar bütün dinlere düşmandır bunlara göre din halkı uyutmak için uydurulmuş ve halkın ayaklanmasındaki en büyük engeldir.
    o yüzden bu topraklardan def edilmesi ve bu düşünce sistemine karşı büyük bir mücadele verilmeli ve halkımız bu düşünce sistemi konusunda aydınlatılmalıdır.
    0 ...
  8. 109.
  9. 108.
  10. 107.
  11. marksizm somut durumun somut analizidir.
    -Lenin.
    0 ...
  12. 106.
  13. temelini diyalektik gibi bir 16.yy saçmalığının oluşturduğu, çağın çok gerisinde kalmış bir düşünce sistemidir hatta dindir.
    0 ...
  14. 105.
  15. metafiziğin reddi= din yoktur.
    halkların kardeşliği= milliyetçilik yoktur.
    komünist ekonomi= yazmaya gerek yok.
    bunlar temeleridir.
    dindar komünist olmaz, milliyetçi komünist olmaz, liberal komünist olmaz. bu kadar basit aslında temeli.
    3 ...
  16. 104.
  17. Kapitalizm panzehiri ama solculardan veya marksistlerden ise kapitalistler daha iyi özümsemiş ve Marksizm'in açığa çıkardığı delikleri hızla kapatmaya çalışmışlardır..
    0 ...
  18. 103.
  19. daimon'u devrimci kişiliktir. bir tür kuyruğu ağzında yılan olarak resmedilebilir. yaptığı devrim, yoldaşlarını da hamurun harcına katmayı gerektirebilir. yaptığı devrimi nasıl devam ettireceği noktasında ise muhafazakarlaşır ister istemez.

    hannah arendt'in de dediği gibi,

    (bkz: bugünün devrimcisi yarının muhafazakarıdır)
    1 ...
  20. 102.
  21. felsefi, teorik ve siyasal yönleriyle dünyayı anlamak ve değiştirmek için bir eylem klavuzudur.

    onlarca yaklaşıma ev sahipliği yapan bir görüştür, Türkiye'de her görüşün Atatürk'ün bi yerinden tutup halka inme çabası gibi, dünyada da komünistlere ulaşmak ve onları örgütlemek için insanlar bir yerlerden marksizme dokunur ve onu yorumlar.
    0 ...
  22. 102.
  23. Peyami Safa'nın ağzına ağzına vurduğu siyasi akım.
    1 ...
  24. 101.
  25. siyaset kısmını derince ve itina ile araştırmakta olduğum düşünce. (bkz: karl marx) (bkz: sosyalizm) (bkz: bilimsel sosyalizm) . ayrıca bu başlıkta sadece 120 entry olması sözlüğün alakasızlığını malesef göstermiştir.
    0 ...
  26. 100.
  27. Bunu savunup kapitalizme karşı çıkanlar büyük gaflet içindedir. Karl Marx da yahudidir ve kapitalizmin beslediği Yahudilere karşı bir sistem geliştirmesi beklenemez. Yani marksizm kapitalizmin usagidir.
    1 ...
  28. 99.
  29. akıbetinde diyalektik materyalizmi doğuracak ideolojidir, en sevdiğim olayı ise marx'ın ben marksist değilim demesidir.
    teoride yeterlidir kanımca.
    0 ...
  30. 98.
  31. tarihin tozlu raflarında kalmış anlamsız ideoloji. ölümlü dünyada bu ideolojinin arkasından giden ağır salaktır.
    3 ...
  32. 97.
  33. insanlığın -şimdilik- üretebildiği en tutarlı ve en açık -izm'dir. marx biz dünyalılara "bakın küçük salaklar kapital budur, sosyal devlet budur, bunlar arasındaki denge budur, üretim budur, tüketim budur, sizin ihtiyaçlarınız şudur ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda sizin toplumsal konumunuz şu biçimde şu yolla kalıba sokulur. az ayık olun uyanık olun öğrenin dünyanın nasıl bir diyalektiğe sahip olduğunu ve nasıl bir çarkın döndüğünü görün" demiştir işte tüm bu gerçeklere biz ksıaca marksizm diyoruz ve nihayetinde marksizme ihtiyacın olmadığı bir dünya düşlüyoruz, göremeyeceğimizi bile bile...

    ek: eşşekler kötü oylayacak tabi. :)
    1 ...
  34. 96.
  35. klasik kuramcılar için: "Marks’ın toplumsal sınıflar kuramı gerçekçi değildir. Toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihi değil, yönetici savaşımları tarihidir. Yönetici sınıf ise, Marks'ın ileri sürdüğü gibi, üretim ilişkileri sonucu belirlenmiyor, üyelerinin üstün özelliklerinden oluşuyor. Kaldı ki, modern toplumlarda kemikleşmiş, kapalı bir yönetici sınıf yok, çünkü seçkinlerarası bir dolaşım söz konusudur. Kısacası, “sınıfsız toplum” hiç olmayacaktır, çünkü her toplumda yönetici azınlıklar vardır, gereklidir."

    Siyasal seçkin kavramı konusunda, C.J. Friedrich, 19. Yüzyıl Avrupası’nda üstün insanların yönetimini savunan doktrinlere dikkati çekiyor (Caryle, Nietzsche sonraları Mosca ve Pareto gibi). Bu düşünürler, Friedrich'e göre, bir yerde hala feodal kalıntılar taşıyan toplumların ürünüdürler; eski toplumsal hiyerarşilerin özlemi içinde olan, yani temelde demokratik düzene karşı olan kişiler. G. Lukacs da, özellikle feodal öğelerin güçlerini koruduklarını ve bu yüzden gerçek bir burjuva demokrasisinin geliştirilemediği ülkelerde siyasal önderlik sorununun toplum bilimcilerce ortaya atıldığını ileri sürüyor. Weber'in “karizması” (Almanya) ve Pareto'nun “seçkinleri” (italya) bu ülkelere örnektir. Söz konusu ülkelerin özellikleri (19. Yüzyıl’ın ikinci yarısında), bu gözlemleri kanımızca doğrulamaktadır. Tüm bu eleştirilere rağmen, siyasal seçkinler kavramı siyasal bilim açısından geçerlidir; modern kuramlar da bu kavramın günümüz toplumlarına bir uyarlama çabası olarak ortaya atılmıştır. Nitekim, Mosca'nın da son yıllarında klasik elit kuramlarının demokrasi kavramıyla uzlaşabilirliğini vurgulamaya başladığını anımsıyoruz.

    kaynak: yrd. doç. dr. leyla sanlı hotiç
    0 ...
  36. 95.
  37. maddede çelişki diye bir şeyin olduğunu kabul ederek daha baştan kendi geçersizliğini ilan eden ideoloji. buna rağmen peşinden gideni çoktur çünkü çok güzel bir fakir edebiyatı sunar.
    1 ...
  38. 94.
  39. proleterleşmeme pahasına insanlıktan vazgeçmeyi göze alanların ideolojisidir. neticede insanlıktan vazgeçilmiştir, fakat proleterleşmeye yine mahkum olmuşlardır.
    0 ...
  40. 93.
  41. (#15737452)

    şimdi marksistlerin bir kısmı kendilerinin demokratik ilkelere ayrılmaz bir şekilde bağlılığı hususunda bir kanaat uyandırmaya gayet ustaca çalıştığı sırada, bu herifler ülkenin buhranlı zamanlarında demokrasinin batıdaki uygulamasını dikkate almayarak ve çoğunluğun kararına değer ve önem vermeyerek yollarına devam eder. marksizm, yok etmeye kararlı olduğu milli ruhun sevgisini kazanmayı başaramadığı sürece, yıkıcı emellerinin karışıklığını azimle takip ederek demokrasiyle beraber kol kola olacaktır. eğer marksizm, parlamento kazanında mum ateşiyle bir şeyin kaynayabileceği ve pişebileceğine inanacak olursa, bütün bu parlamento oyunlarına da derhal son verir. işte o zaman kızıl enternasyonalizmin bayraktarı demokratik şuura danışacağı yerde proletarya kütlelerine ateşli bir müracaatta bulunacak, kavga ani olarak, parlamento salonlarından fabrikalara, imalathanelere ve sokağa intikal edecektir. böylece demokrasi, marksistler tarafından derhal tasfiye edilecektir. parlamentoda bu halk havarilerinin uysal taraftarlarının halledemediği iş, tahrik edilmiş proletarya kütlelerinin çekiçleriyle yapılacaktır.

