marjinal fayda her zaman pozitif değer taşımaz. örnek vermek gerekirse çok susadığınız bir anda bir bardak su içtiğinizde toplam faydanız artar. ikinci bardakta toplam faydanızı maksimize edersiniz. üçüncü bardaktan sonra ise içtiğiniz su sizi rahatsız etmeye başlar. marjinal faydanız azalmaktadır ama toplam faydanız artmaktadır. yani marjinal faydada önemli olan husus, ihtiyaçlarınızın tam olarak karşılandığı andan itibaren ne yapıyorsanız onu bırakmalısınız.
git gide azalan faydadır. iktisat'taki en önemli kavramlardan bir tanesidir. * marjinal fayda'yı kişiye indirgediğimizi düşünürsek; herkes kendi marjinalı kadar faydalansa her ihtiyacından, dünya'da fakir kalmazdı. *
ilk esprinin doğal, güzel ve neşeli olmasına rağmen, benzerliği hemen hemen aynı diğer esprilerin giderek doğallığını, güzelliğini ve neşesini kaybetmesine ve bir zaman sonra çekilmez derecede çirkin durmasına getirilebilecek açıklama.
bir işletme x işçi ile y birim verimle çalışıyor diyelim. eğer işletme bir kişi daha alıp işçi sayısını (x+1) yapar ise, işletmeye bu son giren işçinin toplam verimde yapacağı etki, işçinin marjinal faydasıdır. devlet kurumlarında kesip atılan tırnak kadar değeri olmasa da özel bir şirkette işe girdiğinizde verimi y'den daha aşağı bir değere çekerseniz, işveren tarafından kıçınıza tekmeyi yemeniz çok büyük bir olasılık olacaktır.
çok susamış olduğumuzu düşünelim. içtiğimiz ilk bardaktaki fayfa ile üst süte içilen suyun 4. bardağındaki * ettiğimiz fayda eşit değildir. birinci bardakta maksimum fayda ederiz. öyleyse birinci bardakta edilen fayda maksimum marjinal faydadır.
mutlaka izle denilen filmi; (bkz: pardon) "bugün izliyorum, yarın izliyorum" diyerek 3 ayda izlemeyi başaran bünye. izledikten sonra ise hastası olmuştur... ***. ayrıca sesi acayip kısılmış yazardır. önümüzdeki 1 haftada günlük uykusu ortalama 4 saat civarında olacaktır. (bkz: geliyoruz)
ekmek parası için yılmadan , usanmadan çalışan yazar. ilk zirvedeki sakin, sessiz hallerinin yerinde simdi yeller esmekte. korkunc tatlı yeni sacları ile iddalı bir görünüme kavussa da üzerindeki o berbat turuncu tisortü tüm fikirlerimi alıp goturmeye yetmiştir. oturup sohbet etmesi gercekten zevkli ,kafa bir insan ama dinlemeyi bilmiyor. *
her seye ragmen bir aksamın eglenceli gecmesi adına * elinden geleni yapmıstır. özellikle ezberindeki yıkıcı film replikleri ile insanı gulmekten krize sokabilir. *
kısacası pırlanta gibi bir bagyan.
yolumu 4 gözle * bekleyen yazardır. şimdiden 10 gününü planlamıştır... 7 rakamı artık kendisi için apayrı bir sayıyı ifade etmektedir. 07; dendiğinde "gelecekte yaşayacak olduğum kentin trafik kodudur" tanımını yapabilir mesela, şahsımın "3 mü, 4 mü? yok abi 7." cümlesine, her aklına gelişinde ömründe gülmediği kadar güldüğünü söylemiştir... ayrıca şahsımla alakalı 7 rakamının bir bağlantısı olduğunu düşünmektedir... avea'nın parasına para kattıran bir yazardır ayrıca, avea'nın kendisine üstün hizmet madalyası vermesi gerekir... 3 saatin sonunda uykumun gelmesini bekleyip, çenemin düşmesini sağlayan yazardır ayrıca.
ben şunu gördüm; çekilen acı şiddeti arttıkça bu yazar dost'un paylaşırken ki marjinal faydası artan bir eğim göstermektedir. şehirler arası aşk ile ilgili entry si okunmamışsa pişman olunabilinir, okunursa da!