Her yıl sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde bunun gibi yüzlerce yardım kampanyasına ev sahipliği yapan Mardin, Diyarbakır, Tunceli, Van gibi illerden sonra okumak için 400 metre yüksekliğindeki tepelerin arasına gerilmiş ince çelik halatların taşıdığı sepetlerle karşıya geçmeye çalışan idris'e, Temel'e, Fadime'ye de yardım için toplanıp gideceğinden hiç kuşkum yok bu cevvallerin.
bu zirve'de bulunacak olan ve gösterdikleri hassasiyetten ötürü her birine bir mardinli olarak teşekkür etmek istediğim zirvedir. ayrıca mardin mutfaklarının en güzel pişirildiği yer olan 'kamer'i (kadın yardımlaşma ve dayanışma vakfı) tavsiye ettiğim yerdir. olur'da haftasonu bir tur programım olmasa, benimde içlerinde bulunmak istediğim zirvedir.
kendim de dahil olmak kaydıyla ne kadar duyarlı! olduğumuzu gösterdiğimiz zirvedir. ulan diğer zirvelere, ayhh chok sheker cocuklarla ya da taş gibi hatunlarla tanışacağım zirve, 3 saat kalan zirve, 28 saat 15 dk 2 sn kalan zirve diyerekten skindirik entrilerle sol frame taşıyoruz. ama burda bir sosyal sorumluluk projesi var bi bok yemiyoruz. lafa gelince hepimiz sorumluluklarının bilincinde birer vatansaşız. neyse ben gidip köşede biraz utanayım kendi adıma...
iyi güzel de gözünüzü seveyim uludağ sözlük adını kullanmayalım zirvesi. düşünsenize bi' "nerden geliyor bunlar" diye sorulduğunda oradaki öğretmenlerden yahut imkanı olan öğrencilerden birinin uludağ sözlük'e girdiğini.
karabekir paşanın atatürke sunduğu doğu raporunu anımsattı zirve. paşaya göre bölgeye ne eğitim ne kültür götürülmemeliymiş zira orda yaşayan insanlar eğitilirse devlete baş kaldırırmış.
eğitmedik yıllarca, geri plana attık, görmezden geldik, kaderlerini aşiret ağalarının eline bıraktık, kürt diye bişey yoktur dağ türküdür bunlar dedik, aşağıladık, horgördük...
bizden öncekilerin yaptığı hataları telafi etmek adına gönülden desteklenmesi gereken, devetin ayıbını milletin örteceği bir proje.
' 17 mayıs'da olsaydı da katılsaydım' diye hayıflandığım zirvedir. mardin'den daha yeni kurtulmuşum, tekrar gitmek için erken biraz. lakin sizin görmenizde fayda var; oturup bir mırra için, kaburga dolması yiyin (gerçi ben sevmedim), telkari alın vs. götürdüğünüz kitapların bir kısmını da akdoğan ilkokuluna bırakırsanız tam süper olur. güneş yağınızı da unutmayın, çöl sıcağı sizi bekler.
Sözlüğün dayanışma adına açtığı önemli bir kapı. CAnı gönülden desteklediğim, gelmek istememe rağmen gelemeyeceğim organizasyon.
(bkz: güzel insanlar, iyi ki varsınız)
kız olmayacaksa zirve olur mu durumu. ama bu zirve böyle "boktan" bir zirve işte. çocukları sevindirmek, onlara siz bizimsiniz diyerek "şeker de yiyebilisinler" demek adına topitop dahi götüreceğimiz zirveyi kim neylesin tabi ki. varsa yoksa laga luga lazım millete. olsun be, yazdık bunu bir kenara. satıldık ey halkım unutma bizi. ama biz söz verdik gideriz yine de aslanlar gibi.
- taş gibi kızlar gelecek mi?
- yok
- içki su gibi akacak mı?
* ı-ıh
- e ortam vardır herhalde!!
* ortam derken?
- anladın işte be ehehe
* yok be gülüm
- kız yok, içki yok, ortam yok ne var lan it!?!?
* kitap var, okul var, çocuklar var...
gelmiş geçmiş en düşünceli ve en anlamlı zirvelerden biridir. farklı olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
cumhuriyet, insanların devlet katında birey olması demektir. haklara sahip olması demektir. ülkemizin yeni bireylere ihtiyacı var. cumhuriyet ve atatürk'ü tanıyan bilen bireylere. bu bireyleri yetiştirmek, onlara yardım etmek yine bizlere düşüyor.
desteğimi alan, hasır altı edilmemesi gereken zirvedir.
keşke ben de gidebilseydim dedirten zirve. bari gelmeyenler için bir hesap numarası falan verilse de çam sakızı çoban armağını 3-5 kuruş da biz yollasak. üniversite yıllarımda orta anadoluda bir köy okulunu ziyaret etmiştim arkadaşlarla. çocuklar size yarı peygamber muamelesi yapıyor, söylediğiniz her şeyi "aha lan hayatın sırrını verdi işte" der gibi dinliyordu. Çünkü bu zamana kadar kimse onları ziyaret etmemişti, karşılıksız bir şey almamışlardı. Sonra hediyeleri dağıtmaya başladığımızda verdiğiniz kitaplara, kutsal metinler gibi davranıyordu. gözlerdeki o çılgın sevinci görmek isteyenler, akşam başını yastığa koyduğunda "işte bu'dur, karmada bugün tavan yaptım" diyerek huzur içinde uyumak isteyenler, katılın. Yalnız o çocuklar için değil, kendiniz için de katılın. göreceksiniz biraz kalp yumuşamasının kimseye zararı yoktur.
bu ülkede aklı başında insanların olduğunu da hatırladığım zirve. başlığın sahibini tanıdığım kadarıyla(not: çok tanıdığım söylenemez ancak birkaç cümlesinden olsada çıkarttığım üzre)atamın "herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayıgörev edinmelidir." sözlerini kendine düstur edinebilmiş bikaç kişiyi bulabilicem orada.
normal olarak hiç bir alakam olmasada mardinle. ve en doğuda il olarak ankarayı görmüş olsamda.gitmek için elimden geleni yapıcam. yalnız gerekenlerin tam olarak olduğu bir liste yada gönderilecek şeyler açısından ilk derecede öneme sahip şeylerin belirlenirse daha çok yardımda bulunabileceğimizi düşünüyorum.