günlük hayatta soru seçmek, normal bir zekaya sahip insanların sormaması gereken soruları yönelten insanlara katiyen yanıt vermemek, işitmezden gelmek, bu yolla saçma, anlamsız sorulara, mevzulara muhatap olma olasılığını azaltmaya çalışmak, tavır.
hamlık göstergesidir. pişmemiş insana özgü kibirdir. ben bununla muhatap olcak adam değilim tribine girmektir. aslında muhatap olunmak istenmeyen soru değil soru sahibidir.
oysaki önemli olan cevap vermek vermemek değil insan olmaktır.
yeni dünyanın zengin fakir, büyük adam küçük adam gettolaşmasının ilk adımını atlamaktır.
iyi ama boş bir soruyu cevaplamak neden doğru olsun? bir batılı için zaman kaybı olan bir insanla neden muhatap olayım? çünkü önemli olan sadece sorunun sahibinin ne olduğu değildir. alacağınız tavır aynı zamanda sizin ne olduğunuzu da tanımlayacaktır.
uzun uzun cevaplayın demiyorum ama muhatabın* var olduğuna dair minimum saygıyı gösterin diyorum.
hiçbir dağ* ağaçlara taşlara tavır alma gereği duymaz.
çoğu zaman iş arkadaşlarımdan aldığım sorulardır. cevaplarını bildikleri halde sormayı hiç ihmal etmezler. adamıda sinir ederler.
aracı bir firmada çalışmakta olup, para geldiğinde müşterinin malını göndermekle yükümlüyüz ekmek paramızı bundan çıkarmaktayız efendim.
sevgili planlama elemanımız bize müşterilerin paralarının yattığına dair raporları verdikten sonra söyle bir dialog geçer aramızda;
e- xx hanım almanya'daki müşteri parayı hesabımıza yatırmış.
b- süper.
e- peki malı gönderecek miyiz?
b- önümdeki işlerele ilgilenip ısrarla bu saçma soruya cevap vermiyorum.
e- gönderecek miyiz?
b- /%½=?!
yani be gerizekalı, adam parayı göndermiş biz neden malı göndermeyelim? ne zaman para yattı da biz malı göndermedik? demek geliyo insanın içinden ama diyemiyorsunuz tabiki.