maria

entry43 galeri0 video2
    18.
  1. Turk- amerikan iliskilerinin baslamasina sebep veren, Ispanyol limani cadiç, aciklarinda seyrederken guvenlik acisindan aranilmak istenilip fakat kaptaninin direnmesi uzerine el konulan amerikan ticaret gemisi.
    0 ...
  2. 17.
  3. ricky martin'in zamanın ergen bünyelerinde epey bir etki bırakmış parçasıdır. o zamanlar tiesto miesto yoktu tabii. varsa da bu ülkede yoktu. karı kız peşinden bu amazon çıkışlı parça ile koşuyorduk. ricky ile kopuyorduk. çok duygulandım şu anda. bak aklıma da geldi şimdi hoppaaaaaaaaaaaa. kar gibidir mariaaaa oh yeah. evet hala ergen bir ruha sahibim.

    Un, dos, tres
    Un pasito pa'delante, Maria
    Un, dos, tres
    Un pasito pa'atras
    Un, dos, tres
    Un, dos, tres

    She's the one that always turns me on
    A sexy angel fallen from heaven
    She's the one that always drives me wild
    In her arms I'm trapped forever

    Asi es Maria
    Blanco como el dia
    Pero es veneno si te quieres enamorar

    Asi es Maria
    Tan caliente y fria
    Que si te la bebes deguro te va a matar

    Un, dos, tres
    Un pasito pa'delante, Maria
    Un, dos, tres
    Un pasito pa'atras

    Aunque me muera ahora, Maria
    Maria, I wanna make you mine
    Maria is an angel in disguise
    We find love with her devotion
    Search for a special place to hide
    As she conquers all my emotions

    Asi es Maria
    Blanco como el dia
    Pero es veneno si te quieres enamorar
    Asi es Maria
    Tan caliente y fria
    Que si te la bebes deguro te va a matar

    Un, dos, tres
    Un pasito pa'delante, Maria
    Un, dos, tres
    Un pasito pa'atras

    Aunque me muera ahora, Maria
    Maria, I wanna make you mine
    3 ...
  4. 16.
  5. lise zamanlarında bi milyon kere dinlediğim,ispanyolca öğrenme aşkımı başlatan,cıs taklı bi ricky martin şarkısı.
    0 ...
  6. 15.
  7. 14.
  8. 13.
  9. 12.
  10. 'istanbul yağmuru yağarken bahsetti aniden, gitmekten...' kısmıyla eşlik etme duygusunu doruğa çıkaran şeker şarkı.
    0 ...
  11. 11.
  12. interrail sırasında aşık olduğum efsane. şöyle ki;

    gayet rezil ve sefil bir şekilde amterdam'dan berlin'e gitmeye hazırlanıyorduk. interrail sonlara yaklaşmış, sakallarım uzamış gayet paspal bir görünümüm vardı. amsterdam'ın büyülü dünyasının tadını çıkarmış, her boku yemiş, o tatlı yorgunlukla birlikte berline dönüyorduk. bilet işlemlerini yaptık ve perona geçtik. başladık beklemeye. sonra maria geldi. ispanyol esmerliğini ruhaniyatının güzelliği ile konsolide edebilmeyi nasıl becerebilmişti onu düşünüyordum ben o gelirken. bir de onu gördüğüm için ne kadar şanslı olduğumu...

    bu ecdadına koduğumun trenlerinde de 20 adet vagon var. yakınımda olması ihtimali dünyanın eşşeğin zikinde dönmesi ihtimali kadar zayıftı.tüm günahlarıma rağmen hiç bu kadar içten dua etmemiştim. '' allahım, lütfen yakınıma bir yere otursun. lütfen'' tren gelir gelmez çantaları yüklendik ve yerlerimize yerleştik. maria'yı aradı gözlerim hep. göremedim ilk etapta. sonra bir mucize olduğunu ispatlarcasına tam karsımızdaki koltuklara oturdu arkadaşlarıyla. daha mutlu olabilirmiydim, bu hissettiklerimi bir şiire sığdırabilirmiydim bilemiyordum.

    günün aptalı olarak arkadaşlarımla gömmeli batak oynamaya başladım. ipoddan pink floyd sesleri geliyordu kulağıma. tam da günün anlamını belirten şarkı, ''high hopes''. batak oynarken de hep hata yapıyordum maria ya bakmaktan. oyun bitti. aklımın maria da olduğu gerçeğini etkiliyebilecek bir şey değildi yani. sonra maria ya doğru döndüm ve döner dönmez bana gülümsediğini gördüm. gondolda en yukarıya çıkınca hissedilen şeyin aynısını hissettim işte. sonra maria ben le konuştu! evet. konuştu.

