Margarin tüketmek depresyonu tetikliyor
--spoiler--
1-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının "öğrenmeyi olumlu etkilediğini", "margarinin ise "depresyonu tetiklediğini" tespit etti.
2-Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, "Hindistan cevizi, ayçiçek, zeytinyağları ile margarin ve tereyağı ile beslenenlerde depresyon, kaygı ve öğrenme düzeyi"ne ilişkin yaptıkları "Sıçanlarda farklı yağlarla zenginleştirilmiş beslenmenin öğrenme-bellek, anksiyete ve depresyon üzerindeki etkileri" adlı araştırmanın sonuçlarını anlattı.
3-Yetişkin sıçanları, deney kapsamında yüzde 10 oranla farklı yağlarla zenginleştirilmiş yemlerle beslediklerini ifade eden Harzadın, bu yağların hayvanların davranışlarına etkisini araştırdıklarını anlattı.
4-Öğrenme ve bellek düzeyini ölçmek için "yer yön bulma" modülünü kullandıklarını kaydeden Harzadın, depresyon düzeyini ise su tankında deney hayvanlarının hayatta kalma çabasıyla değerlendirdiklerini anlattı. Harzadın, kaygı düzeyini ise hayvanların hareketliliği ve anksiyete alanında geçirilen zamanla ölçtükleri bilgisini verdi.
5-Ayçiçek yağının Türk mutfağında sıkça kullanıldığını hatırlatan DEÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Harzadın, "Bilimsel çalışmada bizi en çok şaşırtan yağlardan biri de ayçiçek yağı oldu. Ayçiçek yağı tüketenlerde depresyon düzeyi de kaygı düzeyi de yüksek. Ancak asıl ilginç olanı, bu yağ, deney hayvanlarının karar verme yetilerini etkiledi. Hayvanları düzeneğe koyduğumuzda nereye gideceğine karar veremedi. Dolayısıyla, ayçiçek yağının beynin karar verme bölümü olan prefrontal korteksi olumsuz etkilediğini düşünüyoruz" diye konuştu.
6-Harzadın, tüm yağ çeşitleri arasında en olumlu sonuçlarından birini zeytinyağında aldıklarını anlatarak, ekstra sızma zeytinyağı ile beslenen deney hayvanlarındaki depresyon seviyelerinin "oldukça düşük" çıktığını vurguladı. Sıçanlarda deney süresi olan 2 ayın, insan yaşamında 10 yıla tekabül ettiğini vurgulayan Harzadın, "Zeytinyağı ile beslenen hayvanların anksiyete düzeyi son derece düşük. Bu hayvanlar rahat, son derece relakstı. Öğrenme kapasitesi de gayet iyiydi" dedi.
7-Margarin tüketen hayvanlardaki sonuçların "vahim" olduğuna işaret eden Harzadın, şu bilgileri verdi: "Margarinle beslenenler ve ayçiçek yağı ile beslenenler benzer anksiyete düzeyine sahip. Onlar çok hareketli ve düzeneğin anksiyete alanında çok vakit geçirdiler. Karar verme yeteneği de bozuldu. Daha da fenası depresyon belirtileri bu grupta en yüksekti. Depresyon düzeneğimizde bir kavanoz içinde su var. Bu suda hayvanın boğulmaması, yaşama tutunması için hareket etmesi gerekiyor. Yani suyun üzerinde kalması için çaba sarf etmeli. Margarin grubu son derece hareketsizdi. Hatta bazı hayvanları deneyi tamamlayabilmek için biz kurtardık."
8-Harzadın, serbest gezen inekten geleneksel yöntemle elde edilen yayık tereyağında en iyi sonuçlardan birini elde ettiklerini ifade ederek "Geleneksel yöntemle elde edilen yayık tereyağından mucize sonuç aldık. Tereyağı ile beslenenlerde kaygı düzeyi düşük, depresyon belirtisi yok ve öğrenme seviyeleri de son derece olumlu" dedi. Araştırma sonuçlarının uluslararası kamuoyuna duyurulacağı bilgisini veren Harzadın, beslenmede önce tereyağı ve zeytinyağının tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. https://www.sozcu.com.tr/...epresyonu-tetikliyor/amp/
--spoiler--
benim midemin birinci derece düşmanı bu... yediğim an beni rahatsız ediyor. dışardaki tostçulardan tost yemiyorum yersem kendi kendime suikast işlemiş olurum. ayrıca bir şeyin mesela kurabiye vb. içinde margarin varsa direkt anlıyorum çünkü midem rahatsız olmaya başlıyor.
halbuki tereyağ öyle mi... iskenderin üstüne dökülür, pirinç pilavına lezzet katar, makarnaya girer, hünkar beğendinin sağ koludur... tereyağ candır!
ilk okul yıllarında tüm sınıf olarak güldüğümüz bir espriyi aklıma getiren kelime.
adı üstünde ilk okul daha çocuk dönemler. şu şekilde bir espri vardı.
biri diğerinin üstüne vazife olmayan bir şey söylediğinde kullandığımız kelime olan sana ne dediğimiz zaman, cevap olarak sana nın bir yağ markası olduğunu hatırlatıp margarin cevabını yapıştırırdık.
-sana ne?
-margarin.
bu dialog bizi çok güldürürdü. dediğim gibi çocukluk işte.
ismini Latince "inci" kelimesinden alan gıda maddesi.
Margarin, dünyada ilk defa 1869 yılında Fransa'da üretildi. Fransa Kralı III. Napolyon'un emriyle kimyager Mouries, iç yağının içine süt ve yumurta akı karıştırarak beyaz ile sarı arası kristaller elde etti. Mouries, bu kristalleri inciye benzetti ve o nedenle de incinin Latince karşılığının margarita'dan esinlerek elde ettiği yağa "margarine" (margarin) adını verdi.
Bu arada piyasadaki kaliteli margarinlerin hiçbiri artık trans yağ içermemektedir.
bir dönem toplum içerisinde fiyat-performans orantısı ve reklamların gazı ile en çok tüketilen yağ çeşidiymiş.
sonrasında insanlar yavaş yavaş uyanmışlar tabii ki ama etkileri halen devam etmektedir. ayrıca normalde her şeye karşı nötr duran annem söz konusu bu yağ olduğunda, "bunu çocuğuna yediren anneye anne demem ben" diye manyakça bir çıkış yapmıştı. bunu söylerken gözlerinde görülen nefreti halen hatırlarım.
doymamış bitkisel yağların hidrojen ile doyurulmasıyla elde edilir.
yemeyiniz yedirmeyiniz. kızartmalar hariç yapılan her yemek yağsız da yapılabilir deneyin yeterki. hadi yağsız olmuyor mu? tereyağı zeytinyağı alacak paranız yok mu? o zaman normal sıvı yağ ile yapın durduk yere hidrojen yemeyin.
hiç yapılmıyosa da yapmayın başka yemek mi yok mk.
otomobilin kaportasına yapışan zift lekelerini temizlemede mükemmel iş görür.
uygulama:
bir paket margarin oto kaportasında zift lekesi olan yerlere rastgele sürülür ve yağın sıcakta erimesi beklenir. eriyen margarin zift lekesini anında söker atar. kaportaya zararı yoktur. yağ bez veya kağıt havlu benzeri bir ürünle silinip araç yıkanır.
geçen aylarda bir doktor margarin hakkında konuşuyorken margarinin zararı hakkında şu sözleri sarfetmişti.
" bildiğiniz naylon poşeti eritin, işte o margarindir. sizin midenize giren şey o. "
herkesin hakkında hiçbirşey bilmeden eleştirdiği gıda maddesi. şimdi eleştiriler arasında en saçmalarından başlayalım.
margarin aslında plastikmiş, plastiğe yakınmış;
plastikle margarin arasında hiçbir kimyasal yakınlık yoktur. margarin esterik yapıdayken plastik uzun zincirli polimerlerdir.
tereyağı varken neden margarin alalım.
çünkü tereyağının kilosu yirmi lira. margarin üç kuruş.
tereyağı elbette ki daha iyi. zaten tereyağının yerini tutsun diye üretilmiş birşey.
vücutta yakılması mümkün değilmiş.
yağların yakılmaması diye birşey yoktur bilimsel olarak çok komik bir önermedir.
sinek
sineğin konup konmaması gıda maddelerinde bir ölçüt müymüş? bala da konuyor boka da.
ayrıca işletmelerde sinekten korunmak için türlü türlü önlem alınıyor.
endüstriyel
siz istediğiniz kadar margarin yemiyorum diyin. pastalar, poğaçalar, baklavalar, börekler hep sırf ona uygun margarinlerle yapılıyor. başka türlü o tadı alamazdınız. öte yandan marketlere girdiğinizde etrafınızda gördüğünüz hemen hemen herşey için endüstriyel margarinler kullanılıyor:) çikolata, bisküvi, nutella, cips, gofret vs...aklınıza ne gelirse.
üretim şartları
sıvı yağ merdiven altında dahi üretilebilirken margarin çok az sayıda firma tarafından üretilebilmektedir. bunlarda zaten çok büyük firmalardır. mutlaka kendi içinde uyguladıkları çeşitli gıda güvenliği sertifikaları vardır. yoksa zaten satış yapamazlar/tercih edilmezler.