marka, bir satıcı ya da satıcılar grubunca ürün veya hizmetlerini tanımlamak ve rakiplerininkinden farklılaştırmak üzere tasarladıkları bir isim, kavram, imza, sembol, ya da tasarım, ya da bütün bunların bir kombinasyonudur.
iyi bir marka;
çekici,
konumlandırmayla uyumlu,
coşku ve kalite uyandıran,
özgünlüğü anlatan,
akılda kalan,
basit,
eşsiz,
tüm aktörler/partnerlerce kabul edilebilir olmalıdır..
markalamanın 5 aşaması;
aşama 1: pazar izleme, analiz ve stratejik öneriler,
aşama 2: marka kimliği geliştirme,
aşama 3: markalamanın başlaması ve giriş vizyonu aktarma,
aşama 4: marka tamamlama/yürütme,
aşama 5: izleme-değerlendirmedir.
Kapitalizmi iyi okumuş büyük markaların, ayakta kalmalarını sağlayan direklerinden biri. Bu işin en babasını hermes yapar(daha babasını biliyorsanız lütfen uyarınız). Markalaşmış markalar, insanların ne istediğini iyi bilirler. müşterilerine değerli olduklarını hissettirirler: 'Benim ürünüme sahipsen değerlisindir, çevrende itibar görürsün. Çünkü benim ürünümü herkes alamaz. Sen alabilenlerdensin.' düşüncesini aşılarlar bilinçaltlarına. Alıcının amacı da bu duruma paralellik gösterir her daim: satın aldığı markalaşmış ürünü gururla taşır, üst sınıf bir insan olduğunu ispatlamaya çalışır.
Türkiye'de markalar 556 sayılı Kanun Hükmünde kararnameye istinaden Türk Patent Enstitüsü tarafından Tescil edilirler. Ticaret Ünvanları dahi Tescil edilmedikçe Marka olarak sayılmazlar. Türk patent Enstitüsü'ne marka tescil başvurusu gerçekleştirmeden önce Markaların detaylı bir şekilde sorgulanması gerekir. (bkz: http://www.markasorgula.net/blog?start=4)
Zor ama uzun vadede inanılmaz karlı. Türkiyede zeytinyağları boşa ton ton satiliyor dışarıya. Güzel şişelerin olur romalı bilmemne burdan geçti zeytinini yedi falan diye hikaye reklam bile yaratabilrsin 1000 yillik zeytin agacin var egede. Elin oğlunun eline düşse.