dinleyeni "e tamam akoru vurdun, tamam slap'ini pick'ini de yaptın, tamam harmonik bir kaç numara, evet in çık bakalım bir de tondaki gamlarda, bunları anladık da, kardeşim bunların hepsini nasıl aynı zamanda yaptın?" sorusuyla başbaşa bırakan bass virtüözü. anadolu'da nice genç kızımız onun gibi çalmaya çalışırken kör olmuştur.
dün akşam harbiye cemil topuzlu açık hava tiyatrosu'nda 22. istanbul caz festivali kapsamında verdiği afrodeezia proje-konseriyle bizleri mest ve dahi nitelikli müziğinin keyfinden dört köşe etmiş, şu fâni dünyanın zannımca bir numaralı bas üstâdı... nerdeyse onun kadar iyi bir başka genç basçı ise victor wooten olabilir sevgili sözlük...
4 telli bir aletten, tüm o süper sesleri tek seferde çıkarmayı başarabilen süper insan evladı.. victor wooten'ın nefesi ensesinde.. dinlerken ağlatan.. çoğu kimsenin ancak rüyasında görebileceği kadar iyi bass çalan *insanüstü..
şimdiye kadar 3 kez canlı izlediğim, hatta bir tanesinde konuşma fırsatı bulduğum, bana miles davis ile ilgili anısını anlatan mükemmel basçı.
smv ve tutu revisited konserlerinde virtüözitesini konuşturmuş, marcus & friends konserinde ise grup elemanı olarak ne kadar uyumlu ve mütevazi bir müzisyen olduğunu göstermiştir, hüsnü nemlendirici'nin tüm öne çıkma çabasına karşılık, the man olmasına rağmen şov yapmamıştır.
gerçek müzik yapan müzisyenlerdendir. herhangi bir müzisyen olmak için en az 10 yıl çalışmak gerekir ancak bir marcus miller belki de hiç olunamayabilir.