    - excuse me. can you wake us up when we arrive berlin?
    - of of oooooooooooooooof course!

    sonra uyumak için o güzel yüzünü bana doğru döndü maria. güneş gözlüğünü taktı ve uyumaya çalıştı. ben de sırf onu görebileyim diye gözlüğümü takıp ona doğru döndüm. görüyordum! camdan yansıyan ışık sebebi ile görüyordum. maria uyumuyordu. bana bakıyordu. hem de hiç başını çevirmeden. ben de ona bakıyordum tabii.yarım saat kadar cennete bakarak yolculuk yaptım. maria uyumamıştı. birden gözlüğünü çıkardı ve arkadaşlarına ispanyolca bişeyler söyledi. bi bok anlamadım ama bir laf tanıdık geliyordu. sigara dediğini duydum kendi dilinde. hemen ben de sigaramı aradım ve hırkamın cebinden alıp direkt olarak vagonların arasındaki sigara içilebilen bölüme çıktım. biliyordum. maria gelecekti. gel di de. ama çok heyecanlıydım ve sigarayı bile tir tir titretiyordum maria gelirken. sigarasını çıkardı. ben de yaktım. gülümsedi ağzına sıçtımın karısı. hem de ne güzel gülümsedi. teşekkür etti. ve berline gidene kadar orada öylece oturup konuştum maria ile. yalan söyledim rotamız hakkında. o nereye giderse gidecektim. bizim çocuları da ikna ederdim nasılsa. konuşma esnasında arada bir espri yaptım ve maria cok yüksesk sesle güldü. kim se duymasın bahanesi adı altında elimle dudaklarını kapattım. tamamen armadilloluk yani. heyecan adam neler yaptırmıyor ki.

    tren berline varmıştı. çantalarımızı indirip bizimkilerle öylece dikiliyorduk. ama çok da çişim gelmişti. geldiği yolları siktiğimin çişi. çantaları bir bankın yanına koydum ve maria ya baktım. beni izliyordu. ona elimle işraet yaptım. ''bekle'' diye. işemeye gittim ardından. yüksek dedbili düşük zamanlı bir çiş ve el yıkama seansından sonra koşarak döndüm oraya. gitmişti maria. yoktu.aklımın tavanını sikeyim. neden gittim çişe ki? hemen kafamı kaldırdım. tüm berlin garını aradım oracıkta. soktuğumun garı da mahalle kadar.

    bir yürüyen merdivendeydi, bana bakıyordu maria. el sallıyordu. gözlerimin içindeki uzaklara bakarak.

    ait olmadığım bir şehirde, ait olmadığım bir dilde ''elveda'' der gibiydi.
    6 ...
  13. 10.
  14. bir guano apes şarkısı.*

    Maria,maria, maria, maria,maria ...

    Raw muscles in you
    and you kill for the thrill to get into this
    might not be sure
    to get into the sin for the human race

    Maria, ...

    Raw muscles in you
    and you kiss for the thrill to get into this
    might not be sure
    to get into the sin for the human race

    Give it up and give up ...
    0 ...
  15. 9.
  16. soyadı sharapova ise tadından yenmeyecek kadındır.
    0 ...
  17. 8.
  18. kesmeşeker'in uzun yolda bir arabanını camından etrafı izliyormuş hissi veren şarkısı...
    0 ...
  19. 7.
  20. dini bilgi olarak oldukca doyurucu olan emine özkan senlikoglu romanı. fakat bu hanımın cogu kitabında oldugu gibi bu kitaptan sonra da kendinizi biz ve onlar seklinde genelleme yapar halde bulabilirsiniz.
    0 ...
  21. 6.
  22. oldu mu şimdi. dünyadaki bütün maria'lar yazılmış ama blondie'min maria'sından bahsedilmemiş. derhal kopyala-yapıştır usulüyle şarkının sözlerini veriyorum. derhal!

    She moves like she don't care.
    Smooth as silk, cool as air.
    Ooh, it makes you wanna cry.

    She doesn't know your name
    And your heart beats like a subway train.
    Ooh, it makes you wanna die.

    Ooh, don't you wanna take her?
    Wanna make her all your own?

    Maria.
    You've gotta see her!
    Go insane and out of your mind.
    Regina.*
    Ave Maria!
    A million and one candlelights.

    I've seen this thing before.
    In my best friend and the boy next door.
    Fool for love and full of fire.

    Won't come in from the rain.
    SHE´s oceans running down the drain.
    Blue as ice and desire.

    Don't you wanna make her?
    Ooh, don't you wanna take her home?

