marcel proust

entry80 galeri8
    51.
  1. "işte bu yüzden,hafızamızın en güçlü kısmı bizim dışımızda, çisentili bir rüzgarda, bir odanın rutubet kokusunda veya yanmaya başlayan bir ateşin ilk andaki kokusundadır; kendi benliğimize aiti zekamızın işe yaramaz diye küçümsediği şeyi, geçmişin son ve en güçlü kalıntısını, bütün gözyaşlarımız dinmiş gibi görünürken hala bizi ağlatabilen şeyi bulduğumuz her yerdedir. Bizim dışımızda mı? Daha doğrusu içimizdedir, ama bizim kendi bakışlarımızdan gizlenmiş, iyi kötü devam eden bir unutuşa gömülmüştür."
    0 ...
  2. 52.
  3. 53.
  4. Aydınlanmış bir ruhun portresini çizen yazar. Hayatının annesi ölene kadar olan döneminde bazen acıyla, bazen sevgiyle, bazen hovardalıkla yaşamış olan proust, bu dönemde aydınlattığı ruhunu anlatır ünlü eserinde. insanlık tarihinin en uzun romanını yazmıştır. Boş cümleler, beylik laflar bulamazsınız. Tam da vermek istediğini tam da vermek istediği şekilde, kendini dışardan soyutlayarak yazmıştır. Bu kadar kolay olmazdı herhalde aydınlanmış ruhunu görmek eğer kendi karanlığına çekilmese.

    Bazı betimlemeleri, tezleri o kadar doğru ve ayrıntılı ki modern nöroloji şapka çıkartsa az kalır. Donanımıyla diz çöktürür. Kendine hayran bırakır aydınlanmanın o yüce hali. Kayıp zamanın izinde'de en başarılı kısım herkesin takdir ettiği gibi albertine kayıp'tır fakat beni çiçek açmış genç kızların gölgesinde daha mesut etmişti. Belki de bana yabancı gelen, keşfetmek istediklerime en çok oradan öğrendiğimdendir. Ayrıca şu sözü zamanının ruh ve bilinç görüşlerinin felsefi derinliğinde çağının en iyisidir. Yani aynı zamanda iyi bir felsefeci.

    "bir saati parçalarına ayırınca ne görürüz?

    bir saatin ruhunu parçalarına ayırabilmenin mümkün olmadığını görürüz.

    küçük parçalar, birlikte çalışmak için zorunlu olarak yanındakine ihtiyaç duyan bütün o küçük parçalar manevi bir dünyaya gitmek için bir durak ve ruhani nesneler yumağından başka bir şey değil. bir saati parçalarına ayırınca insanı parçalarına ayırmış oluruz.

    önce bir el düşünelim. kimin eli bu görünmeyen? fani bir insanın eli. bir ölümlü. doğmuş, sevmiş, okumuş, ağlamış, gülmüş, darılmış, uyumuş, uyanmış, kirlenmiş ve arınmış. nihayetinde o kadar kısa bir süre yaşayacak ki, çoğu insan onun farkında bile olmayacak. insan karanlıkta bir alev gibi parlayıp sönecek. binlerce harfin içinde bir harf, milyonlarca, milyarlarca kum tanesinin içinde bir kum tanesi. bir şiirin dizesi bile değil: “keşke yalnız bunu için sevseydim seni."
    2 ...
  5. 54.
  6. Bu adam bu kadar hasta olmasaydı, avamın vasatlığından hastalığı onu o kadar iyi korumasaydı, insanlık tarihinin en iyi yazarlarından biri olmayı başaramazdı.
    0 ...
  7. 55.
  8. "sessizliğin bir güç olduğu söylenir; bambaşka bir anlamda, sevilen kişinin emrinde, korkunç bir güçtür. bekleyenin sıkıntısını artırır. bir kişiye yaklaşmaya insanı en fazla davet eden şey, kendisini ondan ayıran şeydir; sessizlikse, aşılması en imkânsız engeldir! sessizliğin bir işkence olduğu ve hapiste bu işkenceye mahkûm edilenleri delirtebildiği de söylenir. oysa sevilen kişinin sessizliğine maruz kalmak, suskunluktan da ağır, en ağır işkencedir!"

    Demiş yazar.
    10 ...
  9. 56.
  10. arzu her şeyi canlandırır; sahip olmak ise her şeyi kurutur ve soldurur.

    demiştir.
    3 ...
  11. 57.
  12. “Bizi kimi insanlarla karşılaştıran tesadüfler, onları sevdiğimiz zamanla çakışmadığı için, o zamanın dışına taşarak, aşk başlamadan önce ve bittikten sonra ortaya çıkabildiği için,daha sonra hoşumuza gideceği kaderimizde yazılı olan bir insanın hayatımızdaki ilk görüntüleri, geriye baktığımızda bir uyarı, bir kehanet niteliğine bürünürler.”

    Kayıp zamanın izinde-Swann'ların tarafı

    Yaptığı tahlil ve betimlerle kendine hayran bırakan büyük yazar.
    2 ...
  13. 58.
  14. "Bir insan ne kadar bilge olursa olsun, gençliğinin bir döneminde, mutlaka hatırlamaktan hoşlanmadığı, yok olmasını isteyeceği sözler söylemiş; hatta bir hayat tarzı benimsemiştir. Ama bundan ötürü kesinlikle pişmanlık duymamalıdır; çünkü bilgeliğe ulaştığından emin olabilmesi için bu son safhadan önceki bütün gülünç veya iğrenç aşamalardan geçmiş olması gerekir.."

    Kayıp zamanın izinde-Çiçek açmış genç kızların gölgesinde.
    2 ...
  15. 59.
  16. Aşkı ve aşık olmayı güzel anlatmış yazar. Yaşadığımız her şey bize aittir kavramını mantıksal çerçeveye oturtabilmiştir.
    1 ...
  17. 60.
  18. kendilerine yazar diyen bozuntular bu adamı okusa kağıt ve kalemden uzak durmaya yemin edebilirdi..

    edit: kitap yazdığını sanan embesillereydi sözüm..
    1 ...
  19. 61.
  20. Çok ama çok derinlerden 2 dudağının arasına çok güzel tırmanır ve orada tüm hissiyatına tercüman olur. Çekilen acıların, karşılıksızlıkların boş ve edilgen olmadığını, kederden düşünceye dönüşüp nasıl satırlara işlendiğini onun kitaplarında gördüm. Tek bir şey sabit: hüzün. hüzünü yok etmiyor. En sevdiğim taraflarından birisi bu belki de. Bu yüzden hiç şiir yazmamış olmasına hayıflanıyorum zaman zaman. Onları da içine attı galiba.

    "Sessizliğin bir güç olduğu söylenir; bambaşka bir anlamda, sevilen kişinin emrinde, korkunç bir güçtür. Bekleyenin sıkıntısını artırır. Bir kişiye yaklaşmaya insanı en fazla davet eden şey, kendisini ondan ayıran şeydir; sessizlikse, aşılması en imkânsız engeldir! Sessizliğin bir işkence olduğu ve hapiste bu işkenceye mahkûm edilenleri delirtebildiği de söylenir. Oysa sevilen kişinin sessizliğine maruz kalmak, suskunluktan da ağır, en ağır işkencedir!"

    Gourmantes tarafı.

    imla.
    2 ...
  21. 62.
  22. Kelimelere hükmü; onları gereksiz süslemeden, kulak-göz ve zevk için gereksiz alegoriler kullanmadan geçen yazı üstadı. Kimseyi böyle anmayı sevmem ama edebiyatı kalıp ve kuramcılıktan en başarılı kurtaran yazardır bana göre. Öyle ki Türk edebiyatını dahi etkilemiştir.
    2 ...
  23. 63.
  24. Kuşkusuz en beğendiğim ve ayrı yerde tuttuğum yazarlardandır. Kız tavlama garantisi yoktur ama kişiye zevki, düşünceyi tavlatır.
    0 ...
  25. 64.
  26. 65.
  27. Üniversite yıllarımdaki sanat derslerinde ismini duyduğum ve o zaman zarfında hep marcel dorcel isimli başka bir sanatkarla karıştırdığım sanatçıdır. ikisine de saygım sonsuzdur.
    0 ...
  28. 66.
  29. Zekası karşısında hayran kalmamak imkânsız, dille, sözcüklerle enfes biçimde düzen kurar, kayıp zamanın izinde'nin anlatıcısı anılarına gömülürken akıllı okurlar da bir dil şölenine saplanır.
    0 ...
  30. 67.
  31. (bkz: geçmiş zamanın peşinde) eserinin giriş kısmında, sadece uykudan uyandığı anda gözlerini açma hadisesine yanlış hatırlamıyorsam -yakup kadri tercümesinde- 30 sayfa kadar tahlil ile başlayan yazar; bu kadar tahassüse ancak dostoyevski’de rastlayabiliriz.

    bu arada, alain de botton “eğer proust’u seviyorsanız bir başka proustsever bulmak genellikle akraba bir ruhla karşılaştığımız anlamına gelir.” diyor. çok haklı; bu vesileyle tüm akrabalara selam ediyorum.
    1 ...
  32. 68.
  33. 69.
  34. 70.
  35. sayesinde hiçbir romandan tat almamaya başladım. Birkaç kitaba başladım ama yarısında yeterince doyamadığımı fark edip bırakıp tekrar kendisine döndüm... Dönüp dolaşıp yine ona varıyorum...

    Nasıl bir şeysin sen Marcel? Hem sıkıyorsun, hem bunaltıyorsun, hem vazgeçilmez olmayı başarıyorsun. Cümlelerinin sonu gelmek bilmezken garip bir zevk veriyorsun.
    4 ...
  36. 71.
  37. meşhur "a la recherche du temps perdu"sunun komple set, şömizli ingilizce çevirisinin fiyatı 65£ yani 636 tl olan fransız edebiyat piri, mürşidi, hiyerofanı, bilir kişiliği...
    0 ...
  38. 72.
  39. Hayatın sonuna gelir, geçmişe bakar ve acı çektiğin senelerin, hayatın en güzel yılları olduğuna karar verir. Çünkü o yıllarda kendini bulmuştur. Mutlu olduğu seneler, boşa gitmiş... Hiçbir şey öğrenememiş...
    1 ...
  40. 73.
  41. Bütün türklerin yok olması gerektiğini söylediğini ben kendi kulaklarımla duydum.

    Türk düşmanıdır.
    0 ...
  42. 74.
  43. "bir başka insanla ilişkilerimizde en önemli hata kaynakları, iyi kalpli olmak veya o insanı sevmektir. bir tebessüm, bir bakış, bir omuz yüzünden âşık oluruz. bu kadarı yeterlidir; sonra, umut veya hüzün dolu uzun saatler boyunca bir insan imal eder, bir kişilik yaratırız. ve ardından, âşık olduğumuz kişiyle görüştüğümüzde, karşımıza ne kadar acımasız gerçekler çıkarsa çıksın, o bakışın, o omzun sahibinden bu iyi yürekli mizacı, bizi seven kadın kişiliğini bir türlü ayıramayız; gençliğinden beri tanıdığımız bir insan yaşlandığında, gençliğini ondan ayıramayışımız gibi.”

    albertine kayıp
    1 ...
  44. 75.
  45. Gökyüzü sizin için hep mavi olmaya devam etsin genç dostum; o zaman, benim şimdiki durumumda olduğu gibi, ormanlar kapkara olmuşken, gece hızla indiğinde bile, siz de benim gibi gökyüzüne bakarak avunursunuz.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük