çocukken gıcık olduğum sarı saçları vardı bunun. bir nevi mihribandı. sanırım barbie bebekler ile pompalanan sarışınlık olgusu, ailenin büyük kısmının sarışın olup benim kumral olmam ve ailenin bu durumu bana seni yoldan bulduk diye açıklamaları yüzünden içten içe yaşadığım kıskançlık hissi ile dizinin popüler olduğu yıllarda, 92 yılına tekabül ediyor, gazetenin vermiş olduğu dev posterini, elime geçer geçmez makasla parça pinçik etmiştim bu kadının. allahın cezası isabel ve manuela kardeşler!
zamanında yayaınlanmış ve şu an yayınlansa bıkmadan usanmadan tekrar tekrar izleyebileceğim bir dizi...ikinci kez yayınlandığında sanırım 98 falan dı o zamanlar ben çocuktum....tam hatırlayamıyorum..ama hiç kaçırmadan izlerdik...şimdi de aynı şekilde...zira fernando,rudi,izebel ve manuela bu dörtlüyü unutmak mümkün değil...
Manuela dizisinin Türkçe versiyou yapılsa ne kadar güzel olurdu.burdan senaristlere duyrulur.mesala El Clone aşkın peşinde o da yapılmış en iyi diziydi düşünsenize Türk-Arap işbirliği ile bu dizinin Türkçe versiyonu yapılssa muhteşem olurdu.
çocukken izlediğim ilk dizi. Nedense iyi olan Manuela'yı sevmez, kötü olan isabel'in kocasıyla olmasını isterdim. Aynı kişi olmalarına rağmen Manuela'yı beğenmez, isabel'e ise hayran kalırdım.
Evde salonun ortasına asılan isabel'in resmi beni büyülerdi.
julio iglesias in sarkisi diziden daha etkileyiciydi. altin sacli manuela sap gibi herife gönül vermisti bu dizide. birde manuelanin yüzü yandiginda onu kocakari ilaclariyla tedavi eden pis bir bunak kari vardi. cöplükten cikmisa benziyordu adeta.
bir zamanların arjantin yapımı pembe dizisi. julio iglesias'ın sesinden dizi müziğini dinlendiğinde çocukluguna, dizilerdeki yakışıklı adamlara aşık oldugun o dönemlere geçebiliyor insan. manuela'nın sarı saçları, geçtiği yollar, trafik lambaları bile aslında unuttugunu düşündüğün ayrıntıları hatırlatmaya yetiyor. aynı dönemlerde yayınlanan yıldıza ulaşmak dizisindeki eduardo capetillo nun ayarındaki adam ve grecia colmenares hala aynılar.
bernarda'nın pis gülüşüyle aklımda yer ettiği dizidir. çoluk çocuk bütün ev ahalisi bu diziyi izlerdi. bir de salonun orta yerindeki isabella tablosu unutulmamıştır hiç.
küçüklüğümüzün unutulmayan dizilerindendi. fernando diye bir herif vardı bir de bu dizide. hem manuela'yı hem de isabel'i idare ediyordu. ne günlerdi be!
(bkz: çocukluğunu özlemek)
trt de zamaninda deliler gibi kacirilmayan pembe dizilerin basinda gelirdi. konusu sacma sapan olmasina ragmen muhtesem müziginin sayesinde izlettirirdi bu dizi kendini. erkek basrol oyuncusunun ismi jorge martinez di. manuela ise aklimda manuela olarak kaldi.
trt 3'te yayınlanan bir pembe diziydi. o dönem kızları haset denen duyguyla manuela sayesinde tanıştı. sarı, dümdüz, gür saçları vardı ve her kız şöyle bir iç geçirirdi.