bir dönem beni her gün markete çeken bir mensubu vardı bu grubun. bir stratejidir belki bunların buz gibi ve güzel olması. arada bir lutfedip "teşekkür ederiz", "iyi akşamlar" filan demiyorlar mı işte o zaman gözüm kararırdı. tansiyonum düşerdi. gider bi de ayran alıverirdim. ama bu sefer "iyi akşamlar" demezlerdi. hatta daha da mesafeli olduklarından ilk uğurlamalarını unutup hepten boynum bükük ayrılırdım. aah ah.
o kırmızı ışıklı makinaya 'dıdıt' diye 2 tane barkod okutunca, insanlık yararına nano-biyolojik araştırmalara büyük katkı sağladığını zannedenlerdir. yoksa o kadar afra tafra neden olabilir ki?