aşk içinde 100 gram mantık barındırmıyor...
kanıtı:
hayatımın adamı olarak nitelendirdiğim, benım bugüne dek yaşadığım en büyük aşk ve yüreğimden sevgisi zerre kadar azalmamış olan insan belden aşağısı sakat ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir erkekti...üstelik sonradan değil.. doğuştan gelen bir özür... eğer mantık biraz aşka müdahele etse; hayatı boyunca erkekliğini hissetmemiş ve hissettirememiş bir kişiye aşık olup ona ömrümü adayabılır mıydım? aşk başka...bambaşka bişey... sadece bir saat birlikte olacağız diye kilometrelerce yol gitmeme sebep...
ben ona adamıştım ömrümü o ise ölüme...
o kadar büyük bir aşk ki ağlayamıyorum bile artık... ağlamak az gelir onun yüreğime akıttığı sevgiye..
hala mantıklı bir aşk evliliğinden bahsedenler aşkın içinde, neresinde mantık ararlar bilmiyorum... iki yüreği birleştirmek karşınızdakini olduğunca kabul etmek demek...
iki yüreği birleştirmek ona baktığınızda koca bir "aşk" görmek demek... eksikliği görüp şikayet etmek değil, sizde olanı ona verip bir bütün oluşturmak demek...