Yunan filozofları özellikle Aristoteles, kendini yanılgılardan korumak için, düşüncenin her durum ve koşul altında izlemek zorunda olduğu birtakım evrensel kurallar koymuşlar. Bu kurallar birliğine mantık adı verildi.
insanı mantıklı kılan, insana gelişigüzel herhangi bir şeyin yapılamayacağını öğreten doğadır!
Formel mantık denen geleneksel mantığın üç belli başlı kuralı şunlardır ;
Filozof ve ya kavram, kuram karmaşası olmadan da anlatilabilecek hededir.
Orn;
Sevgi, Aşk ya da ilişki sırasında, Kalp ile sürekli savaşandır.
Kim yener?
Aptalların kalbi, zeki olanların mantığı..
mantığın kaynağına hangi perspektiften bakmalıyız? insan zihninin mantıkla ilişkisi nedir? teknoloji ve modern toplum öncesi milletlerde mantıksal gelişim ne düzeydeydi? bu soruları ele alan güzel bir blog yazısı:
ilkel toplumlarda mantık anlayışı ve mantığın insan zihniyle ilişkisi: http://necdetersozfelsefe...plumlarda-mantk-ve_9.html
tanım: doğru düşünmeye ve doğru çıkarımlar yapmaya yarayan bir form, bilim. doğru düşünceye kalıp olan araç. mantığı eleştirmek için dahi mantığı kullanan rasyonel beyinlerin bir düşünce kafesi. orijini üzerinde asırlarca a priori ve a posteriori tartışmaları yapılmış nice konudan yalnızca biri.
Çelişen yada benzeşen iki kavram arasında tercih yapmak zorunda kaldığında, alman gereken kararları rasyonel çıkarımlar ile belirleyen hassas akıl terazisidir.
Mantığın düşünmenin yasalarını içeren bir bilim olduğu yanılgısı platon'dan bu yana sürmekte. Fakat buna daha yakından bakalım. Düşünme yasalar ile sınırlabilir ya da onlarla belirlenebilir mi? Biz, istemsizce daldığımız bir hayalde ya da öylesine bir şey düşünürken bir yasaya tâbi miyiz? Hiç de değil.
Mantık... Episteme logike...
Mantık, bizim düşüncelerimizin değil ifadelerimizin disiplinidir. Düşünceler tezahür etmedikçe, içte herhangi bir ifade edilmeyi umursamazlar. Onlar daha dile gelmeyecek şeyleri de barındırırlar da yalnızca dile gelenleri ile görünürler.
Düşünce, dile geldiği kadar değildir. ilk dönem Wittgenstein'ın söylediği dil sınırları, ifadenin sınırlarıdır. Çünkü varlık gibi bir düşünce hiçbir koşulda dile gelmezken nasıl olur da düşünülebilir? O halde her dile gelen düşünülmüş ama her düşünülen dile gelemezdir.
Mantık bu koşulda dile gelmeyecek bir düşüncenin disiplini olamaz. Mantık düşüncenin ifadesinin disiplinidir. Zaten Episteme logike kelimesinde "logike" legein yani "söylemek"ten türer.
Bir insanın karar verme mekanizmasını etkileyen iki kavramdan en güçlü ve en doğru olanı...
Ötekisi ise duygu. An odaklıdır. Sonrasını düşünmez...
kimsenin başına gelmemesini dilediğim bir örnekle açıklamak isterim;
Bir çocuğunuz olacak. Ama ters giden bir şeyler var. Doktor bebeğin elleri ve ayaklarının gelişmediğini söylüyor. Yani kolsuz ve bacaksız olarak dünyaya gelecek. Yani doğduktan sonra kaç sene yaşar bilinmez ama uzun süre yaşarsa bile hayatı boyunca sürünecek. Başkasının yardımı olmadan su bile içemeyecek. Tuvalete bile gidemeyecek. Diğer çocuklar koşup oynarken o içten içe ölecek...
Şimdi siz Çocuğu aldırır mıydınız? Yoksa dünyaya gelmesine izin mi verirdiniz?
Mantık o çocuğu aldırmayı emreder. Aptal mısın? Sen belki o çocuğa ömür boyu bakarsın. Tüm zorluğunu çekersin. 40 yaşınada gelse altını temizler yemeğini yedirirsin. Sen iyi bir insansın. Vefalısın. Cennetliksin. Buna şüphe yok. Allah senden razı olsun. Ama yinede sana emrediyorum. Bu çocuğu aldıracaksın. Dünyaya getirmeyeceksin. Mantık bunları emreder. Çünkü o çocuğun hayatı boyunca sürünmesini istemez mantık. Bir hayvan gibi bakıma muhtaç yaşamasını istemez. Doğduğunda evet her bebek gibi olacak. Zaten elleri ve kolları bir işe yaramayacak. Güzel güzel besleyeceksin büyüteceksin. Ya sonrası? Sonrası çocuğa ömür boyu zindan hayatı...
Duygu tam tersidir. Asla ve asla aldırmayacaksın o çocuğu. Katil misin sen? Nasıl kıyıyorsun daha doğmamış bir cana? O daha minicik. Bakacaksın besleyeceksin büyüteceksin onu. O senin çocuğun. Bu kadar vicsansız olma. O senin canından bir parça der sana duyguların. Ve dünyaya getirmeni ister o çocuğu.
Oysa duyguların bilmediği bir şey vardır. Mantık kendisinden daha vicdanlıdır. Amacı o çocuğu öldürmek değil aksine kurtarmaktır. Duygu Hem çocuğa, hem ailesine ömür boyu eziyet çektirecektir o çocuğu dünyaya getirerek.
Kısacası mantık düşünce yöntemiyle doğruyu bulma sanatıdır. Mantığa hangi perspektiften bakarsanız bakın, o anda size üzücü bir karar aldırsa bile sonuç olarak doğru yolu göstermiştir. Bu kural hiçbir zaman değişmez.
Tek şart size mantıklı gelen şeyin gerçekten mantıklı olmasıdır. O yüzden mantığınızın işleyişinin ve karar verme mekanizmanızın doğru çalışması gerek. Yoksa size o an mantıklı gelen şey size hayatınızın hatasını yaptırabilir.
Mantığa her zaman güvenin. Ama kendi mantığınızı her zaman sorgulayın ve geliştirin.
Duygu hayatınızın her an her yerinde olabilir. Olmalıdır da zaten. Ama olması gereken, rasyonel olan önemli kararlar aşamasında ona kulak asmak yerine mantığın sesini dinlemektir..
Mantığınızı dinlemek sizi duygusuz bir insan yapmaz. Zaten Duygusuz bir insan olsaydınız mantıkla duygu arasında seçim yapamazdınız. O yüzden hayatınızın her anında herhangi bir karar verme aşamasında duygularınızı rahatça geri plana itebilirsiniz. Sadece bir karar aşamasında duygularınızı dinlememiş olmanız onları hiçbir zaman köreltmeyecektir. Aksine o aşamalarda işe yaramayan duygularınızı başka aşamalarda daha yoğun ve güzel yaşayacaksınız.