Tuna
Rubber
A little blubber in my igloo
And I knew you pigtails and all
Grils when they fall
And they said Marianne killed herself
And I said not a chance
Don't you love the girls ladies babes
Old bags who say she was so pretty why
Why why why did she crawl down in the old
Deep ravine
C'mon pigtails girls and all those sailors
Get your bags and hold down won't you just
Hold down cause Ed is watching my every sound
I said
They're watching my every sound
The weasel squeaks faster than a seven day week
I said Timmy and that purple Monkey
Are all down
At Bobby's house
Making themselves pesters and lesters and jesters an dmy
Traitors of kind
And I'm just having thoughts of Marianne
She could outrun the fastest slug
She could
Marianne
Quickest girl in the frying pan
sahiden fevkalade bir ahval yaşıyor
yıldızların en mükemmel senfonisi içinde
kanatları rüzgâra vurgun yel değirmenleri
hollanda çocuk dergilerinden tanıdığım memleket
ölüm çiseliyor sinsi bir yağmur gibi
ağlamak sırası sana gelmiş akıbet
alışmadığın şarkılar delirmiş havalarda
put kesilmiş sıra sıra değirmenlerin
miğferli gölgeler belirmiş duvarlarda
oy döne;m ne sen sor ne de ben söyleyeyim
anlaşmak için gözlerimiz kifayet eder
hollanda düşmüş belçika tarumar olmuş
kafileler yollar boyunca kafileler
ben bir kuş hatırlarım mavi kanatlı bir kuş
yelken açmış bir gemi ateş rengi laleler
bahar bayram sevinci saadet insanlar için
hayır gece bir bombardıman yaşadık
saadet bizden ırak bahar perişan
nasıl dönem kanamasın söyle yüreğim
sahiden fevkalade bir ahval içindedir
ruhlarında en büyük yangınlar tutuşan
belçikalı hollandalı insan kardeşlerim
büyük alnını eğmiş böyle düşünmemelisin
ne kadar ümitler kararsa marianne
en yiğitçesine ölüm dövüşerek ölmektir
gözlerinde tebessüm avuçlarında kan
rüzgâr gibi esip şimşek gibi çakarak
fransa vatan hürriyet demektir
ölenlere ölenlere bak
bak kalbime yanıyor yanıyor ıstıraptan
polonya terk edilmiş norveç işgal altında
belçika;nın üzerinde şimdi uçaklar
çok geçmeden burada olacaklar
büyük alnını eğmiş böyle düşünmemelisin
yakışmıyor marianne sana bu yakışmıyor
yanardağlar fışkırsın gayrı yüreğinden
saplansın kılıç gibi haykır düşmana sen
hani nasıl başlıyordu o ihtilal şarkısı
söyle erganunlar uğuldasın derinden
koroların harikulade dalgalanışı
ve bir bayrak gibi önde giden kahramanlar
marseillaise çağlasın çağlayan gibi
haydi marianne haydi vatan çocukları
yürüyelim hürriyet aziz hürriyet
yeter artık yeter kahretme beni
bilirim hayal bunlar hayal marianne
ağlamak mı terk edilmiş çocuklar gibi
ağlamak mı yürekten yaşın yaşın kana kana
ağlamak mı hayır aklımdan bile geçmez
ağlama dönem ağlamaya alışmadık
ağlama gün yüzlüm çehrelim
hürriyet keskin etsin kılıçlarımızı
haydi kalkın kalkın vatan çocukları
efendiler yürümezse biz yürüyelim
sevgilim şu orman argonne ormanı
verdun kalesidir gördüğün kale
büyüdükçe büyür dünya yangını
neyleyim tutuştu bir yol meşale
düşmüşüz hürriyet diyerek yola
hani düldül nerde bizim zülfikar
hilafsız her gece bir güne çıkar
her ümit parlak bir güneştir inan
çıksın karşımıza zalim ordular
ölelim yaşamak için marianne
bahar gelmiş mevcudat * sevda ile sarhoş
ağaçlara kan yürümüş su yerine bu mevsim
yapraklar ürperiyor savaş ferman dinlemez
dağ başlarında bırakılmış münzevi * ölüler
yumrukları sıkılmış yüzleri mütebessim
yağmurlar yıkamış yağmurlar saçlarını
daha neler görecek zavallı gözlerimizi
işte yaklaşıyor yine ayak sesleri
harabeler tütüyor her geçtikleri yerden
delik deşik edilmiş hürriyet arzuları
uzaktan çok uzaktan bir ses duyuyor musun
bir trampet sonra sükûn havalar dolusu
ve nihayet bir çığlık bir çığlık ötelerden
bir lahzada çanlar gibi yıldızlar çalıyor
doldurmuş gök kubbeyi bir rüzgâr uğultusu
siyah kartallar gibi uçaklar alçalıyor
kalbi mi delinmiş alsacelı şu askerin
kan fıskiyeleri fışkırıyor yüzüme
kuyruklu yıldızlar mı şu civara düşenler
karanlığın koynundan cayır cayır yanarak
nedir bu boşanması mı cehennemlerin
bir kıvılcım bir kıvılcım sıçramış gözüme
çan sesleri açılıyor havada yaprak yaprak
dağların arkasında devler mi kudurmuş
zincir şıkırtıları zindan ve ölüm
sonra sonra sükûn sükûn havalar dolusu
kahrolası bir sağırlık delirtici bir sükût
çiçekleri sersem etmiş taze kan kokusu
uzaktan çok uzaktan bir ses duyuyor musun
minnet dolu bir ses gaskonyalı arkadaş
gerçi sen her şeyinle artık yaşamıyorsun
artık unutulmuş bir hikâye hürriyet
lâkin kulak ver bu sesi duy topraktan
sana minnet fransa;dan sana minnet
hey sevgilim hemen haber uçurduk
neyleyelim düştü verdun kalesin
zafer kuşun tutamadık kaçırdık
mateme büründü frenk ülkesi
derken duyulan ses jeanne dearcın sesi
dur diyor vatanı beklemelisin
dövüş eğilme sen zalim eğilsin
damarda karlı mı dökülecek kan
çıkalım dağlara dağlar sevinsin
ölelim yaşamak için marianne
eski nur beldesi paris karanlık şehir
heyecanla kımıldar bir okyanus gibi
gözleri kör matem düşmüş sinesine
kanlı sabahlara bakan yaz geceleri
yorgun mülteciler askerler gelir
gelir insanlarla dolu harp yollarından
karanlık dokunmuş cümlesine
her biri güneş bekler yarından
gölgeler dalgalanır gölgeler konuşur
gölgelerde yaşayan tehlikeli bir şey var
kocaman yarasalar gibi uçuşur
heyular dolaşır duvar duvar
eski nur beldesi paris karanlık şehir
dudaklarda solan hazin bir tebessüm
yıldızlara serenad seranad hazin bir tebessüm
eğlenmiyor emsalsiz kemanlar artık
karanfiller solmuş korular kimsesiz
her lahza yaklaşan bir kâbus gibi ölüm
dönem seni almasın almasın bu karanlık
ona kaldı fabrikalar şehirlerimiz
ona kaldı insanlar ona kaldı hürriyet
gel sevgilim gel kumru göğüslü döne;m
gel yaşayan başka insanlar da var
gel onlar da bilir dövüşmesini
maginot;da dunkerque;de ölenler kadar
bırak ağlasın paris bırak ağlasın
sen dönem -gözlerini güneşe çevir-
saha binlercesi var böyle can verecek
eski nur beldesi paris karanlık şehir
hele bir vakt erişip toprak uyansın
evvel deli yağmurlar şiddetlenecek
hele bir kan ile dünya yıkansın
ahir bir zelzele bir zelzele beklenecek
hey sevgilim burda mekân tutmuşuz
savoiedağları bizimle şendir
gözlerde bulut yok yürek korkusuz
kahramanlık demi işte bu demdir
insanın vatanı cümle âlemdir
cümle âdemoğlu seninle kardeş
tutuştu mu bir yol kalbinde ateş
dövüşür tek kişi gibi durmadan
yükselsin diyerek semaya güneş
ölelim yaşaman için marianne
kahramanlar kalbimize çizilmiş hatıranız
evvelce ispanya;da çinde savaşmıştınız
-özge bir maceradır- habeşistan çölleri
şimdi aynı semanın yıldızların altında
işte yine birlikte yine baş başasınız
seni çocuk gözlerinden tanırım pierre
sen ölümle büyümüşsün onlar yine çocuk kalmış
ya sen auguste tiyatro meraklısı adam
gülmüyorsun anlaşılan perde kapanmış
gaston küçük kadınları küçük şeyleri sever
üç lisanda küfreden çaylak bakışlı henri
yıkılmış yüzükoyun ağzını açamadan
sizler siz hürriyet şehitleri üşüyeceksiniz
şafak vakti bir rüzgâr çıktı serin
bırak dönem bırak rahat uyusunlar
bırak hayallerini dağıtmasın ellerin
rüzgâr çıktı yüzleriniz üşüyecek
yoruldunuz dinlenmek hakkınızdır çocuklar
yüreğiniz rahat olsun dövüşenler var
yarım kalan şarkınıza onlar devam edecek
hey sevgilim hürriyete dua et
hürriyetsiz yaşayamaz memleket
hür yaşamak için gelmiştir insan
hürriyet eşitlik sulh ve saadet
ölelim yaşamak için marianne
fransızlardan beklemediğim ayarda iyi olmuş, suspiria, vvitch, midsommar esintili ama elbette dizi formuna girince sulanmış bir korku hikayesi, netflix yapımı.
hayatın doğal akışına aykırı davranan karakterleri (başından korkunç bir olay geçince bundan bahsetmemek, olaylar olmaya devam etsin diye görmezden gelerek devam etmek gibi) yüzünden yer yer skeçleşse de bu skeç anlarında kurmayı başardığı gerilim başarılı ve bilhassa sanat yönetiminin de etkisiyle ürkütücü.
asla house on the haunted hill düzeyinde bir senaristlik beklemeyin ama gece izlerseniz aradığınız ürpermeyi fazlasıyla sunacaktır.