bilgisayar yararlı mı , zararlı mı tartışmalarını tekrar gündeme getiren kızdır. hani japanese hardest mario oyununu oynuyor olsa hak verebilirdim belki. ama basit bir oyun için bu kadarı da fazla...
kız o yaşta sinir hastası olmuş bence..bi oyun için bu yaşta bu kadar hırs yapan bebe büyüyünce neler yapar allah bilir.yazık cocuga yazık (!) onu yetiştiren bu duruma sokan anneye.
çocuğun oyunu ne kadar ciddiye almış olduğu, ne kadar acı çektiği, hırs yaptığı belli. oysa ki çocuklarının düşüp dizlerinin kanaması bile annelerin yüreğini dağlar diye biliyordum ben. yazık...
çektiği üzüntüyle ve sıkıntıyla herkesi üzerken annesini neşelendiren çocuktur...
ilerde kim bilir belki ülkemiz için önemli yerlere gelecek küçük kız. ama çocukluğuna bakın, sorumsuz, cahil bir anne ve sorunlu bir çocukluk. böyle bir ortamda yetişen çocuğun ruh sağlığı nasıl düzgün olması beklenir.
uludağ sözlük meğersem pedagoglar derneğininin çay ocağıymış, bunu öğrenmemizi sağlayan küçük kızmış bu.
çocuğun ruh sağlığından gelecekteki haline derin analizler sarmış etrafı.
e bi analiz de bizden o zaman;
ne ruh sağlığı, ne büyüme şekli, ne vicdansız ve cahil annesi yahu? bir çocuğun hissettiği duyguları en yoğununundan ifade edebilmesi kadar güzel bir şey olabilir mi? hırssa hırs, hayal kırıklığıysa hayal kırıklığı, mutluluksa mutluluk.. gülerken gürültü çıkardığı için susturulan bir çocuk, ağlarken ağlaması engellenen bir küçük, biraz daha denese aşabileceği bir engeli aşamadığında ebeveynlerinin yardımına koştuğu bir küçük kızın ruh sağlığını ve gelecekteki halini konuşun önce.
tebrikler o anneye, çocukluk döneminde doyasıya yaşanmalıdır duygular, mario'nun geçilemeyen bölümü anne yardımıyla değil, kişisel beceriyle geçilmelidir. kendini ifade edebilsin, benliğinin farkında varabilsin ki, büyüdüğünde bu videoyu tebessümle izlesin.
pamuklara sarmalanarak büyütülmüş ruh sağlığı über yazar-pedagoglara selam olsun.
annesinin de orda kızının can çekiştiğini görüp videoya çekmesinin ve kıs kıs gülmesinin de gündeme getirilmesi gereken traji-komik olayın baş kahramanı olan kız. kız çok datlu ama.**
böyle gerizekalı bir anadan sağlam bir çocuk çıkması beklenemezdi herhalde. tabii oynarken kriz geçirir bu çocuk. anasına baksana kadın sıyırmış çocuk sıyırmış, baba ne durumda acaba. ailece kopuk olmaları muhtmel.
mario ile arasında duygusal bir bağ oluşan kızdır. mario kafasını taşlara vururken, ordan oraya zıplarken gönlü buna razı olmamıs, göz yaslarını tutamamıs ve aglamıstır.
''bana o güzel yemeklerden yedirmedin, kuvvetli yemeklerden'' diyerek annesine bok atması yardırmıştır. ahmet dayısıda aynı yemeklerden yemişti halbuki.*
hırsıyla annesini dahi şaşırtandır. mario nun sevimli, afacan, bıyıklı amca imajını silip atmıştır. tabii ki annesinin tutumu eleştiri gerektiriyor yalnız
-besmele çek
+ çikemeeğm kısmı da güldürmüştür beni. (bkz: yaptım diye bağırrır)
