Saçma bir takıntıdır. Şöyle ki bir markaya bin lira vereceğimize gideriz bir alt modelinden iki tane alırız hem çeşit olur hemde bu kadar riske girmeyiz. Atıyorum Bellona markası adam diyor ki o firmada buradan alıyor bu firmada buradan alıyor. Tak bir marka yapıştırıyor oldu sana 4000 TL. Oysa aynı malzeme orada 2000 TL. Biraz enayilik tabi.
Aşağılık kompleksi sahibi insanların bir takıntısı.şöyle ki bir insan üstünde taşıdığı herhangi bir amblem ile yüceleceğini düşünüyorsa kendisini yerin dibinde bir yerlerde sıkışıp kalmış gibi hissediyor demektir bu. Bunun ciddi ciddi iyi bir şey olduğunu zanneden insanlar var biliyor musunuz? Ne acı değil mi? insanın kalitelisi üzerinde amblem taşımaya ihtiyaç duymaz diyorum ve çıkıyorum bu işin içinden.
Edit: ne oldu kalitesiz kekolar? O sahip olmakla mal mal övünüp durduğunuz marka takıntısına bu gözle bakmamış mıydınız? Ağır mı geldi? Kıyamam. içinize oturduysa maden suyu için ama Kızılay marka olsun.
Normalde gördüğümüz gibi markalar herhangi bir spor kulübüne sponsor olur ve formadaki reklam için para öderler.
Bizim takıntılı ahmaklar bu reklamı üstüne para vererek yapıyor, üstelik göğüsleri kabarıyor. Damgalı eşek gibi dolaşmaktan öylesine mutlular ki Starbucks bardakları kendilerinden fazla geziyor.
Allah kabul etsin.
aşırı gereksiz ve luzumsuz insanların sergilediği davranış. ulan üzerinde ata binen adam var diye tişört 150 lira. aynısınının logosuzu 15 lira. ayy kumaş farkı var ama arada derler şimdi. 10 tane alsan gene daha uzun süre giyersin be acımasız.
Eğer kaliteli giymeyi tercih etmek marka takıntısıysa bende de olandır.
Ya mesela elin amerikan markası gant’dan bir gömlek alıyorsun 300 küsür lira ama hiçbir şey olmuyor ne rengi soluyor ne genişliyor, hiçbir şey olmuyor.
Ama gidip loft’tan bir gömlek alıyorsun 2 yıkamada perte çıkıyor.
içinde bulunduğumuz çılgın tüketim çağının sonuçlarından bir tanesi. dört bir yandan pompalanan reklamlarla insanlar üzerinde özellikle yaratılmak istenen bir psikolojik etki.* markanın belirleyici ve/ya ayırıcı bir sosyal statü seviyesi tanımlamak adına kullanılması işin bir boyutu olmakla birlikte; kıyafet konusu üzerinden örneklendirecek olursak, bir markanın, kişinin arayışlarını, üzerinde tam istediği şekilde duran kesimlerle, kullanılan kumaşların kalitesiyle, belki sadeliğiyle veya taşıdığı diğer özellikleriyle bitirmesi neticesinde sürekli aynı yerden alışveriş yapması da madalyonun öbür yüzüdür. sonuçta, her yönüyle memnun kalınan bir markadan tekrar tekrar bir şeyler almanın anlaşılmayacak bir tarafı yok. olay her zaman üzerinde koca koca logolarla, yazılarla gezerek mesaj vermeye çalışmak değildir yani. zaten bu konu sadece kıyafete değil, hayatta paranın satın alabileceği * her şeye uyarlanabilir, tiffany&co'dan azimut'a* kadar yolu var, skala geniş. bu işler biraz da imkan meselesi tabii. konu hakında birkaç bkz'la entry'mizi renklendirelim.