mar adentro

entry107 galeri3
    76.
  1. filinta gibi delikanlı olan ramon'un* bir kaza sonucu felç olarak yaşamını devam ettirmesini konu alan bir başyapıttır.

    --spoiler--
    ramon'un ötenazi fikrine sıcak bakmayan ailesiyle arasında geçen çatışmaların, kendisini bu kararın hukuki boyutunu çözmeye çalışan avukatıyla aralarında oluşan sımsıkı bağ ve bir televizyon programında ramon'un verdiği röportajı izleyerek bundan etkilenen ve ramon'a aşık olan rosa'nın, mükemmel diyaloglarla ve enfes müziklerle bir filme dönüşmesini seyrederiz.
    --spoiler--

    sakin
    gittikçe daha sakin hissediyorsun
    şimdi bir ekran hayal et
    önünde açılan bir sinema ekranı
    istediğin yere kur onu
    soluk alıp verişine konsantre ol
    bedeninin rahatlamasını sağla
    huzuru hisset
    buna karışman gerekmiyor
    yalnızca, bırak gelsin ve gitsin
    gelsin ve gitsin
    şimdi
    oradasın
    ayrıntılara dikkat et
    renklere
    desenlere
    ışığa
    ısıya
    ısıyı hisset
    bırak bu dingin manzara karşında oluşuversin
    huzur duygusu sınırsız...
    0 ...
  2. 77.
  3. içimdeki deniz
    ve dipteki hafiflik
    rüyaların gerçek olduğu
    iki kişinin bir dileği gerçekleştirmek üzere, birleştiği
    senin bakışın ve benim bakışım
    sözden gayrı tekrarlanan bir yankı gibi
    daha derine
    daha derine
    kan ve kemiğin içinden, herşeyin ötesine
    ama hep uyanıyorum,
    ve hep ölmüş olmayı diliyorum,
    saçların, ağzıma dolanmışken,
    sonsuza dek öyle kalayım diye *
    1 ...
  4. 78.
  5. 79.
  6. her şeyiyle leziz filmdir. javier bardem kendisini tam anlamıyla aşmıştır bu filmde ve izleyen herkesi kendisine hayran bırakmıştır.
    biyografi sevmememe rağmen bu film benim için bambaşkadır.
    soundtrack'i en az film kadar etkileyicidir.
    0 ...
  7. 80.
  8. Alejandro Amenabar'ın yazıp yönettiği ve aynı zamanda yapımcılığını da üstlendiği, Görüntü Yönetmenliğini Javier Aguirresarobe'nin yaptığı * 2004- ispanya yapımı dram tadında 125 dakikalık serüven.

    Ramon Sampedro * adında bir denizcinin kaza geçirip 28 yıl yatağa mahkum bir hayat sürdükten sonra, ötenazi olmaya karar vermesi ve bunun için yaşadığı ülkede ötenazinin yasallaşması yönünde hukuksal bi savaş başlatmasını konu alan film, izleyiciye aynı zamanda aşk, fedakarlık, sadakat, kararlılık, laiklik ve din gibi konuları da sorgulama fırsatı sunar.

    Özellikle de aşkı sorgulayış biçimi son derece etkileyicidir. Nedir aşk? Aşık olduğun kişinin görüşlerini sorgulamadan O'na saygı duymak mı yoksa kendi doğrularını O'na empoze etmek mi?

    --spoiler--
    Ramon: Rosa, benden, senin için hayatta kalmamı istemeyeceksin, değil mi?
    Rosa: Peki bana yaşama gücü verdiğini söylersem Ramon?
    Ramon: Bir bakalım... Çocuklarını seviyor musun?
    Rosa: Elbette seviyorum.
    Ramon: Pekala, o zaman yaşama gücün var demektir. Bu sorumluluğu bana verme Rosa. Senin aşk dediğin bu mu? istemediğim halde beni burada tutmak mı? Bak... Beni gerçekten seven kişi, ölmeme yardım edecek olan kişidir. Aşk budur, Rosa.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Filmin en etkileyici sahneleri:

    * Ramon'un Julia *'ya aşkını itiraf ettiği sahne
    * Julia bayıldığında Ramon'ın çaresizce yardım çağırmaya çalıştığı sahne
    * Julia'nın gelmeyip not yolladığı gece Ramon'un sinir krizleri geçirdiği sahne *
    * Ramon'un babasının, evladının ölmeyi isteğişinden dolayı kahrolduğunu söylediği sahne
    * Ramon'un tekerlekli sandalyesinde minibuse konulup evi terkettigi sahne
    * Ramon'un Rosa *'ya aşkı tarif ettiği sahne
    * Ramon'un Gene *'ye telefonda vedalaştığı sahne
    * Rosa'nın çocuğunun Ramon'un kucağında uyuduğu sahne
    * Ramon'un son konuşması
    --spoiler--

    --spoiler--
    Rosa: Ramon. Gerçekten ölümden sonra yaşam varsa... Biliyorum, bu çok aptalca gelecek ama... Lütfen bana bir işaret gönder?
    Ramon: Bir işaret mi?
    Rosa: Herhangi bir şey. Asla ruhlardan korkmam. Hep tetikte olacağım. Bekliyor olacağım. Bunu yapar mısın?
    Ramon: Tabii. Ama, aramızda kalsın, öldükten sonra hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Tıpkı doğmadan önceki gibi. Hiçbir şey.
    Rosa: Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun Ramon? Bunu kimse bilemez.
    Ramon: Hayır, emin değilim zaten. Bu yalnızca bir his. Bu tıpkı babamın gökyüzüne bakıp "Bugün hava yağacak" demesi ve sonra da yağması gibi bir şey. Bu bir his.. Ama unutmaman gereken bir şey var. Senin rüyalarında olacağım. Geceleyin yatağına geleceğim ve sevişeceğiz. Ve rüyalarında söyleyemezsem diye, şimdiden söylüyorum: Teşekkürler Rosa, taa kalbimin
    derinliklerinden... Teşekkürler...
    --spoiler--

    --spoiler--
    Ramon'dan inciler:

    *** Biçimsiz ve bozulmuş bir bedenin bekçisi olan bir insan için, yani benim için, saygınlık nedir? Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum.

    *** Pekala, bir bakalım. Ölmek istiyorum, çünkü hayat benim için Şu haliyle Pek de yaşamaya değer değil. Böyle bir hayatın yaşamaya değer olmadığını söylemek, diğer felçlileri gücendirecekse de, bunu anlarım. Ama kimseyi yargılamam. Ben kimim ki o yaşamak isteyen insanları yargılayayım? Dolayısıyla, beni ve ölmem için bana yardım edecek olan kişiyi de yargılamamanızı istiyorum. Tekerlekli sandalyeyi kabul etmek, özgürlüğümün kırıntılarını kabul etmeye benzeyecektir.

    *** Bakın, şurada oturuyorsunuz, 2 metreden yakınımda... 2 metre dediğiniz nedir ki? Bir insan için hiç de önemli sayılamayacak bir mesafe. Pekala, benim içinse, size ulaşmak ve dokunabilmek için gerekli olan o iki metre, olanaksız bir seyahat... Bir hayal... Bir rüya... işte bu yüzden ölmek istiyorum.

    *** * Kaçıp gidemiyorsan ve kesin bir biçimde başkalarına bağımlıysan, gülerek ağlamayı öğreniyorsun..
    --spoiler--

    Özetle: izleyin, izletin, izlemeyen olursa da dövün efenim, benden size izin! *
    4 ...
  9. 81.
  10. Bu güzel filme bir de şiir yazılmıştır. *
    --spoiler--
    Taze bir gülümseme boyundan yukarı
    Sürüklüyor kayalardan aşağı
    Hesaplanamayan med cezir
    Ve içimdeki sen
    Felçli mavi şiir...
    --spoiler--
    1 ...
  11. 82.
  12. içimdeki deniz
    ve dipteki hafiflik
    rüyaların gerçek olduğu
    iki kişinin bir dileği gerçekleştirmek üzere, birleştiği
    senin bakışın ve benim bakışım
    sözden gayrı tekrarlanan bir yankı gibi
    daha derine..
    daha derine..
    kan ve kemiğin içinden, herşeyin ötesine..
    ama hep uyanıyorum,
    ve hep ölmüş olmayı diliyorum,
    saçların, ağzıma dolanmışken,
    sonsuza dek öyle kalayım diye..
    0 ...
  13. 83.
  14. son zamanlarda izlediğim en muhteşem film. izlenmemiş olması insana çok şey kaybettirir zannımca. filmin bütün repliklerini ezberlemek istiyor insan. gece izlenmeye başlayıp insanı sabaha kadar düşünceden uyutmaması da cabası. evet sadece iki saat uyumuş biri olarak zerre uykum yok bu film insanın bazı şeyleri sorgulamasını sağlıyor. julio nun merdivenden düşüp bayıldığı ve ramonun çaresizce yardım çığlıkları attığı o sahne, ramon un sinir krizi geçirdiği o gece, evden ayrılırken yaptığı ufak veda insanın boğazına bir yumru gibi oturuyor. ölmeden izlenmesi gereken filmdir kendisi vesselam.
    1 ...
  15. 84.
  16. oscar ödülü dahil bütün ödülleri silip süpürmüş mutlaka ve mutlaka seyredilmesi gereken bir filmdir.
    1 ...
  17. 85.
  18. 26 yıldır boyundan aşağısı tutmayan ramon'un hayatını sonlandırmak istemesini konu alan film.

    filmde yürek burkan bir çok replik vardır.

    -neden bu kadar çok gülümsüyorsun ramon?
    ^^eğer kaçamıyorsan ve tamamen başkalarına bağımlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun.

    -sıgara içiyor musun ramon?
    ^^arada bir. belki beni öldürür diye.

    halimize şükrettiren film.

    not: göz yaşlarının pıtır pıtır aktığı filmlerden bir tanesi. ötenaziyi o kadar yalın anlatabilinmiş olması (yani duygu sömürüsü yapılmadan ) izleyiciler açısından çok büyük fırsat. izleyin... gebertirim izleyin!
    2 ...
  19. 86.
  20. benim gibi duygusuzu bile duygulandıran şaheser.
    1 ...
  21. 87.
  22. ne kadar konuşulsa azdır, izlenmesi şarttır.
    1 ...
  23. 88.
  24. inanılmaz güzel müzikleri olan bir ispanyol filmi. anlatılan hikaye gerçektir, boynundan aşşağısı tutmayan bir adamın ötenazi edilmeyi dilemesini konu alır. inanılmaz güzel replikleri vardır, insanı düşünmeye ve irdelemeye iter. izleyip de duygulanmayacak insan, insan değil dalek'tir.

    + neden ölmek istiyorsun?

    - çünkü bu şekilde yaşamak bence onursuzca. diğer tetrapleji hastaları bana kızabilir, onursuz bir yaşam dememe alınabilirler, ama ben kimseyi yargılamıyorum. Ben kimim ki, yaşama hakkına sahip olmak isteyenleri yargılayım? bence yaşam bir haktır. kullanırsın, ya da kullanmazsın. öyleyse ölmeyi seçtiğim için insanlar neden dehşete düşüyorlar? sanki bulaşıcıymış gibi.

    + bu durum mahkemeye giderse neden tüm alternatifleri denemediğini sorcaklar. tekerlekli sandalyeyi neden reddediyorsun?

    - onu kabullenmek, kaybettiğim özgürlüğümün kırıntılarını kabullenmek olurdu. şunu düşün: orada, 3 adım uzakta oturuyorsun. 3 adım nedir ki? herkes için anlamsız bir uzaklık. ama benim için o 3 adım, sana uzanmamı, dokunmamı engelleyen imkansız bir yolculuk. bir fantezi. işte bu yüzden ölmek istiyorum.
    0 ...
  25. 89.
  26. alejandro amenabar 'ın 2004 yapımı, o sene bir diğer favori der untergang'ın önünde yabancı dilde en iyi film oscar 'ını kazanmış filmi.

    etkisinden bir süre kurtulunamayan filmlerden, amour'la yakın zamanlarda izlendiğinde etkisi daha da artıyor yalnız. o yüzden dikkat. araya en az 2 ay koyun.

    javier bardem'in hayvani yeteneğiyle ilgili söylencek pek bir şey yok, adam nimet. fakat kendisine yalvarıyorum şu sikindirik romantik filmlerden uzak dursun. bu adamı vıcık vıcık aşk filmlerinde oynatmak, mozart'a düğünlerde klavye çaldırmak gibi birşey. vicky cristina barcelona filmi bile bu adam için ziyandır. kim bilir çekimler sırasında hayatından kaç hafta gitti amk. eat pray love falan nedir, allah kahretmesin seni ya. daha neler var. sırf ziyan etmişler. neyse, ilerisi için umutluyuz.

    son olarak filmin yönetmeni alejandro amenabar'a ve mükemmel performansı yüzünden javier bardem'e kısa ve öz filmle ilgili tek bir şey söylemek istiyorum:

    ağlattınız piçler.
    3 ...
  27. 90.
  28. beklenildiği kadar ağlatmayan bir filmdir. hatta hiç ağlatmadı beni ama yine de yalnız izlemeyin fazla hüzünlü olmasa da.
    0 ...
  29. 91.
  30. ispanyol filmidir. fransız diyenler var arkadaş.
    0 ...
  31. 92.
  32. yaklaşık 7 senedir orijinal dvd'sine sahip olmama rağmen bir türlü izleyemediğim, izlemediğim film. halbuki defalarca elime aldım, çevirdim çevirdim; üzerindeki yazıları okudum, gerçek bir hikayeden alıntılanmış olması ilgimi çekti, javier bardem de iyi oynamıştır tabi dedim, ama bir türlü izleyemedim. bilgisayarın dvd sürücüsü de bozuk zaten.
    1 ...
  33. 93.
  34. tek anladığım şey ölmek istediğin zaman ölemeyeceksen, hayat zaten seni öldürecektir.
    0 ...
  35. 94.
  36. izlemeyen varsa direk ölsün. bu film değil filmden öte yani.bu başka bişey. insanın içinin dışarı çıkması gibi bişey. tarifi yok.
    2 ...
  37. 95.
  38. javier bardem'in insanüstü bir oyunculuk sergilediği, 2004 yapımı olan ve kaza sonucu boynu kırılan ramon sampedro'nun mantıklı ötenazi isteğini anlatan muazzam film. ayrıca bu muhteşem film 77. oscar ödüllerinde en iyi yabancı film oscar'ını hakederek almıştır.

    filmde ramon'u görünce ötenazinin niçin gerekli olduğunu ve insanların yaşama hakkına sahip olduğu gibi ölme hakkına da sahip olması gerektiğini anlıyor insan.

    --spoiler--

    filmde hayatını 25 yaşına kadar dünyayı dolaşarak geçirmiş karizmatik, hayat dolu bir denizcinin hayatının 28 yılını boyundan aşağısı felçli bir şekilde geçirmesinin dramı çok güzel aktarılıyor.

    "Biçimsiz ve bozulmuş bir bedenin bekçisi olan bir insan için, yani benim için, saygınlık nedir? Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum." ramon sampedro

    --spoiler--
    2 ...
  39. 96.
  40. mutsuzluğu, ölümü en iyi anlatan film.
    0 ...
  41. 97.
  42. Muhteşem filmdir. Adama neden yaşadığını sorgulatir. Sahiden içinde bulunduğumuz dünya, eğer sonunda öleceksek yaşamaya değer bir yer midir?
    0 ...
  43. 98.
  44. Hayatımda izlediğim en anlamlı, en çok bir amaca hizmet eden film. Günümüz sinemasında filmler izlensin para kazansın diye yapılırken sanki bu sadece sanat eseri oluşsun dercesine yapılmış bir film. 10 üzerinden 10 verdiğim 5 filmden 1 tanesi.
    0 ...
  45. 99.
  46. Nasıl ki, ay ışığının notalara dökülmesi Moonlight Sonata ise, hüzün kelimesinin beyaz perdeye aktarılması da Mar Adentro'dur.

    Gelecek planları olabilecek genç bir insan. Tıpkı sen gibi. Günün birinde arkadaşlarını alır yanına, denize gider. Tıpkı gitmiş veya gitmek istemiş sen gibi. Hazin bir kaza geçirir. Tıpkı senin geçirdiğin veya geçirebileceğin gibi. Yatağa mahkûm bir hayata merhaba der. Tıpkı sen veya senin de olabileceğin gibi. Bu makûs ıstırabına nokta koymak ister çünkü hayat seçimdir. Her ne kadar yaşamak bir seçimse, ölmek de bir seçimdir. Nedeni basit: yapmak isteyipte yapamamak, ruha o kadar ağır gelir ki, beden bu kefaleti ödeyemez.

    Mar Adentro genç bir adamın hüzün dolu şarkısının beyaz perdeye yansıtılmasıdır. Yansıtılan perdedeki gözüken biçemler, tıpkı bizim yaşadığımız veyahut yaşayabileceğimiz kederin yalnızca 125 dakikalık kısa bir özetidir.
    1 ...
  47. 100.
© 2025 uludağ sözlük