art niyetli bir söylemdir. bop projesi eş başkanı olduğunu söyleyen bir başbakanın mensubu olduğu partiyi eleştirmek kesinlikle mandacılık ya da himayeciliği istemektir(!)
güdülmek isteyen sığırımsı vatandaştır. kalbi sevgi dolu yüreğinde kimseye faydası olmayacak hatta zararı olacak öküzlük besler. güvensizlik içerisinde güvenilmeyecek kimselerin kucağında olmak ister. ister de ister.
örneğin abd'ye türkiyeye manda sistemi kurması için heyet gönderilmesini istemek. arkadaş böyle bir şey ne duydum ne gördüm. resmen "gel bizi becer, neyimiz var neyimiz yok içine et. hatta sana kucak dansı falan yapayım" demenin bir başka yöntemidir. ulan biz milattan öncesinde de devlettik sonrasında da.. nedir bu manda arzusu? git sığırlarla yaşa dangalak.
not: halimiz ortada değil mi? yalan mı söylüyorum lan?
atatürk'e laf eden ve sevmeyen kişilerdir. keza bu akıl yoksunları keşke atatürk olmasaydı da ingilizler işgal etseydi şeklinde normal olmayan yorumlarla kendilerini belli etmişlerdir sol frame'de.
en son kurtuluş savaşı sırasında görülmüş vatandaş tipidir.
hangi düşünce yapısına sahip olduklarını da söylemeye gerek yoktur.
açıp biraz kitap okursanız öğrenirsiniz.
köleleştirilip devşirildiğini anlayamayan, dilinden, dininden, tatil gününden, örf adet ve geleneklerinden, koparıldığını anlayamayan vatandaştır,
dilimizi değiştirdiler evet bunu görebiliyoruz ap açık değilmi?
-onların tatil yaptığı gün tatil yapıyoruz, görebiliyormusunuz? bilmiyorum.
-onlar kafalarına ne takıyorsa onu taktırdılar bize de, sırtlarında ne varsa onu giydirdiler bize, bir çağdaşlık tutturdular ve çağdaşlığın gereğinide kılık kıyafete bağladılar, ne kadar sığ ve dar bir düşünce, ama biz de takıldık peşlerine kıyafet değişince onlar bizi kabul eder zannettik, gerçi zorla değiştirdiler onu da, sarığını çıkarmayanı astılar istiklal mahkemelerinde, istiklal mahkemeleri tepki toplamaya başlayınca, "bu yaptığınız diktatörlüktür, biz halifeyi, vatanımızı dinimizi kurtarmak için savaştık, başka kimsenin adamı değiliz" diyenlerin hepsi vatan haini ilan edildi, ilkokuldan beri çerkez ethemi vatan haini yunan sevdalısı diye bilirdik mesela.
-bir gecede alim bile cahil oldu, aldı eline alfabeyi harf öğrenmeye başladı, sanki bugün eski harflerini kullanan, japonya, rusya, çin, israil, o harfler yüzünden geri kaldı, ne kadar sığ bir düşünce allahım, ve gözümüzün içine baka baka yaptılar bunu.
-köylerden bile sazı toplatıp mandolin dağıtmışlar, yaşlılar anlatırdı babalarında duyduklarını, nasıl bir kinmiş bu halkına allahım, yoksa başkalarının güdümüylemi yapılıyordu?
neyse, daha devam edip vatan haini ilan edilmeyelim şimdi durduk yere,
velhasılı, diktatörün biri geldi, vatanı için halifesi için, savaşanların zaferlerini sahiplendi, onun adını bile bilmeyen milyonları onun askeri ilan ettiler, zaferlerden kendine pay çıkaran bu zatı eleştiren herkes resmen imha edildi, ve şimdi aksini söyleyemeyecek ve düşünemeyecek kadar beynimiz yıkanmış olduğu için, aksini söyleyen herkesi vatan haini ilan eder olduk, olay budur.
manda ve himaye çoktan kabul edilmiştir, şu anki sancı ondan kurtulmanın çabasının verdiği sancıdır, 80 yıldır bileğimizdeki kelepçenin bileğimizde açtığı yaranın sancısıdır.
yabancı dil öğrenmek isteyen vatandaştır. şimdi ingiltere'nin himayesi altında olsaydık ohoo... her dili konuşuyorduk başta ingilizce olmak üzere. elin afrikalısı ne güzel şakır şakır ingilizce konuşuyor.
bunların içinde bir grup egemenliği altında girdiği ülkenin vatandaşı ile aynı hak ve özgürlüklere sahip olacağını sanıyor. ingilizce denmiş ya bir örnek vereyim. cem yılmaz fundametals gösterisinde pakistanlı bir pasaport görevlisini seslendirir. what is your purpose of visit ifadesini pakistanlı görevlisinin söylediği şekilde tekrarlar.
pakistan hindistan gibi belki ingiliz egemenliğinde kalmadı bugün pakistan eskiden hindistandı. ingilterede yaşayan bu insanların durumu bize örnek olsun. amerikada yaşayan hispanikler var mesela. bu insanlar nerelerde çalışıyor bunları görelim. almanyaya giden türkler var. bunlar hep anlayana bir gösterge.
"Elbette medeni milletler içinde kendi geri ve cahil bırakmış, medeniyetin getirdiği olgunluğunu kapı dışarı etmiş zavallı kavimleri özgür bırakma sorumluluğu mevcuttur. Bu aynı zamanda insani bir görevdir.
Buna binaen, yabancı müdahalesi anadolu için özellikle gereklidir. Fransız yönetimi, mutlak baskı demek değildir. Tam tersine bu idarenin altında merhamet arzusu yatmaktadır."
Yani geri kalmış yoplumlar için manda dediğin abinin kardeşini kollaması gibidir diyor arkadaş.
Bir iki yeri bağlama göre uydurdum.
Ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola.