günler öncesinden hafiften muhabbeti dönmeye başlayınca piknik olayının heyecan sarar sübyan bünyeyi. piknik günü yaklaştıkça gece uykuları daha bi azalır. zaten pikniğe gidilecek günün gecesi uyuyamaz çocuk. sabah 3 saat öncesinden kalkar denize gidiliyorsa yüzme şortu, deniz değilse futbol topu kontrol edilir onlarca kez edilmişse de. velhasıl giderler pikniğe şen şakrak kahvaltı yapılır koşulur, oynanır, terler, yorulur çocuk ee artık yavaştan mangal dumanı sarar etrafı bi an önce sizin aileniz de artık başlayacaktır mangalı yakmaya ama işte aklınızın ucundan bile geçmeyen şey karşınızdadır. aileniz mangal değilde güveç veya kısır gibi yoğrulmuş bi çiğköfteyle sizi başbaşa bırakmıştır. hani mangal dumanında öksürecek eliniz yanma pahasına et alacaktınız mangaldan. yook çocuk yok unut onları.
adama çok pis koyar etrafta mangallar varken oturup güveç veya kısır esintili çiğköfte yemek.
dipnot: ulan ne aç adammışsın sen de diyen ete doymuş yazar kardeşim biz küçükken mangalı mübarek veya özel gün hediyesi bilirdik. sen dumanından etkilenmemek için odanda robotlarınla oynarken biz dumanını bile içimize çekerdik.*