biri özel sektör diğeri devlet diktatörlüğüne, oto sansüre ve sansüre yol açar. ikisi de mülkiyetçidir. birinde mülkiyet şirketlerin, diğerinde ise bir baskı aracı olan devletindir.
MARKSiZiM DÜŞÜNCE SiSTEMiDiR KAPiTALiZM EKONOMiK SiSTEMDiR. iKi FARKLI KULVARDIR YANi.
(bkz: KOMÜNiZM VS KAPiTALiZM)
(bkz: marksizm vS liberalizm)
EDiT: KAPiTALiZM LiBERALiZM DÜŞÜNCE SiSTEMiNiN ORTAYA ÇIKARDIĞI EKONOMiK SiSTEMDiR. KOMÜNiZM iSE MARKSiZM DÜŞÜNCE SiSTEMiNiN ORTAYA ÇIKARDIĞI EKONOMiK SiSTEMDiR.
kapitalizm, özetle "genelleşmiş meta ekonomisi" dir. ücretli emeğin yani işçi sınıfının sömürüsüne dayanır. ha bir de işçi sınıfı deyince yalnızca fabrikadaki işçiyi anlayan zavallılar vardır ki, bunların uzaya gönderilmesi gerekir, felix dünyaya geri geldi, ama bunlar gelmese de olur. işçi sınıfı derken kastedilen, fabrika-makine, arsa vb. üzerinden üretim ya da emek-gücü sömürüsü yapabilecek, yani "üretim araçları"na sahip olmayan, yalnızca kafa ya da kol gücüyle hayatlarını kazananlar kastedilir. Bu nedenle plaza çalışan sevgili bilgisayar mühendisi kardeşim sen de, hizmet görevlisi olarak çalışan öğretmen, doktor, garson herhangi bir üretim aracına sahip olmadığınız ya da devasa fahiş maaşlar almadığınız sürece, ne yazık ki işçisisiniz. Kendinizden ve sınıfınızdan kaçmayın bu nedenle.
Peki niye sömürüdür kapitalizmin özü ? Çok basit. işçinin, diyelim bir ayda, patronuna kazandırdığı parayla, maaş olarak aldığı para arasında kimi zaman ağrı dağı, kimi zaman everest tepesi kadar bir uçurum bulunur. işte bu "uçurum&" artık-değer sömürüsü ya da sömürüdür. Misal bir ilaç fabrikasında çalışan arkadaşım, çalıştığı ilk yarım saatte maaşına denk bir değer ürettiğini söylemişti. Bu ne demektir? Şu demektir, sevgili kardeşim bir aylık işgününün ilk yarım saatinde kendi maaşını çıkarır. Sonra hadi eyvallah ben gidiyorum diyemez. Çünkü bir aylık süre için çalışmak karşılığında ücret alacaktır. Sonuç nedir peki? Kalan 29 gün küsür saatinde patronuna çalışır. Yani patron onu sömürür. Bu bütün sektörlerde böyledir.
Şimdi bunu okudunuz ya, bir hesap yapın bakalım. Aldığımız maaşı kaç saate ya da günde üretiyor geri kalan kaç saatte de patronunuza "ekmek veriyorsunuz" Matematik bedava!
Patronlar bu durumu "sömürü diye bir şey kardeşim, ben şu kadar bin işçiye ekmek veriyorum"; diye yutturmaya çalışır. Bunu bilinçli bir işçi ise şöyle okur "patron şu kadar bin işçinin sırtından kazandığı parayla yeni fabrika, villa, araba vs vs alıyor"
Bütün savaşlar, bütün medya aldatmacaları, bütün sanal dünya, pornografi, bütün diziler, bütün milliyetçilik pompaları bu artık değer sömürüsü gerçeğini gizlemek içindir. Çünkü "patronların kendi ekmek vermediğini aksine onları sömürdüğünü"; anlayan işçiler bir araya geldiğinde bu dünyayı kapitalistlerin başına yıkmıştır, yıkma ihtimali serde hep hazır bekler. Ve bunu patronlar çok iyi bilirler.
Şimdi Marksizm evvela artık-değer mekanizmasını ve bundan yola çıkarak tüm kapitalizmin işleyiş mekanizmasını binlerce veriyle, örnekle ispatladığı için bilimdir. Marksizm öldü, kaybetti, yıkıldı, mik mik de mik mik diyenlerin önce artık değer sömürüsünün ortadan kalktığını ispatlamak durumundadır. Tabii , kapitalist düşünce mantığıyla bunu rüyanızda bile göremezsiniz. Ancak Marksizm rehberliğinde verilecek bir sınıf mücadelesiyle, bu, yani artık-değer sömürüsü ortadan kaldırılabilir. Yani savaşsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurulabilir. Hele insanlığın ihtiyaç duyduğunun iki katı kadar gıdanın üretilebildiği günümüzde, afrika da her gün binlerce çocuk açlıktan katledilirken, bu elzemdir.
He sscb vardı da ne oldu, ya küba, çin, kuzey kore, Vietnam? Hani bunlar "marksizmle" yönetiliyordu, sosyalizm-komünizm kuruldu da ne oldu diyeceksiniz, biliyorum.
Sosyalizm ya da komünizm hakkında-bu görüşü savunsun savunmasın fark etmez- ciddi bir araştırma-okuma yapan herkes, adı geçen ülkelerin değil komünizmin, sosyalizmin bile kıyısına yanaşamadığını görecektir.
Neden sosyalist değildiler diye sözü daha da fazla uzatmadan başka bir entry ye göndermekle yapmakla yetinebilirim:
sosyalizm vs komünizm/#14749361
insanlığın bugün marksizme, ortaya çıktığı 150 küsür yıl öncesine göre, yüz kat daha fazla ihtiyacı vardır.
Hazır iki gün önce 95. Yıl dönümüyken, insanlığın en büyük umut kaynağı olan SOVYET DEVRiMi KUTLU OLSUN!
Dipnot: Anlatılan senin hikayendi ve benim ve bizlerin.