yapanların the office'in formatını aldıkları ancak o formatı başarılı kılan mizah anlayışına sahip olmadıkları için sıçtıkları dizidir.
bir de en az 6 ayrı ülkede yıllardır başarıyla kullanılan ancak kendilerinin içine ettikleri formatın ilk defa denenmiş bir şey gibi tanıtılması yok mudur, beni benden alır.
ayrıyeten, bu kadar uzun yayın süresiyle sıçmaya mahkum olan dizidir.
2. bölümü bu akşam yayınlanacak mizahi cart curt. okuduğuma göre kimse beğenmiyor. ancak şöyle bir şey var tek ben mi beğeniyorum acaba ? özellikle security (cem sultan) tam manyak.
kurtlar vadisi pusu reklama girerken veya yayına girerken her atiker reklamı öncesi ve sonrası illaki fragmanı dönen ve kendinden o anda tiksindirmiş olan saçmalık.
fox'ta anında görüntü show,kanal d'de mutfak gibi değişik tarzda oyunculuk programları çıkınca,bu tarz progmların stüdyodan çıkıp sokaklara karışsın diye kendilerince tarz yaptıklarını sanan,bi bu yoktu türkiye de bu da olsun diye olan saçma sapan antipatik bir program işte..
ikinci bölümünün karşısına "bir şans daha verelim" diyerek oturduğum ama an itibariyle ilk reklam arasını fırsat bilerek başından ayrıldığım dizidir.
ya kardeşim, tekrar dağlara taşlara haykırmak istiyorum: "ricky gervais ve stephen merchant tarafından icat edilip, the office gibi bir başyapıtın ortaya çıkmasına vesile olan bu kadar mükemmel bir formatın içine ancak bu kadar sıçılır."
bir kere yönetmen daha önceden bu türün örneklerini izlememiş, apaçık ortada. ama senarist olacak arkadaşlar da mı izlememiş? ulan madem almanya'dasınız, açın stromberg'i izleyin iki bölüm de öğrenin bu işi. hadi izlememişler. bu kadar bayık bir senaryo yazılabilir mi mınakoyim?
oyunculuk, başroldeki izzet karakteri haricinde rezalet. yerlerde sürünüyor. o amca da elinden geleni yapıyor ama belli ki ona da işin aslı anlatılmamış. bilinmez şekilde bir yapmacıklık kokuyor bu dizi.
yaz ekranına girdiğimiz için ekran kalitesiz yapımlarla doluyor yavaş yavaş. o yüzden tez zamanda yayından falan kalkacağını sanmıyorum. ne kadar ilginç değil mi? halbuki the office de ilk defa 9 temmuz 2001 akşamı bbc ekranlarına gelmişti. televizyonculuk anlayışımızdaki kalitesizlik ortada değil mi?
türk izleyicisi önüne her koyulanı izledikçe, bu böyle gider. benden söylemesi. ben otorite falan mıyım? hayır. sadece çok fazla yabancı dizi izleyen ve "ne zaman biz de yapabileceğiz böyle dizileri?" diye soran bir bünyeyim.
reklamı çıktığında bile mide bulandıran hemen kanalı değiştirme isteği duyduğum saçma sapan program.oynayan oyuncuların aileleri bile izlemeye dayanamazlar herhalde.
başarısız oluşu sürpriz olmayan programdır. uydudan avrupa' ya yayın yapan kanallarımızda dönen reklamları görünce örn. namlı peynir, sucuk vb. bu programda benzer seviyededir.
bu programı tvde görmesem, bir arkadaşım bana özelliklerini anlatsa kesinlikle bakmayabilirdim, ama tvde gördüm ve çok severek izliyorum şu an.diğerlerinden biraz farklı ayrıca Almanya'daki Türkleri anlatması da konunun farklı olduğunu gösteriyor, ama çok güzel bir dizi.
ismail yk ve benzerlerini anlayabilmemiz için avrupa birliği komisyonu ile show tv arasında imzalanan ortak proje çerçevesinde yayınlanan program.
ilerleyen günlerde biyoloji ve tıp literatürünü kullanarak, dna ve genetik problemler üzerine gurbetçilik felsefesini oturtarak varsayımlarda bulunacaklarmış.
ailecek izlemiyoruz. çünkü ailemizin son ferdini esra erol ile desti izdivac'a gönderdik.