yüklü bir alışverişten sonra kredi kartının şifresini üç kere yanlış girmek.
yaşadım lan bunu. ben yaptım. üç kere girdim, aynı şifreyi üstelik. makine yanılır da ben yanılmam sanıyorum.
pascal üçgeni şeklinde dizilmiş domates salçalarını alışveriş arabasıyla drift yaparken devirmek, sonra da kuruşu kuruşuna ödemek. (bkz: gençken yapılacak 100 şey)
markete ped almak için girmek. kullanılan pedin bir türlü bulunamaması. kadın görevlinin ortalarda olmaması ve erkek görevlinin yardım edebilir miyim sorusu.
- ııı evet deo floral uzun bakmıştım ama yok sanırım size iyi günler.
- burada kalmamış siz kasaya geçin depodan getirtelim.
paketi alıp parayı ödeme işleminin geçtiği o 3 dakika var ya 3000 dakika oldu geçmedi nalet girsin.
duş jeli alırken koklamak için burnuna yaklaştırmak, kokuyu daha iyi almak için farkında olmadan sert bir şekilde jel kutusunu sıkmak, ağzın burnun jel içinde kalması.
Kafanızda onbin tane düşünce dolaşır ve hangi dünyada olduğunuzu hatırlamazken, eliniz kolunuz sütlerle sucuklarla dolu bir şekilde bir güzel market kapısından çıkmaya çalışmanız ve ortalığın çın çın ötmesi.
Sadece markettekilere değil dışardaki onlarca insana da rezil olursunuz. Daha beterini düşünemiyorum.
cebinizde 50 lira vardır ve hesap 51 lira tutmuştur ve siz napıcağınızı bilemeden "bari şu tuvalet kağıdını geri koyayım" dersiniz ve içinizdeki o rezil olma duygusu çok büyük sızlatır sizi.
Kasada tam sıra size gelmişken yanınızda para olmayışını fark etmeniz. Veya kredi kartınızın limitinin dolmuş olması. Rezalet. Aaa ben evden diğer kartı alıp geleyim diye marketten hızla uzaklaşma anı.
prezervatif alınacağı sırada kasaya ilerlendiğinde kasada türbanlı bir ablanın oturması ve elinde sadece prezervatifle gelen bu gence tarihin en sert bakışını atmasıdır.
bu durumlar kasaya gidip para ödemek için cüzdanı çıkarınca boş olduğunu görüp rezil olmayla başlayıp çeşitli senaryoları içeren durumlardır.
bu gün bir örneğini yaşadım;
sigara almak için girdim içeri, azıcık bakınıp sıranın gelmesini bekledim. sıra geldi, baktım beyaz sigara paketinin aynısından ama tanıdık olmayan bir kutu.
- bu sigaramı 20 tl çok pahalıymış
- yok sigara değil.
- e ne bu
- erkekler için özel bir şey.
elimden bırakmam ve yandaki her halta gülmeye kendini odaklamış öğrenci kişilerinin düğmeye basılmışçasına sırıtmaları bir oldu.
arabaların camlarına bile bakamadım kırmızılığım yansır diye. olur böyle şeyler diye düşünmeme rağmen utanmaya engel olamadım.
sanırım daha rezil bir durum yaşamam bir daha.
ayrıca o marketçiye sesleniyorum; onu topitop şekerlerin ve puro gibi değişik sigaraların yanına koyarak kendince anlam katmış olabilirsin ama çok g.tsün!
