genel olan herşeyle taban tabana zıt özellikler = marjinal, şeklinde özetlenebilir.
marjinal; düşüncede, yorumda, giyimde, müzikde, sanatta, siyasette her alanda bulunan bir kavramdır. farklı fikirlere, bakış açısına ve tarza sahip insanlar genellikle marjinal olarak nitelendirilir. fakat ne yazık ki ülkemizde çiçekli toka takan bir bayan bile marjinal değerlendirildiği, herkes marjinal olmak için çaba sarfettiği için anlam kaybına uğramış ve itici bir kavram olarak algılanmıştır. marjinallik sonradan kazanılabilecek, taklit ederek sahip olunabilecek bir özellik değildir.
türkiye'de literatürde farklı olarak 'kenarda kıyıda kalmış, azınlıkta olan' anlamında kullanılan oysa literatürdeki anlamı 'sistemin dışına itilmiş kitle' olan kelime.
hiphopçılar ya da bekir coşkun'dan ziyade günlük yaşamını sürdürme konusunda ciddi sıkıntıları olan ve 'sosyal devlet' mefhumundan yararlanamayan ve sayıları milyonları bulan bir kitle için kullanılabilir.
marjinalin anlamları arasında kompleksliyim zira boyum kısa, ama onu bırakın da piercinglerime bakın siz", "ecişim bücüşüm kendimi çirkin buluyorum ama o diil asıl dövmelerime bakın, mavi saçlarıma bakın siz! gibi çağrışımlar barındıranları yoktur. bu anlamları çağrıştıran tavırlar sergileyen insanlar marjinal olmadıkları halde marjinallik tasladıkları için onlara tepki duyarız. oysa marjinallik dış görünüşle ilişkili değildir dolayısıyla gerçek marjinalin öyle görüneyim de böyle bilineyim diye bir kaygısı olmaz.
popüler şeyleri beğenmemek,
istatistiklerde istisna olmak,
sürü güdüsünü reddetmek,
türünden amacları olabilmektedir.
aykırı gençliğin yeni aldığı hale denilemeyecek terim.. herkes marjinal olma çabasına girdiğinden normal insanlar azınlıkta kalıyor. normalmen normal insanlara marjinal diyesi geliyor insanın..
farklı olmanın kalite ve özgünlük ile birleşmesidir.
yoksa sözlüğün troll ü olmak, saçını yeşile boyatmak, her kes bir şeyi yapıyor diye tam tersini yapmak, herkesin korktuğu filmde gülmek, en beğenilenlere giren entry ye özellikle bok atıp eksilemek marjinallik değil bildiğimiz özentilik/hödüklük/cahillik dir.
türkçesi, kenarda olan. zannedildiği gibi toplumun dışında değildir. içindedir ama kenarındadır. kenarı olmayan şey de yoktur. toplum gibi sürekli yoğurulan bir yapıda ise o kenara denk gelen renk sürekli değişir. madem bugün göbekte olan yarın kenara denk gelebilir, kenarına iyi davranma alışkanlığı edinmeli bir toplum.
bu çok basit bir kelimedir tabii ki. 16-17 yaşına gelmiş gençlerin bilmesi gereken bir kelime. lakin, ergenlerin cahilliği yüzünden ben bu kelimeyi lakap olarak taşıdım lisede.olaylar şöyle gelişti:
edebiyat dersinde, fırlama bir ergen arkadaşım, eline kadın eldiveni takmıştı. edebiyat hocası bunu görünce tebessümle:
''kadın eldiveni değil mi o?''dedi. ben de ''adam marjinal hocam'' diye ufak bir espri yaptım kendi çapımda. lakin, sınıftakiler bu kelimeden çok hoşlandı. bu kelimeyi kullandım diye kahkahalar attılar. bana kelimenin anlamını sordular. bende izah ettim haliyle. ama o günden sonra bana yer yer ''marjinal'' diye hitap edildi. benim için salaklığın, artık bardağı taşırdığı damla, ben kitap okurken bir arkadaşımın:
''yine mi kitap okuyorsun entry? ha! adam marjinal ya'' demesi oldu. öğrendim ki, kitap okumak marjinalmiş! yine de bir tepki vermedim. benim için böyle çağırılmanın sakıncası yoktu. ama, gençliğin halini görmek sakıncalı ve acı verici olandı...
"rüyamda serdar ortaç kasedi alıyordum, kan ter içinde uyandım" şeklinde 100 yıllık geyiği döndüren ve mahlas altına "liseli" yazanların, bunları yapabildikleri için, hakettiklerini sandıkları vasıf.
neden kastıklarını geçtim, gösteriş için de yapılmaz benim bildiğim.