    Maria.
    You've gotta see her!
    Go insane and out of your mind.
    Regina.
    Ave Maria.
    A million and one candlelights.

    Ooh, don't you wanna break her?
    Ooh, don't you wanna take her home?

    She walks like she don't care.
    You wanna take her everywhere.***
    Ooh, it makes you wanna cry.***

    She's like a millionaire.***
    Walking on imported air.
    Ooh, it makes you wanna die.

    Maria.
    You've gotta see her!
    Go insane and out of your mind.
    Regina.
    Ave Maria.
    A million and one candlelights.

    (instrumental)

    Maria.
    You've gotta see her!
    Go insane and out of your mind.
    Regina.
    Ave Maria.
    A million and one candlelights.

    <fading>
    Maria.
    You've gotta see her!
    Go insane and out of your mind.
    Regina.
    Ave Maria.
    <end>
    A million and one candlelights. <-- not heard
    5 ...
  23. 5.
  24. aksak cıvcıvlı güzel bir ratm şarkısı. the battle of los angeles albümünden. şarkıda richard dixon'ın mason olduğundan da bahsediyor.

    tha sun ablaze as marias foot
    touches the surface of sand
    on northern land
    as human contraband
    some rico from jalisco
    passed her name to tha boss
    she stuffed ten to a truckbed
    she clutches her cross
    here come tha exhaust
    and it rips through her lungs
    shes off fast to tha pasture
    like cattle shell cross
    degree 106
    sweat and vomit are thrown
    and she prays and suffocates
    upon the memories of home
    of yanqui guns for blood debts on the loans
    of smoldering fields, rape, rubble and bones
    of graves hidden trapped up in visions of war
    of nothing, no one, nobody, no more

    these are her mountains and skies and she radiates
    and through historys rivers of blood she regenerates
    and like tha sun disappears only to reappear
    she s eternally here
    her time is nearnever conquered but here

    to tear away at the mask

    and now she got a quota
    tha needle and thread crucifixion
    sold and shipped across tha new line
    of mason dixon
    rippin through denim
    tha point an inch from her vein
    tha foreman approach
    his steps now pound in her brain
    his presence it terrifies
    and eclipses her days
    no minutes to rest
    no moments to pray
    and with a whisper
    he whips her
    soul changed to his will
    my job is to kill if you forget to take your pill
    her arm jerks
    tha sisters gather round her and scream
    as if in a dream
    eyes on the crimson stream
    numb as her wrists spit shots of blood to tha floor
    i am nothing, no one, nobody, no more

    these are her mountains and skies and she radiatesand through historys rivers of blood she regenerates
    and like tha sun disappears only to reappear
    maria
    she s eternally here
    her time is near
    never conquered but here

    uh
    to tear away at the mask
    away at the mask
    to tear away at the mask
    huh

    maria (whispered)

    No minute to rest
    No moment to pray
    No minutes to rest
    No moments to pray
    No minutes to rest
    It eclipses her days
    Just a moment to pray

    To tear away at the mask, huh
    Away at the mask
    To tear away at the mask, huuh
    To tear away at the mask
    0 ...
  25. 4.
  26. 3.
  27. 2.
  28. kesmeşeker'in içinde içindekiler vardır albümündeki enfes şarkı.
    sözleri de şöyle :
    bütün gece yoldaydım,karanlığın ortasında
    en iyisi dönmek eve, otobandan istanbula
    biraz müzik, iyi gelir yardım ederdi varmama
    gece geçtiğim şehir,
    köpekler havlar, aşk kaçar..
    içki içmeyi sever, ara sıra sigara
    bunlar yakışır ona, madonna edasıyla
    bilmediğim dillerde, şarkılar söyler
    sanki yarın yok gibi, yaşamak ister
    maria..
    acımasız bir sehirde, kanım döküldü yerlere
    artık herşey senin elinde, dön, döne döne
    şimdi anladım, o gitti
    çünkü sen, geliyordun
    yaşın binin üstünde, herşeyi biliyordun
    maria..
    gecmişinden bahsetmezdi, bu zamana aitti
    bildiğim kadarıyla, babası çok içerdi
    bir gün ödersin bunu, istanbul yağmuru yağarken
    bahsetti aniden
    gitmekten..
    1 ...
  29. 1.
  30. emine özkan şenlikoğlu'nun bir romanı.
    -roman kahramanımız başlangıçta tutucu bir hristiyanken, islamla tanışır ve mülümanlığa adım adım ilerler. genel olarak dini unsurların ön plana çıktığı, eleştirici yönü ağır bir kitaptır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük