--spoiler--
Devleti ele geçiren cuntanın şu 'resmî' yalan ve iftirasına bakınız, DP iktidarının sayısız genci katlettiği yolunda: '... Cinayetleri yapanların, cesetleri yok etmek için canavarca tedbirlere başvurduğu anlaşılmaktadır... Şehitler gizli yerlere gömüldü, kuyulara atıldı, buzdolabına konuldu. Bir kısmı hayvan yemi yapılan makinelerde toz haline getirildi.' (3 Haziran, MBK bildirisi)
Bu da MBK üyesi irfan Solmazer'in yalanı: 'Ben 11 gencin öldürüldüğünü gördüm... ikisinin cesedini bulduk. Diğerlerini çeşitli yerlere gömüp üzerlerinden yol geçirmişler'.
Operasyonun en önemli ayağı üniversitedir. Darbenin bir numaralı fetvacısı Prof. S. Sami Onar'ın 28 Mayıs'taki demeci; 'Çok şehidimiz var. Bunları kıyma makinesinde doğradılar. Mezarlarını bulamıyoruz. Bulabildiklerimizi mezara, bulamadıklarımızı kalbimize gömeceğiz'.
Tabii gazeteler de katılır bu iftira ve yalan kampanyasına; Cumhuriyet (29 Mayıs), 'Öldürülen öğrencilerin mezarları tespit ediliyor'. Dünya (31 Mayıs), 'DP düşmeseydi dün katliama girişecekti'. Cumhuriyet (2 Haziran), 'Buzhane ve çukurlarda cesetler bulundu'.
--spoiler--
ihsan dağı dan alıntıdır.
sonuca gelince manşetleri kullanarak yalan ve iftiranın rüzgarı ile milletin kafasına balyoz indirenler gitmeye mahkumdur. netekim gitmişlerdir de. oldukları yerde ne kadar kudursalar da nafile artık. yine aynı manşetler yine benzer şeyler yapmaya çalışabilirler. tehlike paranoyası yayabilir, uyduruk haberler yapabilir alçakları tanıyalım diyenler. ama millet artık çok daha güçlü, türkiye artık çok daha demokratik. bu gerici zihniyet yok olmaya mahkumdur. ruhunu şeytana bir kere satmış kalemler, fırsat bulduklarında yine aynı naneyi yemekten çekinmeyeceklerini gösteriyolar şu günlerde.
