şimdi ben her olaya mantığımla karar veriyorum. birgün gerçekten mantığımla karar vermem gereken bir durum oluyor ve o zaman duygularım devreye giriyor.
Duygu mu mantık mı diye bir soru var. Duygu ve mantığı birlikte kullanmayı düşünmemiş mi insanoğlu? Mutlaka düşünen olmuştur. Bir boksör, bir futbolcu yada bir israil askeri "ne için lan bütün bunlar" diye sorduğu zaman işinde verimsizleşir. Hatta psikoloji bilimi askerlerin ordudan firar etmesini engellemek amacıyla ilk kez kullanılmış. Sonra da sanayide işçiler mevcut durumu nasıl daha kolay ve daha ucuz kabullenir sorularından yola çıkarak kullanmışlar. Ancak iyi insan öyle mi? Ne için sorusundan hep daha kamçılayıcı cevaplarla çıkar. Şimdi duygu mu mantık mı? Ben bir tabak mantık sote, bir de ortaya yarım porsiyon duygu pilaki alayım. Hehe.
bir konuda duygu ağır bastığı zaman mantığı devreye sokmak lazım. ikisinin birbirini onaylaması gerekebilir bazı durumlarda. bazı durumlarda ise, mesela hakimsiniz ve en iyi arkadaşınızın davası size düştü. arkadaşınız cinayet işledi. mantığınızla ancak adaleti sağlayabilirsiniz.
mantığın ağır bastığı bir durumda ise duyguları devreye sokmak gerekiyor. "ben bunu istiyor muyum?" sorusu. mesela güzel bir hatun kişisiniz. bir hayli sağlam vücutlu, aynı zamanda da zengin biri size talip oldu. ancak kişilik olarak sorunları var. veya iyi kişi diyelim. hayatınızı kurtarma isteğiyle yanıp tutuşuyorsunuz. ancak bu adamı cazip kılan iki şey var, biri vücut biri para. seçiminizi mantığa göre mi yaparsınız? duygularınız ne der bu duruma?
Kişinin karakterine göre değişen denge.
Misal ben genellikle duygusu ağır basan bir insan oldum hayatım boyunca. Iyi mi oldu? Tartışılır.
Ancak benim için de hayatımın belirli dönemlerinde belirli insanlar ve spesifik olaylar için mantık ve duygu dengesinde mantigin kazandığı olmuştur.
bizi insan yapan şey arada sırada mantıksız davranmamızdır. bu yüzden ütopik de olsa insanlarla makinelerin savaşını mutlaka insanlar kazanır. zira onlar mantıksız ve tutarsız ihtimalleri hesap edemezler.
aslında bir tarafta erkeğin,bir tarafta kadının baskın olduğu,denge değil dengesizlik durumudur.ikisi pek bir arada çalışmaz.aslında Soyle de bir temellendirmesi var.empati
sosyal hayatta farklı olan bu iki cinsinde beyin yapilari doğal olarak farklıdır.genel olarak beyinde empati iki kisimlidir.
a-duygusal empati
b-bilissel empati.
kadın duygusal empatiden dışarı pek cikamaz.doğal olarak bilissel empati diye tabir edilen çözüm odaklı,mantık yürütmeye pek dahil olmaz.
erkek ise gelen bilgiyi duygusala kısa süre atip direk bilissel empatiye geçer. ve mantık yürütür.
Soyle ki;bir kadin,bir kadin arkadasiyla derdini paylaşır.hatta diger kadın kisisi gerektiği yerde çok duygusal tepki verir veya ilgili karakterlere söver vs...*
fakat bir kadın,ayni olayi anlattığında erkek olayın duygusalligina bakmaz.taslağı oluşturur.direk olayı nasıl cozerime odaklanir.yani bir süre sonra duygusuz bir çözüm makinesi görevi görür.