maocu bozkurt

entry7 galeri0
    1.
  1. a$ırı ulusalcı devrim meraklılarına takılan lakap. devrimin özünü kavrayamamı$ ki$ilerden olu$urlar genelde.
    (bkz: i$çi partisi)
    (bkz: doğu perinçek)
    5 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. 5.
  6. SBKP YANLISI GRUPLARIN, ÇKP YANLISI GRUPLARA TAKTIĞI iSiM.
    1 ...
  7. 6.
  8. 7.
  9. Perinçek'in macerasında, Hüseyin Ergün'ün üzerinde
    durduğu, "Türk solunun bin parçaya ayrılmasının"
    özel bir yeri var. 1969'da meydana gelen "Kanlı Pazar"
    olayında, Taksim meydanına "Ne ABD ne Rusya,
    bağımsız demokratik Türkiye" pankartı ile giren
    topluluk ilk etapta, acaba yeni bir milliyetçi hareket
    mi doğuyor sorusunu sordurmuştu. Ne var ki, bu
    grup Aydınlıkçılardı. Yöneldikleri merkez Pekin, ilham
    aldıkları kişi Çin'in Komünist lideri Mao Zedung olan
    bu yeni Maocu hareketin lideri Perinçek'ti. Perinçek
    ve arkadaşları o günden itibaren artık "Maocular"
    olarak anıldı. Maocular, sahneye çıktıkları günden
    itibaren Türk solunda adeta bir çıbanbaşı oldu.
    1970'lerin gençlik liderlerinden Mahir Çayan'ın
    Perinçek için söylediği, "Kişiliklerinde devrim
    yapamayanlar, devrimci olamazlar." cümlesi, Türk
    solunun Perinçek'e bakışını en iyi yansıtan
    değerlendirme. Çayan, bu sözü 1969'daki Dev-Genç
    kongresinde Perinçek'in yüzüne karşı söyledi.
    Sadece Çayan ve arkadaşları değil, Deniz Gezmiş de
    dahil dönemin neredeyse tüm devrimci grupları, ele
    geçirdiği Dev-Genç'i cuntacıların oluşturduğu Dev-
    Güç'ün emrine veren Perinçek'i "işbirlikçi" ve "sahte
    devrimci" olmakla suçladı. Mihri Belli, Perinçek grubu
    için "Bunlar kampüs Maocusu" derken; Hikmet
    Kıvılcımlı Aydınlıkçıların faaliyetlerini "Mao
    kalpazanlığı, CIA sosyalizmi" olarak nitelendiriyordu.
    Perinçek ve arkadaşları için o yıllarda en ilginç
    yakıştırmayı Moskovacılar yaptı ve onlara "Maocu
    Bozkurtlar" adını taktı. Nitekim Perinçek kısa sürede
    Dev-Genç'in başından uzaklaştırıldı.
    Böyle başlayan ve 1990'lara kadar süren
    Aydınlıkçılarla Devrimci Sol gibi öteki sol gruplar
    arasındaki çatışmalarda, çeşitli ölüm olayları da
    meydana geldi. Yine böyle bir çatışmanın ardından
    Halkın Kurtuluşu grubu Perinçek için "Halka ve
    devrime ihanet eden revizyonist şef", Aydınlıkçılar
    için "Aydınlık çetesi" nitelemesini yaptı. Perinçek'in
    sol ve devrimci hareketlerdeki parçalanmalarda nasıl
    kilit bir rol aldığını, 1990'a kadar 30 yıl boyunca
    Aydınlık hareketi içinde yer alan Gün Zileli'nin şu
    sözlerinde görmek mümkün: "Bölünme kaçınılmaz
    değildi; eğer hiziplerin başındaki liderler, en başta
    Doğu Perinçek bölünmeyi istemeseydi. Perinçek, o
    zamanki liderlerin içinde kendisinin bir misyon için
    dünyaya geldiğine en fazla inanan kişiydi. Doğu,
    bölünmeyle ortaya çıkan bir hareketin tek ve
    değişmez lideri olmayı çok öncelerden kafasına
    koymamış ve buna uygun bir strateji izlememiş,
    iradesini samimiyetle devrimcilerin bölünmemesi
    yönünde kullanmış olsaydı bölünme önlenebilirdi."
    Perinçek'in Türk solunu bölme ve provoke etme
    misyonunu yansıtan en ilginç olaylardan biri, 1969'da
    Ankara'da yapılan 19 Mayıs mitingi sırasında zamanın
    Ankara Emniyet Müdürü Nazmi iyibil'in, kesin
    uyarılarına rağmen Kızılay meydanına girmeye
    teşebbüs ederek polisle çatışmasıydı. Gün Zileli, bu
    olayı "Doğu, bu kör parmağım gözüne eylemini
    neden örgütlemişti? Bugün baktığım zaman bunun
    bir sebebi, asker, sivil aydın zümrenin
    hareketlenmesinin yarattığı cunta beklentilerinin bu
    tür eylemler ve çatışmalar yoluyla daha da
    yoğunlaştırılması isteği olabilir." sözleriyle
    yorumluyor.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük