dün akşam tv'de "evet"i savunayım derken terden tere girip sıkıntılar yaşayan milletvekili. fatih altaylı'nın en basit sorularını değişiklik metninin içeriği ile değil "olur mu canım?" , "bunlar fantezi", "onlar fantezi" fiks yanıtlarıyla geçiştirmeye çalıştı; özellikle cumhurbaşkanı yardımcıları ile ilgili soruda çok zorlandı. sesi titredi falan filan.
meclise girmiş akp'li milletvekili. biz burda kendimizi yiyoruz, orda soykırım soykırım diyen adamlar akp'ye milletvekili oluyor. Adamlar yolunu bulmuş.
Tanismistim kendisiyle. Taktigi su olacaktir. AKP ile meclise girerse, yaptiklarinin unutulmasi icin biraz bekleyecek, havayi koklayacaktir. Genel retorigi darbe, asker, vesayet karsiligi olacaktir. Islerin gidisine gore durum sikistiginda radikal sekilde cark edecektir. Gecmisi inkar edip HDP'ye gececektir. Sonra da HDP cizgisinde etnik soyleme abanacaktir ve Ufuk Uras vol 2 seklinde takilmaya calisacaktir ki sonrasinda medyada is bulsun, gemisini yuzdursun.
--spoiler--
Bana çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu, Ermeni dediler!
--spoiler--
bu cümle karşısında, recep tayyip erdoğan denen nefret pazarlamacısına tepki göstereceği yerde, bu ifadeye tepki gösterenlere tepki gösteren yalaka ermeni gazeteci. yok efendim "döl" demek istemiş de, aslında nefret söylemi, akp öncesindeki dönemde kalanların halen yaptıklarıymış.
eh be kardeşim; "bana ermeni dediler" sözünden bile rahatsızlık duymuyorsan sen bir türkiye ermenisi olarak, yarın bir gün ırkçılara karşı kendi etnik kökenini nasıl savunacaksın.
sözcü gazetesine laf atıp, "hep aynı şeyleri yazıyorlar, başkalarını görmüyorlar, dünyaya kapalılar" vs diyen; taraf gazetesinden ayrılıp, yeni şafak'ta yazan.
peki ne farkın kaldı o eleştirdiğin sözcü'den, orada yazanlardan?