hocanın ben öğrenciye hesap ödetmem triplerine girdiğinde son anda 'iki tane de parlıament alabilir miyim'deyip; hocanın yaklaşık 20 lira artan hesabı öderken yüzüne bakıp, içinden yavşak yavşak gülmektir.
hocayı eşofmanlı görmektir. okuldaki gibi katı ve sert olmazlar, arkadaş gibi görünür o anda göze. selam verir hatır sorar. okuldaki en azılı öğretmen bile dışarıda karşılaştığınızda dost canlısı olabiliyor. ilginç bir şey.
bir kez karşılaştık, baktım habire dolaşıyoruz markette ne hoca alışveriş yapıyor ne ben.
Epey böyle devam etti sonra baktım sonu yok bu işin turlamaya devam ediyoruz parkta gezer gibi, ben de ayıp olmasın diye bir polim yapıp çıktım marketten.
başka bir zaman aynı hocayla -bu kez farklı bir markete, yine karşılaşacaktık ki yine turlayacağımızı bildiğim için hemen reyonumu değiştirdim, sonra hoca kasa tarafından ayrılınca hemen çıktım gittim. sonra uğrarım diye. zaten bizim ev makete yakındı o zamanlar. neyse buradan prof. dr. süleyman hocamızı da anmış olduk, kendisine bol bol selam eder akademik hayatında başarılar dilerim.