19. yüzyıl ortalarında karl marx'ın ortaya koyduğu bilimsel sosyalizmin* 20. yüzyılda lenin tarafından devlet, devrim ve emperyalizm kavramları ile geliştirmesi sonucu meydana gelen sosyalist düşünce biçimi.
bir çok insanın temelini özünü benimseyemeden ilke edindiğini zannettiği yanlış felsefelerle kafasında dogmatikleştirdiği görüş kompleksidir.benim ise özünü kavradığımı düşündüğüm özümsediğim düşünce biçimidir.
devletsiz bir yaşamın savunulduğu ancak özünde devletin tamamen yok edilmediği bir düşünce biiçimidir.
çok eleştirileri vardır.
yine de mükemmelliyete en yakın düşüncelerden biridir.
proleter sınıfın kendi kendini yönetmesini, kapitalistleri de yerin dibine sokmayı ön görür.
tek kurtuluş proletaryanın uyanışındadır.
(bkz: proletarya)
hakkında çokça şeyin yanlış bilindiği sosyalist düşüncedir.
1) stalin devrinde marksist leninist düşünce toptan rafa kaldırılmıştır. stalin; dünya devrimini savunan troçki'yi ülkeden sürmüş ve devlet kapitalizmine yönelmiştir. tek ülkede sosyalizm düşüncesi marksizm leninizm'e ait değildir. stalinizm kemalizm'e çok benzeyen bir burjuva düşünce biçimidir.
2) marksizm leninizm; bir sınıfın diğer bir sınıfı tahakküm altına alma aygıtı olan devlet biçimine karşıdır. karşı olunan bürokratik ağlarla sardığı işçi sınıfını felç eden burjuva devlettir.
4) marksizm leninizm sahte burjuva demokrasisine karşı işçi demokrasisini savunur. buna göre devlet örgütlü emek güçlerinin varlığında hayat bulur. bunu burjuva devletle karıştırmamak gerekir.
bu iki kavramın birbirinden ayrıldığı nokta devrimi yapacak olan kitledir; marksizm'de devrim kapitalist bir ülkede halk tarafından yapılacaktır, leninizm'de ise halk öncülük eden olmaz ise devrim yapamaz ve ona öncülük edecek yapıya ihtiyaç duyar. rusya'da bu yapı komünist parti olmuştur.
dünyayı bir dönem titretmiş, hitler belasından kurtarmış, insanlık adına bir çok gelişme sağlamış ideolojidir, dünya üzerinde taraftarı hiçbir zaman bitmemiştir, hala küçümsenemeyecek bir sayıyla devam etmektedir.
Ateistliği dünyaya yaymaya çalışan bir düşüncedir aslında ikisi de aynı şeydir. Sovyet rusya kurucusu lenin marksizmi benimsemiştir ve leninizm de oradan gelir.
(bkz: marksizm) e göre haklar doğuştan gelmez, devlet tarafından belirlenir, ayrıca tanınan bu haklar eğer sosyalist gerçeklikle herkes için somutlaştırıldıysa; anayasalara konmalıdır....
(bkz: leninizm) marksizmin rusya'daki ihtiyaç ve koşullara uyarlanmış halidir.
marksizmin aksine proletarya sınıfının kendiliğinden değilde, bilinçli bir siyasi planlamayla harekete geçirilmesi....
marksist devlet ve leninist devlet birbirinden farklı kavramlardır. marksist devlet, leninist devletin fikrini ve temel ideolojisini oluşturur. marksist devlet genel görünüm itibari ile bir ütopya yı andırır. genel görünüm itibari ile diyorum , tam manası ile demiyorum çünkü içerisinde mali, iktisadi, matematiksel hesapları barındırır. leninist devlet ise bunların pratiğe geçirilip uygulanmaya çalışıldığı sistemdir.
ilki teori, ikincisi ise ilkinin pratik hâli;
Lenin gibi zeki, gözü kara, cesur bir adam sonunda (bkz: stalin)in oyuncağı haline gelmiştir. Öyle ki, Stalin, Lenin hastalandığında ona özel içeriklerin bulunduğu gazete bastırmıştır.
Hülasası halinde, Marksizm’in pratik tarafı uygulanabilirliği Lenin’in bir derece yaptıkları kadar olmuş ve orada bitmiştir. Sonrası (bkz: gulag takım adaları) diyeyim alakalıları anlar!
Marksizmin teferruatı çok olduğundan etrafındaki edebiyat uzadıkça uzar ve bilmeyenler onda bir cevher var zannederler ki pratik uygulanabilirliği ancak belirli sahalarda olabiliyor fakat bütün bir yönetim modeli olarak insanlığın tüm dertlerini kavrayacak ve buna çözüm üretecek kapasitesi yoktur.
Her şeyi maddi sebebe bağlayıp insan ruhunu reddeden bir anlayışın insanlığa değil evvela kendine deva bulması şart!
Marksizim toplumlar kapitalizm aşamasından geçmeden anlam ve yöntem kazanamaz. Marksizm sovyetler birliği denemesi ve leninizmle birlikte tasfiye olmadı. Marksizm daha yeni başlıyor.
