2. dünya savaşı sırasında fransa' dan kaçmaya çalışan yahudileri, sınırdan geçireceği vaadiyle kandırarak, ofisindeki gizli bir odaya hapseden, odaya gaz vererek ölmelerini izleyen, asıl mesleği doktorluk olan seri katil.
başlığı görünce bir not eklemek istedim. bildiğiniz gibi ikinci dünya savaşında yahudi soykırımını almanlar yapmıştır. bu durumda bu yahudiler neden fransa'dan kaçmaya çalışiyor gibi bir soru akıllara gelebilir. bunun sebebi fransa'nın da alman işgali altında olmasıdır, resmi olarak bir fransız hükümeti varlığını korumuş olsa da bu hükümet tamamen alman güdümünde kalmış ve kendi iç işleri bile almanlar tarafından yönlendirilmiştir. zira fransızların vichy hükümeti osmanlı'nın son dönemlerinde padişahın kendi ülkesini idare edemez konumuna çok benzemektedir. yani nasıl vahdettin için piyon deniliyorsa vichy hükümeti de almanların piyonu olmuştur. nasıl istanbul'a ingiliz donanması demir atmışsa, paris de ikinci dünya savaşında nazilerin işgali altına girmiştir.
ek not: nasıl mustafa kemal vatanı kurtardıysa, sürgündeki de gaulle de kendi ülkesini kurtarmıştır denilebilir. zira kendisi fransa'nın efsane adamlarından birisidir.
tam adıyla marcel andre henri petiot 1897 yılında paris'in güneyinde bulunan auxerre kentinde doğdu.
hemen her seri katil gibi sorunlu bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiş ancak ister şans deyin ister zekasını sorgulayın, yaşadığı tüm aksilikleri, verdiği tüm zararları lehine çevirmeyi bilmiş.
birinci dünya savaşı sırasında diğer fransız gençleri gibi askere alınmış, fransa'nın kuzeyine, almanlarla savaşması için gönderilmiş. çok badire atlatmış olsa da bir çoğunda yara almadan kurtulmuş. ancak bir keresinde çok yakınında patlayan bir el bombası sebebiyle ağır yaralar almış, askeri hastanede tedavi görmüş. yeniden cepheye döndüğünde bu kez hırsızlığa başlamış, yakalanınca askeri mahkemeye çıkartılmış. garip halleri sebebiyle psikiyatristler tarafından kontrole alınan petiot'a : akli dengesizlik, melankoli, depresyon, takıntılı düşünce, çok sayıda fobi gibi teşhisler konuldu ama bunlar onu hapis yatmaktan kurtaran sebepler olmuş.
sonraları kendisini tekrar cephede bulacak olan petiot, bir kriz esnasında kendisini bacağından vuracak, bir kliniğe yatırılacak buradada dosyasına uyurgezerlik, intihara eğilimli olmak ve bellek yitimi gibi teşhisler eklenecekti.
marcel petiot un bu gibi teşhislerin ardından nasıl doktor olmayı başardığı ise enteresan. o dönemde savaş gazilerine sunulan bir imkan var. hızlandırılmış bir tıp eğitiminin ardından doktor olma fırsatını pek tabii petiotta kaçırmıyor. sekiz aylık eğitimin ardından staj yapma hakkını kazanıyor ve gene enteresandır staj dönemi boyunca hiçbir sorun çıkarmamayı başarıyor. 1921 de paris tıp fakültesinden tıp doktoru diplomasını alan petiot için güzel günler başlıor.
fransa topraklarından kaçmak isteyen, nazi baskılarından korkan yahudiler, polisten kaçan suçlular için umut kaynağı oluyor. herbirine onları farklı ülkelere göndereceğini söylüyor karşılığında büyük paralar alıyor, servetine servet katıyor.
bir gece vakti, ülke dışına çıkacağına inanıp petiot'un evine gelenler birer iğneyle uyutulup öldürülüyorlar. sonrasında tüm cesetleri kazanında yakıyor petiot. bu kişilerin yakınları, onları bir daha göremeyince , yurtdışına kaçmayı başardıklarına iyiden iyiye inanıyorlar. bu petiot'un ününe ün katıyor.
ancak gestapo ajanları; birçok yahudi, direnişçi ve sabıkalı fransızların ortadan kaybolduğunu farkediyor. ve araştırmaları sonucu marcel petiot'u yakalıyorlar. petiot yaptıklarını itiraf ediyor. ama serbest bırakılıyor. nasıl derseniz, almanlara yardım ettiğini söylüyor. tüm alman düşmanlarını öldürerek!
seri katiller arasında özel bir yere sahip olduğunu düşündüğüm petiot, gelmiş geçmiş en acımasız katillerden birisidir.
belediye başkanlığı da yapmış, belediye başkanlığı yaptığı şehirlerde arka arkaya zehirlenme vakaları söz konusu olunca görevden alınmış ve paris' e gidip canavarlıklarını sürdürmüş seri katil.