bir kaç gün önce keşfedip aralıksız dinlediğim türk rock grubu.herkese şiddetle tavsiye eder grup hakkında sizi bilgilendirek isterim :
mara (eski adıyla atlas), doğan sovuksu ve bülent şenyürek tarafından 1998'de kuruldu. o tarihten 2001'e kadar farklı gruplarla çesitli konserler veren grup üyeleri toplu olarak ilk konserini 2001'de mojo'da verdi. elemanlarının askerde olmaları nedeniyle 2002 senesini müziksiz geçiren grup, 2003'te stüdyo çalışmalarına tekrar başladı. 2003 aralık'ta mojo konseriyle kendine gelen mara, bir daha kesintiye uğramayacak müzik serüvenine 6 mart 2004'te manhattan-ıst. konseriyle devam etti.
11 haziran 2004'te manhattan-ıst.'da bir konser daha veren mara, 30 ekim 2004'te kadıköy halk eğitim merkezi'nde verdiği konserle büyük beğeni toplamıştır. grubun, 100'den fazla türkçe ve ingilizce sözlü bestesi bulunmaktadır. konserlerde sadece kendi türkçe sözlü şarkılarını çalan ve cover yapmayan mara'nın müziği, beatles ile temeli atılan radıohead, james, travıs, coldplay, manıc street preachers ile farklı noktalara taşınan brit rock müziğinin türkçe versiyonu gibi değerlendirilmekte ancak kendine has sözleri ve melodileriyle tüm müziklere teğet geçmektedir. mara şarkılarının sözleri, grup her ne kadar aşktan bahsetmekten kaçmaya çalışsa da istanbul insanının yaşadığı tüm sıkıntılardan (buna aşk da dahil) bahsetmektedir.
mara'nın ilk albümü herşey yolunda anne kasım 2006'da çıkmıştır.
tam bin kez baktım telefona
son iki saat içinde
üzüldü telefonum
camından yansıyan hüznümü taşıdı diye
damlalar çarptıkça arabaya
eriyor kalbim daha çok
yalnızlığa alışkındım ben
seni bulana kadar
anlaman çok zor biliyorum
boğuldum hayallerinde
denedim, bile bile
sözlerim çaresiz anlamını yitirir
yok...yok...sorun yok
ağlamak boş aşk için
zor...zor...dönüş zor
olsa da
sorun yok
söz: doğan sovuksu müzik: doğan sovuksu&bülent şenyürek
sayfa başı
son
sen bunu zaten biliyordun
hergün, hergün aşkı yeni baştan yazdım
belki kanım boşa aktı
belki kırmızı bir kurdeleydi kanım
son beyaz gülüm de soldu
son iyiliği yaptım
kayboldum
yolumu kaybettim ben
oyunu kaybettim
dolanır durur ruhum
kayboldum
ne büyük bir yalandım ben
oyunu kaybettim
dolanır durur ruhum
saklıyorum kendimi son ana kadar
yine de tutamıyorum seni
bekle beni
bekle beni
bi numaram daha var
bir an bile sabredemezsin biliyorum
istersin ki yansın tüm ışıklar
bastırmalıyım kaygılarımı
yakışmaz sana sendeleyen bir adam
bir sürü şiir ve şarkıda
anlatılır aşklar, ayrılıklar
değiştirmez hayatını yazanın
sevdiğine yazdığı ağıtlar
söz & müzik: doğan sovuksu
sayfa başı
her yerde o
her yerde o
özgürlüğün
çıkar aşkın tadını
haykırsak da bir arada
tek nefeste
bu hayal hep tek kişilik bir oyun mu?
gerçeğe dönüşmeden öyle kalsın
bir arada taşıyamazsın
her yerde o
özgürlüğün
çıkar aşkın tadını
her yerde o
özgürlüğün
bize kalan halkası
bir zehir, boş bir ümit gözlerimde
kalbimde savunmasız bir şehir var
bir duvar örmeliyim çevresinde
biliyorum pes etmeyecek kalp
söz&müzik: bülent şenyürek
sayfa başı
cuma
bu cuma bir planım yok
yemesem de karnım tok
ne yağmura takarım
ne yalnızlık duyarım
beklesem de sıralarda
belalara bulaşsam da
bu cuma mutluyum
her cumadan daha
parlar dışarda gözler
azalır mesafeler
zaman geçmez bugün
amaçsızlık ne güzel
bu cuma bir planım yok
keyfimi bozamaz kimse
evde otursam da
duyulur güzel sesler
söz & müzik: doğan sovuksu
sayfa başı
aynı deli rüzgar
bir küçük ateş yaktım karanlıkta
aşk gelir mi şu yoldan
belki de ölüm bulur bizi
sessizce saklandık karanlığa
tutar ellerimizi
bir gece alır yerimizi
hep aynı deli rüzgar
aynı fırtına
yalan her kelimesi
sadece yutar sesimizi
hep aynı dört duvar
küçük bir oda
başka bir dünyaya açılan
bir küçük resim
sadece hayal duyar bizi
bana geri ver inandığım herşeyi
sıkı sıkı tut beni
özgür bırak
değer tüm yaşam birkaç iyi güne
birkaç iyi gün
hep aynı deli rüzgar
aynı fırtına
yalan her kelimesi
sadece yutar sesimizi
hep aynı dört duvar
küçük bir oda
başka bir dünyaya açılan bir küçük resim
sadece hayal duyar bizi
söz&müzik: bülent şenyürek
sayfa başı
yaslılıgıma bır mektup
yasin ilerledikçe isteklerin azaliyor
dolu bir mide sicak bir ev yetiyor
ask senden önce gidiyor
pençelerini alip baskasina geçiriyor
hüznün çabuk geçer
mutlu eden seyler gibi
önündeki parlak yillar
geçecek diger yillar gibi
ne mükemmel olmak ne de bir sey kaçirmamak amacim
sadece yalanlardan arinmak
hüznün çabuk geçer ...............
yasin ilerledikçe isteklerin azaliyor
dolu bir mide sicak bir ev yetiyor
kedilerden hiç farkin kalmiyor
degismemek için yasliligima bir mektup yaziyorum
hüznün çabuk geçer........
söz & müzik: doğan sovuksu
sayfa başı
göçebe
bir gecede kapanir askin dar yollari
simdi yolumu göster rüzgar
hep güçlü olmayi basarmalisin
hep göçebe kalmayi
hep farkli yollari kullanmalisin
ve hayatta kalmali
bir gecede tükenir askin tüm sözleri bazen
deliye döner insan
hep güçlü olmayi basarmalisin
hep göçebe kalmayi
hep ayni oyunlari oynamalisin
ve oyunda kalmali
söz& müzik: bülent şenyürek
sayfa başı
ölümsüz
son verdim dualara, bos tasalara
anladim ki çok uzak kalmisiz anilara
elimizdeki resim bizden çok yasayacak
oysa korkusuzca bakmisiz olmayacagimiz yillara
ölümsüz..
ölümsüz..ölümsüz oldun sen bu sarkiyla.ölümsüz
kalbim sıkışıyor beynim duruyor
aci çekiyorum dersem haksizlik olur ruhuna
bu çiçekler örtemiyor güzel bedenini
hiçbirsey yapamiyorum hatirlamaktan baska.
ölümsüz..ölümsüz oldun sen bu sarkiyla.ölümsüz
söz: doğan sovuksu müzik: doğan sovuksu&bülent şenyürek
sayfa başı
herşey yolunda anne
şikayetçi değilim dostsuzluktan
yürüdüğüm eğri büğrü kaldırımdan
her surat nefretle bakıyor
amaçsız umutsuz yarından
bir ben miyim mutlu olan?
oysa gözümde aynı umutsuz bakış
telefon ne zaman çalsa cevap aynı
herşey yolunda anne
herşey yolunda
yok etmek ister herkes birbirini
mutluluk diğerinin mutsuzluğunda
ben ise umursamaz görünür
kendi kendini yok ederim
bir ben kaldım mutlu sanki
oysa gözümde aynı umutsuz bakış
telefon ne zaman çalsa cevap aynı
herşey yolunda anne
herşey yolunda
son ,unutma ve bir köşede şarkıları muhakkak dinlenmeli, çok derine inilmemeli tabi, vurgun yeme filan bunlar hoş şeyler değil ,üstüne fatih ürek hadi hadi alınırsa bünye anca normale döner
hristiyan sultan mara... bazı bazı taraflı olduğunu düşündüğüm, bazı bölümlerinde beni benden almış kitap.
2. murad'ın eşidir, mara sultan. fatih sultan mehmet'in öz annesi olmamasına rağmen yakından ilgilenirmiş. 2. murad ise mara'nın oğluyla yakından ilgilenmesinden ve kulağına gelen dedikodulardan dolayı mehmet'i mara'dan uzaklaştırır ve bununla birlikte gelişen olaylar zinciri, okumaya değer bir kitap.
sakin,anlamlı sözler..ilginç musikiler..biririni anımsatan besteler falan..
bir şarkısını dinleyince bütün hepsini dinlemeden olmuyor..
bir de şimdilerde eskimiş olsa da bende "defne ağacı" var ki kulaklarımın pasını atıyor..
Hataylı dinlenilesi grup.
david eddings in balgarion serisinde halkı yok edilmiş tanrı. sürekli ağlamakta ve yas tutmaktadır. sonraları halkından bir kadının yaşadığını öğrenir ve çok mutlu olur.
Ne yerler var
Ne baharlar
Hayatımda hep sonbahar
Yıllar geçti
Uzak anılar
Taşıyamam
Bir sürü yalan var
Gördüğüm her kimse
Dostluktan korktular
Bildiğim her kalpte
Yara var
Ne aşka aşık
Ne başı boşum
Gülümseyen bir yüzle
Sarhoşum.
hint şeytanıdır ama kötülüğü temsil etmez. Ölüm tanrısı olarak anılır. insanları eğlenceye, sekse, yaşamaya çağırır. çünkü yaşayan herkes sonunda ölüme kavuşacaktır.
flemenkmitolojisinde tasviri ekseriyetle kötü maiyette olsa da, kimi zaman iyi yanları vurgulanarak dillendirilir. bu anlatıların bir tanesinde: dindar bir şövalye, ormanda gezerken güzel bir kadına rastlar. kadın olduğu gibi çıplaktır ve bir ağaca bağlıdır. sırtında ise, kendini döven haydutların kırbaç izleri vardır. şövalye kadını kalesine götürür ve orada onunla evlenir. mutlu giden evlilikte; kadın fazlası ile ünlenir. hatta flemenk kralı kendi hatırına turnuvalar dahi düzenler.
günlerden bir gün; dindar dedik ya, bu şövalyenin her pazar kiliseye gitmek gibi bir adeti vardır. ancak karısı kendisi ile gelse de, hiçbir zaman vaaz ve solo şarkı kısımlarına katılmaz. şövalye de, bu duruma içerler. ve onu kolundan tutarak silkeler. "ne yapıyorsun? tanrı aşkına!" der. tam bu esnada, yüzü ve bedeni farklılaşmaya; mutasyonel bir sürece adım atmaya başlayan mara, asıl silüetine bürünür ve daha sonra ortadan kayboluverir.
bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra
başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık
balkan göçmenlerinin seslenme nidalarından biridir. "more" nin değişmiş bir şekli de diyebiliriz. karadenizlilerin "haçan" nidasıyla aynı vazifeyi görür.
örnek: "mara ne dersın sen? ne ka ayıptır bre hasan aga."
