karlı bir günde sıcacık sobanın yanında sulu mandalinanın keyfine varırken duyduğu hazzı , mandalinayı ağzına her attığında hatırlayacak, hatırlarken de içi burkulacak insandır.
mandalinayı soyup serçe parmağına takıyorsa ortasından ve "nasreddin hoca'nın başlığıı hi hii" de diyorsa çocukluğunu hatırlamakla kalmaz, o günleri tekrar tekrar yaşar.
mandalinanın yavrusu diye tabir ettiği en küçük parçasını arkadaşına sevgi gösterisi olarak hediye ettiği ilkokul zamanlarını hatırlar kimi zaman. herkes mandalina getirir, küçük parçası çıkınca en yakın arkadaşına verirdi al sen ye diye. yalnız merak ettiğim niye elma ya da armutta çocukluk hatırlanmıyor da mandalina ve çocukluk dendiğinde tüm bu olaylar hatırlanıyor.
artık var olmayan dedenin elinde siyah poşetle bütün torunlarına mandalina dağıttığı günler hatırlanıyorsa eğer çocukluk da gelir akla, ağlanır da , sızlanır da, özlenir de.
cocuk olmaya en cok yakisan mevsim kistir kim ne dersin...
yazin anasi babasi olsa arkasindan aglar tamam ama, kis kadar hic biri de hatirlatmaz insana bir zamanlar cocuk oldugunu...
havadan ziplaya ziplaya inen kücük, beyaz yaramazlar, o yaramazlarin yaramazliklarina alet olup yapilan kardan adamlar, yilbasi alisverisi, firinda közlenen kestane, hastalaninca nane limon icmek... hepsi cocukluktan cikip gelirler ve tuhaf bir sekilde o günlere aittirler hala...
bir de meyveler tabii ki, sadece kisin o tadi verebilen...
mandalina, portakal, haydi canim hoscakal...
icinde de, kabuklarinda da cocukluk gizlidir ikisinin de... bakmayi bilen, hala görebilir o turuncuya siginmis haldeki rengarenk dünyayi...
babanin bicagi eline almasi, portakallari kendi icin kabuklariyla yuvarlak yuvarlak kesmesi, sizin icin üzerine dikey cizgiler cektikten sonra soymasi o kabuklari...
tek tek ayrilan dilimler, o dilimlerin zar kivamindaki kabuklarini bile soymak ve cigneme zahmetine bile katlanmadan bütün bütüne yutmak hepsini sirayla...
sonra babanin bicagi eline almasi bir kez daha, önündeki portakal ya da mandalina kabuklarindan büyük bir özen ve itinayla yengec yapmasi...
- babaa mandalinamı soyar mısın?
+ ayağını da yıkayım mı oğlum, eşşek kadar oldun üniversite okuyorsun. az işe yara.
- ama baba ben çocukluğumu hatırladım, önceden sen soyardın.
+ çocukluğunun amk eşşek sıpası, o zaman gençtik, sen de küçüktün.