    proletarya toplulukları daha önce olduğu gibi, dünyanın yahudiler tarafından ele geçirilmesi faaliyetinin batı demokrasisinin sahip olduğu vasıtalarla önüne geçmeyi tasarlamanın ne kadar saçma bir iş olduğunu açık bir şekilde burjuva topluluğuna gösterecektir. işte böyle bir canavar karşısında, blöften ibaret olan veya sadece marksistlerin işlerine yarayan, fakat sonradan artık bu heriflere fayda sağlamaz hale gelince gözden çıkarılacak olan kurallara saplanıp kalmak için gerçekten aptal olmak gerekir. bütün burjuva partilerinde siyasi faaliyet, esasta parlamentoda birkaç sandalye kapma kavgasından ibarettir. bu mücadele sırasında, gerekirse bütün ilkeler bir bok çuvalı gibi atılır. bu şekil davranıştan programları gibi kuvvetleri de zayıflar. çünkü onlarda, halk toplulukları üzerinde büyük fikirlerin çekiciliği ile etkili olan o sihirli nüfuz ve ilkelere karşı kesin bir inanış ile bunları zafere ulaştırmak hususunda beslenen büyük azmin vereceği ikna kuvveti yoktur. fakat herhangi bir parti ne kadar hata işlemiş olursa olsun, eğer bir felsefi fikrin bütün silahları ile mevcut bir düzene karşı saldırıya geçecek olursa, diğer parti yeni bir inançla karşı koymaz ve savunmasını cesur bir şekilde yapmazsa mağdur durumda kalacaktır.
    3 ...
  42. 92.
  43. --spoiler--
    Diyorlar ki sosyalizmde fabrika devletin olacak, devlet senin olacak, o halde fabrika senin olacak. Nasıl yani? Fabrika benim olacaksa ben şu Allahın belası işi bırakabilir miyim? Ya da çalışma saatlerini kısaltabilir miyim? Yok, ona merkezi planlama karar verir. iyi o zaman şu hesaplara bir göz atalım; bizim ücret herhalde 3, 4 kat artar. Olur mu Yoldaş, kârın hepsini sen alırsan yeni yatırımları nasıl yaparız, savunma sanayii nasıl olacak, komünist partinin, gizli polisin, bürokratların maaşları nereden verilecek; ücretleri de merkezi planlama belirler. Peki grev ? Ne grevi, kendi kendine mi grev yapacaksın, fabrika zaten senin. Peki sendika? Sendika olacak tabi, komünist parti politikalarını sana benimsetmek için. iyi o zaman, ben sosyalizm almayayım, şimdi hiç değilse arada bir grev yapıp bazı isteklerimi kabul ettirebiliyorum.

    Yoldaş, bu işçi sınıfı çok dar kafalı değil mi? "Tarih yapmak" falan umurunda değil. iyi de başka türlü olabilir mi? Devrimciliğinde samimiysen, biraz düşün işçi olmak ne demektir? Ücretli kölelik. Köleler köle olarak yeni bir hayat kurabilirler mi? işçi sınıfının devrimci olabilmesi için "işçi" olmayı reddedebilmesi gerekir. Bu durumda -gene başa geldik- kim yönetecek işçi devletini?

    Sakın ağzı laf yapan yeni partili akademisyenler, bürokratlar ve politikacılar olmasın?

    "dinle marksist"

    a-politika mayıs-94
    --spoiler--
    0 ...
  44. 91.
  45. bazı insanlar dünyaya savaşmak için gelir,bazıları için sadece sevişmek ve nara atmak için...

    işte bir türk savaşmak için gelir dünyaya,bir marksist ise sadece sevişmek ve hayvani zevkleri tatmak için gelir bu dünyaya insanlıktan çıkmak için

    türk olmak varya,çok zordur çok...
    1 ...
  46. 90.
  47. imtiyaz sahibi olan kesim bu konumlarını kaybetmek istemeyeceğinden dolayı devrim yoluyla ve zorla dönüştürme şeklinde bir sosyalist ve hatta komünist toplum kurulabilecektir. bu nedenle şiddet meşrudur ve insanlığın yararı için insan öldürmek de gerekse bu yapılmalıdır şeklinde özetleyebileceğimiz bir yaklaşım biçimidir. stalin de mao da bu mecradan yol almış insanlardır. bu ideoloji nedeniyle dünyada çok kan akmıştır ve hala buna bağlı marjinal de olsa bir takım gruplar eşitlik adına insan öldürmeyi tabi kabul edebilmektedirler. eşitlikçi insan merkezli bir toplum için insan öldürmek? işte ütopyanın bir parçası. devrim şehitlerine ağlamak ama karşıt görüşteki insanlara bunu haketmiş gözüyle bakmak!?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük