burada şehir içi trafikte dörtlülerini yakmış bir araç gördüğünüzde en uygun yere park ederek söz konusu aracın uzaklaşmasını beklemek hayatta kalma ihtimalinizi artırır. zira manisa'da dörtlüleri yanan araçların geçiş üstünlüğü ve her türlü manevrayı istedikleri hız ve şekilde yapma hakları vardır.
yakında büyükşehir belediyesi olacak olmasına rağmenhayatın 8 havuzu ile ulupark arasında * aktığı şehir.anlamadığım konu merkezin sınırları cidden baya genişledi.cbü muradiye kampüsüne şehir içinden gidenler bilir laleli,yeni manisa semtleri çok büyük ve hala hızla büyüyor.organize sanayisi de malum o da hızla gelişiyor.işte bundan sonrasını anlayamıyorum arkadaş.bir şehir hayatı nasıl 500-600 metre ile sınırlı kalıyor.büyük başarı.
tarih boyunca hemen her büyük medeniyetin dikkatini çekecek kadar zengin olmuş manisa topraklarının geçmişi yontma taş devrine kadar uzanır. lidya bölgesi olarak bilinen bölgenin tamamına yakına manisa'dadır. bölgede başka sard (ya da sardis) olmak üzere sayısı yirmiyi aşan antik kent mevcuttur. osmanlılarda ise manisa sancağı, geleceğin padişahlarının ilk görev yeridir. şehzadeler manisa bölgesinin yönetiminde sorumlu tutulup, idarecilik yeteklerini geliştirirlerdi.
en güzel aşkımı yaşadığım, bende farklı bir yeri olan şehir.
belki bu nedenle oraya her gittiğimde, içimi bir mutluluk, bir duygusallık kaplıyor. seviyorum bu kenti, kirli havasını, sokaklarını. sanırım hep te seveceğim.
bu bendeki yeri tabii... öte yandan tarafsız bakacak ve tanım yapacak olursak, bir caddeden oluşan klasik bir anadolu kentidir. pek çekiciliği yoktur. tek avantajı izmir'e yakın olmasıdır. halkı izmir'den çok farklı olarak tutucudur. bu ilçelerine de sirayet etmiştir. ama yine de komşumuzdur, severiz kerataları.
ha bu arada "45 plaka görüyorsan kaçacaksın" sözü izmir trafiğinde baya popülerdir.
trafikte türkiye'nin en kasap şöförlerini barındıran ildir. Ulen hepside aynı kasaptan çıkmış gibiler yol verme anlayışı yok adamlarda ha ayrıca yayalara kırmızı ışıkta geçtikleri için ceza yazılan benim karşılaştığım tek il başka yerde yaşamadım bunu bir günde 600 yayaya kırmızı ışıkta geçtiği için ceza yazıldığına dair rivayetler vardır.
manisayı hiç bilmeden gidiyorsanuz işiniz zor. otogarda inip gideceğiniz yeri bulasıya kadar sorduğunuz herkeste tü allah cezanı versin bilmiyorsan ne geliyorsun kardeşim bakışı hakimdir.
bu güne kadar tanıdığım 20 kadar manisalıyı baz alarak söylüyorum; adam çıkmaz. hatta kadın da çıkmaz. kızları güzel, alımlıdır fakat tecrübe ettiğim kadarıyla ruhları kaşardır.
spil dağı eteklerinde askerlik yapan arkadaş sebebiyle on beş günde bir taşındığım ama bu olmamış ki mottosunu benimsemiş il.
izmirle alakası yoktur önce bu konuda bir mutabık kalalım.
inci uçlu nokia şarja düşkünlükleri var, mekanda ''ya sarjımı unutmusum bilmem ne sarjı var mı?'' diye sordugunuzda alakasız olarak tüm garsonlar ince uçlu nokia sarjı getirdi, bozmadık bizde.
havuzun orada -ki orası manisanın yaşadığı yer, piyasası falan artık ne derseniz- bir cafe, fastfoodcu,iskenderci yani ne ararsanız bünyesinde barındıran bir mekan var, hah gitmeyin oraya iskender'e pilav koydukları için kavga ettim adamlarla, tersleri çok pis.
herkes asker, ablalar vogue mankenlerine kamyon carpmıs gibi.
mesir macunu senliklerinde akıllarını kaybediyorlar, herkes bir sehzade.
otogarda türk kahvesi bir lira, biz korktuk icemedik, sizi bilemem.
türkiye'nin birçok yerini gezmiş biri olarak gözlemim manisa bursa'dan sonra yaşanılacak en güzel 2.şehirdir. manisa sadedir,tarih kokar ve en önemlisi insanı sıcaktır.
ttnet' te çalıştığım zamanlarda internet sattığım müşterinin birisi aradı. torunumu veriyorum onunla konuş dedi. kız çocuğu aldı telefonu eline başladı ağlamaya. benim facebookumu çaldılar. sen de onlardan çal diye kulaklarımı parçaladı. dedesi hacı. adamcağız bir halttan anlamıyor. kayıklı motorumla gelip alayım seni karakola gidelim diyor. polisler bulsun diyor. arayıp da bulamadığım olay. hemen gidelim hacı abi dedim. adamı bekliyorum karakola gidip facebook çalmaktan 14 yaşında bir çocuğu şikayet edicez. uzun lafın kısası sokayım manisa gibi memlekete. sosyal aktivite yokluğundan atraksiyon üretiyorum kendime.
4+1 yıl boyunca üniversiteye devam ettiğim, izmir'de ikamet etmeme rağmen yine de arkadaş evlerinde vakit geçirmek için sınırlarında bulunduğum, içinde gezilip görülecek tek nokta bırakmadığım, "okul bittikten sonra bir daha uğramayacağım" diye büyük konuşup askerlik görevimin bir kısmını da yaptığım, yazın sıcağıyla insanı pestil eden, kışın soğuğuyla dipdiri tutan, iyi tarafını da söylemek gerekirse damak tadına düşkün insanların unutamayacağı lezzetleri barındıran şehirdir.
Celal bayar üniversitesini bünyesinde barındıran ildir. izmire olan yakınlığı ile bilinir. en gelişmiş ilcesi salihlidir. Salihlinin en büyük özelliği ise; lidyalıların parayı o civarlar da bulmuş olmalarıdır.